Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

okuyan.öğretmen

288 syf.
9/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Usta yazar Jack London'ın sevgili eşinin teşviki ile yazdığı kendi hikayesi, bir otobiyografi şöleni. Hayatını bulunduğu noktaya getirip yönlendiren ise ne tutkuları, ne maceraları..John barleycorn denilen alkol ile olan dostluğu. Barleycorn arpa tanesi demek. Ortaçağ İngilteresi'nde hasat döngüsünün bir ruhu olduğuna inanılmış ve bu ruh
John Barleycorn
John BarleycornJack London · Türkiye İş Bankası · 20221,313 okunma
Reklam
232 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
19 günde okudu
"Bu komik bir kitap olmayacak. Çünkü espri yapmayı bilmiyorum, çünkü onları anlamıyorum." Evet, bu kitap Christopher'ın da dediği gibi kesinlikle komik değil ama dopdolu bir dostluk kitabı. Özel bir çocuk olan Christopher'ın komşunun köpeğinin ölümüyle başlayan ve sonunda farklı maceralara atılmasına sebep olan olaylar dizisi. Yazar, ana karakterin kafasının tam içine yerleştirmiş okuru. Bu benim için önemli bir yetenek. Kitap boyunca Christopher ne düşünüyor, ne yapıyor, hem yanında hem de aklındaymış gibi hissettim. Kitabı kapattığımda ise yüzümde sıcak bir tebessüm vardı. Kesinlikle tavsiye ederim..
Süper İyi Günler
Süper İyi GünlerMark Haddon · İş Bankası Kültür Yayınları · 20243,218 okunma
188 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Marquez'den okuduğum 5. Kitap ve külliyatı okuma çalışmaları son hız devam ediyor :) Büyülü gerçeklik deyince ilk akla gelen usta yazar Marquez, bu kez yine cinayetler ve darbelerin olduğu bir zaman ve mekana götürüyor bizi. Bir gün insanlar kapılarında kendileri hakkında çeşitli yakıştırmalar bulunan notlarla uyanır. Bu yakıştırmaların ilki bir cinayete sebep olur. Ve daha sonra arkası gelir. Kasabanın hem belediye başkanı hem de polis şefi olan yetkilisi olayları ele almak için farklı yollar denemeye girişir. Ancak başka olayların da birbirini izlemesine sebep olur. Satır aralarında sık sık meydana gelen darbe girişimlerinin ve değişen rejimlerin etkileri, yolsuzluk, ahlaksızlık, rüşvet...ve daha nicesini okuyabilmek mümkün. Diğer kitaplarına göre bana daha akıcı geldi. Aslında bu yazarın her kitabını okuduğumda bir şeyleri kaçırıyormuş gibi hissetmiyor değilim, sanki tam anlamıyla yazarı anlayamıyorum..ama yine de okumaktan hoşlanıyorum. :)
Şer Saati
Şer SaatiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 2020992 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
656 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Kendi adıma 2024 yılının en muazzam kitabını okuduğumu düşünüyorum. En sevdiklerimde bu yıl ilk sıralarda yer alacağına eminim. Yazarın "bugüne kadar yazdıklarım, bu kitap için bir hazırlık niteliğindeydi" söylemini destekler bitelikte bir başyapıt. Kitabın başları yazarın güzel ve canlı betimlemeleri ile Salinas Vadisi'ni
Cennetin Doğusu
Cennetin DoğusuJohn Steinbeck · Sel Yayıncılık · 20176,3bin okunma
208 syf.
10/10 puan verdi
·
12 günde okudu
Sindire sindire ve neredeyse her bir satırının altına çizerek okuduğum harika bir tarih kitabı, içerisinde yok yok.. Osmanlı ekseninde pek çok tarihi ve önemli bilginin vurgusu yapılmakla beraber anlatılan olayla ilgili benzer özellikle hangi çağdaş devlet ya da kişi / olay varsa onlar da naklediliyor. Yani merkezde Osmanlı tarihi derken kenardan köşeden dünyanın durumu hakkında da bilgi edinebiliyorsunuz. Kısa bir özet gibi geçtiği düşünülse de ayrıntılarda yer alan bilgileri vermesi açısından oldukça kıymetli. İçerisinde İlber hocanın eleştirilerine ve yanlış bilinen bilgilerin düzeltilmesine de yer veriliyor. Kitabı okurken sanki İlber hocanın bir sohbetini dinliyormuş gibi hissettim. Dili çok sade günümüz Türkçesinde ve çok akıcı. Muhtemelen serinin 3. kitabının da yazılıp basılacaktır. Tarih meraklılarının severek okuyacağına eminim.
Son İmparatorluk Osmanlı
Son İmparatorluk Osmanlıİlber Ortaylı · Kronik Kitap · 2024892 okunma
Reklam
112 syf.
10/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Üç kıtaya yayılmış büyük İmparatorluğun, 600 yıl gibi uzun bir süre dayanmasının, yayıldığı bölgelerde her anlamda kök salmasının ve bugün bile kendisinden adaletiyle ve hoşgörüsüyle bahsettirmesinin en önemli nedenlerinden biri liyakatlı idarecileridir. En azından ilk yüzyıllarında bu özelliğini korumuştur ve Kadı da bu özelliğin taşradaki baş aktörüdür. Değerli İlber hocamız, çok net, akıcı ve sade bir ifadeyle bize idare ve hukuk adamı olan Kadı'dan bahsediyor. Kadı mertebesinin hangi dönemlerde ve nasıl ortaya çıktığı, eğitimleri, atamaları, görev yelpazesinin genişliği ve kısıtlamaları, yetkileri, süreç içerisinde uğradığı değişimleri temel çizgide ve anlaşılır biçimde aktarıyor. Tüm bu eksenin dışına biraz taşarak Osmanlı'daki eğitim sisteminden, taşra yönetimi ve idaresinden ve hatta ordunun iaşe sağlanması kısmına da kısaca birkaç cümle ile değiniyor. Ben İlber hocanın kitaplarında en çok eleştir yaptığı kısımları seviyorum. Çok doğru yerlere ve yanlış bilgilere temas edip mantıklı bir şekilde açıklıyor. Anlatımın sadeliğini zaten söylemiştim, ancak mesleği ne olursa olsun herkesin anlayabileceği bir dile sahip olması, akademik dilden ziyade gündelik bir anlatımı tercih etmesi, kitaplarını okumamdaki sebeplerden biri.
Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti'nde Kadı
Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti'nde Kadıİlber Ortaylı · Kronik Yayıncılık · 20161,250 okunma
120 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Biyografi yazımına kendine özgü bir üslup getiren
Stefan Zweig
Stefan Zweig
dan tarihsel bir bakış açısıyla iki büyük kıtaya ve önemli bir devlete adını veren Amerigo'ya dair akıcı bir kitap. Okulda anlatılan tarih/coğrafya derslerinden biliriz ki, önce Kolomb yeni kıtaya ayak basmış ancak orasının Hindistan olduğunu iddia etmiş, sncak somra Vespucci oraya gitmiş ve bölgenin "yeni bir dünya" olduğunu farketmiştir. Bu sebeple kaşifi ve isim vereni de Amerigo Vespucci olarak kabul edilir. Peki Vespucci hiç yola çıkmamışsa? Hiçbir keşif gezisine katılmamışsa? Tüm bilgiler sadece birkaç yayıncının altından çıkan bir karmaşalar yumağıysa? Stefan Zweig, belgeler ve tarihi kişiler üzerinden kanıtlar göstererek "Yeni Dünya"nın keşfine çok farklı bir bakış açısı getiriyor. Önce sorguluyorsunuz, Vespucci'yi neredeyse sahtekar ilan ediyorsunuz..sonra..Kolomb'a acıyorsunuz, üzülüyorsunuz...ve daha sonra gerçekleri öğreniyorsunuz. Baştan sona akıcıydı, tam Zweig'ın tarzındaydı. Bilgilerimi sorgulamaya yönlendirdiği için daha çok sevdim. Ve bir cümlenin önemini daha iyi kavradım, sadece keşfetmek değil, bu keşfin ne olduğunj açıklamak, anlatmak keşif yapmaktan neredeyse daha önemli. Tarih, isimlendirmeyi, tanımlamayı daha çok önemsiyor.
Amerigo
AmerigoStefan Zweig · Can Yayınları · 20171,597 okunma
258 syf.
10/10 puan verdi
·
10 saatte okudu
Muazzamdı... Yazarın bu tek romanı için döneminin tüm özelliklerine bir başkaldırı niteliğinde ve pek çok klasik eserden de önce olduğunu tereddütsüz söyleyebilirim. Yazar, Victoria döneminin tüm anlayışlarını, ahlaktan sanata, hepsini hem açıklıyor hem de yeriyor. Kitap daha çok üç karakter arasındaki sohbetler, ilişkiler üzerine gibi. Basil,
Dorian Gray'in Portresi
Dorian Gray'in PortresiOscar Wilde · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202373bin okunma
138 syf.
·
Puan vermedi
·
16 saatte okudu
İlk baskısı 1936 yılında yapılan bu güzel eser, alışılmış İstanbul ve deniz ortamından farklı olarak daha çok köylerde geçen 19 hikayeden oluşuyor. Her bir hikayede sıradan insanların sıradan duygularını ve hayatlarını anlatmaya devam ediyor üstad. Ölümü, kayıpları, insansızlığı, çaresizliği ama yine de umut etmeyi basit bir dilde anlatıyor. Her bir satırıyla çok değerli. Bir semaverden, bir ipekli mendilden, bir karanfilden ne yaşamlar ortaya döküyor... Semaver, Babamın ikinci evi, Bohça, İpekli Mendil en çok etkileyenler oldu beni.
Semaver
SemaverSait Faik Abasıyanık · İş Bankası Kültür Yayınları · 201311,8bin okunma
128 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
"Büyük hayaller kuralım sevgilim! Ben şimdi böyle yapıyorum. Tertemiz bir şehirde, asfalt caddeler üstünde, dibinden metrolar geçen, üstünden kolosal otobüsler uçan, muazzam, eğlenceli bir şehirde seninle yaşamak istiyorum." Eline kalemi alınca her şeyden yazabilen, her şeyi anlatabilen, yazılmasından bu yana onlarca yıl geçmiş olmasına rağmen her duyguyu, hissi yaşatabilen bir yazar Sait Faik benim için. Öykülerle dolu ama her öykü birbiriyle anlatıcısı üzerinden bağlantılı bir kitap bu. Bir bütün bir anlamda. Hepsi ayrı güzeldi ancak beni İkinci Mektup başlıklı kısmı daha çok vurdu. Depremden, deprem sonrası kurumlardan, müteahhitlerden, kızılaydan öyle bir bahsediyor ki diyorsunuz ki yine bir arpa boyu yol gitmemişiz..
Havada Bulut
Havada BulutSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,912 okunma
Reklam
68 syf.
·
Puan vermedi
·
15 saatte okudu
Neden dil devrimi yapıldı, niye gerek görüldü sorularına tatmin edici bir cevap olacak nitelikte bir eser. Baş kısmında Dil devrimi ve yapılan dil kurultayları hakkında özet bilgiler veriyor, arkasından da geometri üzerine başlık başlık, çizimlerle destekleyerek, işlemler yaparak açıklamalar getiriyor. Lise bilgilerimi tazeledim okurken ama en çok ne için bu kadar uğraş verildiğini anladım. Tek yönlü bir kurtuluş mücadelesi olmadığını, kökten bir devrim olduğunu bir kez daha kanıtlıyor, satırlarından fısıldar gibi anlatıyor bu kitap. Bu sebeple sadece geometri kitabı deyip geçemiyorum. Son kısımdaki sözlükte Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bizzat kendisinin çalışmalarının spnuçları yer alıyor, hangi kelimeleri türetmiş, eski kelimeler nasılmış sorularının cevapları var. Kısa ama anlayan için çok değerli...
Geometri
GeometriMustafa Kemal Atatürk · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20201,756 okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
·
7 saatte okudu
️ Madem sevmeyecektin, beni neden yarattın? Bu zamana kadar çizgi filmlerden, korku hikayelerine anlatılmaş ve aktarılmış olan tüm Frankenstein hikayelerini unutun. Gerçeği yazardan, hatta yaratıcısından dinleyin. Kitabı daha iyi anlamak için önsöz kısmını, yazarın hayatını mutlaka okumak gerekiyor, ayrıca Dex yayınlarındaki baskısında Ahmet
Frankenstein Ya Da Modern Prometheus
Frankenstein Ya Da Modern PrometheusMary Shelley · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202013,9bin okunma
416 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
️"Hepimiz kalbimizi kırabilecek insanlardan korkarız." ️"Ölümün kokusu bu kadar keskin miydi acaba?" Muhteşem bir serinin 3. Kitabını okudum, bitti. Tess yine harika bir kurgu ile ana kahramanlarımız Rizzoli & Isles'ı sahneye almış. Biraz polisiye, cinayetler, farklı yerlerde bulunan birbirine bağlantılı cesetler, bir yığın tıbbi terim ve açıklama arasına daha çok Dr. Isles'ın, daha az Rizzoli'nin özel hayatlarını da katmış ve sağlam bir roman oluşturmuş. Baştan sona olaylar akıcı ilerledi, sadece özel hayat kısımlarında biraz yavaşladı diyebilirim ama o bile normal geldi bana. Ayrıca iki kahramanın bu seride hep var olduğunu düşünürsek özel hayatları olmazsa olmazdı. Başta bir kilisede başlayan gizemli saldırı, ilerleyen sayfalarda daha geniş çaplı ve büyük bir karmaşaya dönüşüyor. Olayın da özel hayatla aynı akışta gitmesi kitabın bir bütün olmasını sağlamış. Çok sevdim..Bu sene Rizzoli&Isles serisi tamamlanacak buna eminim
Günahkâr
GünahkârTess Gerritsen · Martı Yayınları · 20126,5bin okunma
344 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Bir yazar olarak sizi en çok strese sokan durum ne olabilir? Mesela "yaşamak için" zorla, ısmarlama kitap yazmak? Üstelik ayaklarınız parçalanmış bir halde, sizi kitap yazmaya zorlayan kişinin merhametine kalmışken... Baştan sona psikolojik gerilim dolu bu romanda sadece iki karakter var. Annie ve Paul. Paul ümlü bir yazar, Annie ise onun bir numaralı hayranı. Paul, bir araba kazası geçirir ve belden aşağısı ciddi bir şekilde zarar görür, Annie ise ne tesadüftür ki onu bulur, evine getirir ve onunla ilgilenir. Ancak bu ilgi olması gerektiği gibi midir, yoksa sinirleri zorlayan düzeyde bir ilgi midir? Merakla, ilgiyle, bazı yerde midem bulanarak, tiksinerek, çoğu yerde ise tedirginlikle okudum. Kesinlikle sevdim. King, baştan sona tansiyonu, gerilimi ve merak duygusunu yukarıda tutmuş, buna bayıldım.
Sadist
SadistStephen King · Altın Kitaplar · 20184,564 okunma
576 syf.
5/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Edebiyatın kilometre taşlarından biri olarak isimlendirilen bir kitabı okumak..dehşet derecede şaşırtıcıydı. Onlarca roman okudum hemen hiçbirinde bu kadar ahlaksız tabloyu bir arada bulmadım, okumadım. Dönemi bu kadar sağlam irdelemesi, bizlere anlatılan Osmanlı son dönem tablosunu önce karalıyor, sonra yeniden çiziyor. Tüm düşüncelerinizi yıkıyor, parçalıyor. Çöküşün içeriden nasıl başladığını, yozlaşmanın ne demek olduğunu gözünüze sokuyor. Konu başlangıcı Meşrutiyet dönemi, milli mücadele dönemi sürecindeki İstanbul olsa da, Adnan isimli bir karakterin etrafında dönen İstanbul var. Öyle bir İstanbul sosyetesi ki... Türk dizilerinden Aşkı Memnu, bu kitabın yanında sütten çıkma ak kaşık... Kimin eli kimin cebinde belli değil. Adam kayırma, adaletsizlik, rüşvet, vatanı devleti satma, namus-suzluk... Okuması bile insanı şok eden olaylar... Kitapta ayrıca o kadar çok karakter var ki.. Bir tane elle tutulur, düzgün karakterli birisi yok. Hepsi birbirinden haysiyetsiz, utanmaz,arsız...ne derseniz! Bunları bu kadar açık yazmamın sebebi, kitabın dilinin de bu kadar açık olması... Ahlaki yozlaşma, dönemin olaylarına ve gidişatına yansıyor ve süreç daha da acınası, daha da umutsuz bir hal alıyor. Tüm bunların gerçek olabileceğini / olduğunu düşünmek insanı ürkütürken, Mustafa Kemal Atatürk ve yoldaşlarının ne şartlar altında neler başardığını bir kez daha hayretle düşünüyor insan.. Naçizane 20 yaş altındakilerin okumamasını tabsiye ederim.
Üç İstanbul
Üç İstanbulMithat Cemal Kuntay · Oğlak Yayıncılık · 20202,424 okunma
511 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.