Körlük kitabı ilk olarak yoğun bir trafiği betimleyerek başlıyor ilk karakterimiz ,doktor araba sürerken bi anda kör olur , fakat körlük bulaşıcıdır devlet durumu fark eder ve kör olan herkesi eski bir hastaneye kapatır .
Koğuşlarda kör olmayan bir tek doktorun karısı vardır . Her gün kör olma korkusuyla açar gözlerini fakat körlük ona bir türlü bulaşmaz .
Bu durumu herkesten saklar , günler geçtikçe askerler koğuşlara daha az yemek ( bisküvi ve süt ) getirir gerek açlıktan gerek körlükten koğuşlar arasında anlaşmızlık çıkar . Bir gün doktorun karısı artık orada askerlerin olmadığını farkeder herkes sokaklara dökülür , doktorun karısı kocasını ve koğuştakileri evine götürür terk edilmiş marketlerden yiyecek aramaya çıkar derken aniden Birgün sokaktan bir ses gelir “ Görüyorum , görebiliyorum “...
Kitap beni çok etkiledi okumanızı öneririm filminizde izleyin mutlaka .