Üç erkek kardeş ve bu kardeşlerin aile yaşantıları, karakterler üzerinden şahane bir şekilde anlatılmış. Bu kardeşlerden Emin adındaki karakterle benim kendi hayatımda yaşadıklarım aynı. Belki de Emin'in kendini anlattığı sayfalarda durup derin bir iç çekişim bundan. Her bir karakter kendini o kadar güzel ifade etmiş ki satır aralarında kendi iki kız kardeşimi gördüm. Anne ve babasının her dediğini yapıp onları kırmamak adına kendi hayatını yaşayamayan, bir "aferin" için ailesinin etrafında dönen Emin, en küçük kardeşiyle aralarındaki az bir yaş farkından dolayı ikiz gibi büyütülen ortanca Ethem, tekne kazıntısı denilip aile fertleri tarafından şımartılacakken abisi Ethem den dolayı küçüklüğünü yaşayamayan Ekrem. Her biri ayrı yerlerinden yaralı, her biri ayrı satırlarda farklı bir noktalama. Ortak noktaları ise sevgisizlik. "
"İnsanlar çocuklarına toprağı sadece tek renge boyamayı öğretirler. Gökyüzünü mavi, çimeni yeşil, güneşi sarı ve toprağı da tamamen kahverengi hayal ederler. Ayaklarının altında gökkuşakları olduğunu bir bilseler."
...ada dediğin şey, her kafesi pencerenin arkasından, duvardaki her çatlağı arasından ve rüzgarla yükseklere çıkan her kızıl kuyruklu atmacadan seni seyreden gözlerle doludur, gözünü hiç kırpmayan bir yırtıcı kuş bakışıdır bu.