“Fakat sen kimsin ki benim için ? Sen, beni asla, asla tanımayan, bir su birikintisinin yanından geçercesine yanımdan geçip giden, bir taşa basarcasına üstüme basan, hep, ama hep yolunda devam eden ve beni sonsuz bekleyiş içerisinde bırakan sen, kimsin ki benim için?”
Acımak kelimesini duyunca insanın yüreğinde nedensiz küçük bir merhamet çiçeği açar, o kadar naif ve narin bir çiçektir ki insanı adeta ölene dek sevmeye mecbur kılar. Neden mecbur kılar dedim çünkü acıdığının yanında olunca onun hem tanrısı hem esiri olursun, onunla beraberken duran hayat seni tanrı gibi gösterse de aslında o tanrılık farkında olmadan sana esirlik zinciri takmıştır.
Peki acıyarak seçtiğimiz kaderi ölene kadar yaşayabilecek kadar güçlü müyüz? Bu bizim için iyilik mi kötülük mü? Bunlara verilecek bütün cevapları okurken düşündüren bir kitap. Stefan ZWEIG, hikayeyi size yaşıyorcasına iyi açıklayabilen ve sizi istemsiz olayın kahramanı ilan eden müthiş bir kalem.
Sabırsız YürekStefan Zweig · Zeplin Kitap · 20176,2bin okunma
İnsancıklar Şu sıralar nedense çok hoşuma gidiyor ve sürekli Dostoyevski okuyorum. Bu kitabını daha yirmili yaşlarda yazdığı için daha fazla sevdim galiba. Tesadüfi elime geçen kitap daha 35. Sayfasında olmama rağmen çok fazlasıyla bağladı beni. Yapmış olduğu betimlemeler çok hoş, bırakın kitabın içindeki karakterleri izlemeyi adeta mektubu yazmak istiyorsunuz. ( ilk yorumum umarım beğenirsiniz :))
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202362,6bin okunma
