Dostoyevski’nin tüm kitapları adeta bir psikiyatristin kalemiyle yazılmış gibidir. Varoluşçu romanın ilk örneklerinden bu kitapta da yaşamla uyumsuz, kafası karışık bir insanın gururu ön plana alarak iç çatışmasını, gelgitlerini anlatır. Hepimizden bir parça. Ne istediğini bilememek, takıntılı ruh hali. Bilinçli olmayı, farkındalık sahibi olmayı hastalık sayan 40 yaşındaki bir adamın buhran dolu yaşamı. Hayatta kendine bir yer bulamamış bir rol biçememiş, insanlar tarafından umursanmayan bir adamın kendisiyle çatışması. Yeraltı burada insanın iç dünyasıdır. Varoluşçu bir kitap. Herkesten bir parça.
“Ant içerim ki her şeyi tam anlamıyla anlamak bir hastalıktır.”