Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Marjorie

%27 (124/456)
·
Puan vermedi
Bitirmek için kendimi zorladığımı fark ettiğimde “Neden yapıyorum bunu kendime?” diyerek yarım bıraktım. Betimlemeler beni çok sıktı doğrusu, ayrıca ne hikayeye ne de karakter gelişimine katkısı olmayan gereksiz diyaloglar da cabası… Kendime eziyet haline geldiğini fark edince atlaya atlaya bazı kısımları okuyarak (elbette birçok şeyi kaçırmışımdır ama buna hiç üzülmüyorum) sonu nereye bağlanıyor diye baktım. İlgimi çekecek bir kitap değilmiş, biraz hayal kırıklığı oldu.
Lady Chatterley'in Aşığı
Lady Chatterley'in AşığıD. H. Lawrence · Can Yayınları · 20211,555 okunma
Reklam
339 syf.
10/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Katilin kim olduğuna dair neredeyse her sayfada fikri değişiyor insanın ve gerçekten hiçbir tahmini doğru çıkmıyor. İddia ediyorum okuyan kimsenin tahmini tutmayacak. Kitaptan beklentim yüksekti, çok sık önerildiğini gördüm, bence bunu karşıladı da. Alır almaz okuduğum, elimde bekletmediğim için çok memnunum. Katile dair tahminleri yanıltmak için çok fazla öge var içinde. Tutarsızlık dikkatimi çekmedi ama açıklanmamış birkaç şey var aklımda. Yine de tatmin edici bir sona sahip. Bu tarz bazı kitaplarda sırf şaşırtmak, yanıltmak için saçma sapan bir karakter çıkartır ya yazar karşına, “Ne alaka ya?” der sinirlenirsin, hah işte bu kitapta öyle değil. Açıklanınca mantıklı her şey. Hatta hayranlık verici.
Ne Yaptığını Biliyorum
Ne Yaptığını BiliyorumAlice Feeney · Yabancı Yayınları · 20222,524 okunma
374 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Gece yatmadan önce “Yarım saat kadar okuyayım.” diyerek başlamıştım kitaba ama bir baktım saat sabah 5 olmuş ve kitap bitmiş… Ben de şaşkınım, inanılmaz sardı. Tam romantik komedi tadında, eğlenceli bir kitaptı. Yazarın yazacağı başka kitapları da takip edeceğim kesinlikle.
Aşk Hipotezi
Aşk HipoteziAli Hazelwood · Nemesis Kitap · 20223,791 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
350 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 saatte okudu
Bu kadar beğeneceğimi tahmin etmediğim bir kitaptı. Tipik bir “popüler kız” fenotipindeki Sam OKB’li ve bunu saklıyor. Sonra okulda yeni bir arkadaş ediniyor ve onun sayesinde okulda bir gizli grup keşfediyor. Yazdıkları şiirleri filtrelemeden, birbirlerini ve kendilerini eleştirmeden birbiriyle paylaşan bir grup bu. Bundan sonra Sam kendi ile ilgili yeni şeyler öğreniyor vesaire vesaire. Plot twist’i daha 50. sayfaya gelmeden anlamıştım, yazar bence iyi gizleyememiş, hatta gizlemek için pek çaba harcamamış. Ancak yine de okurken zevk aldığım bir kitaptı. Kitabın oldukça hafif bir dili var ama sayfaların hiçbirinde sıkılmadım, hikaye hiçbir yerde tıkanmadı. Sayfalar su gibi akıp gidiyor, bir günde bitti zaten.
Şiirimin Her Kelimesi
Şiirimin Her KelimesiTamara Ireland Stone · Pegasus Yayınları · 20201,036 okunma
319 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Kitabın ilk yarısı son yarısına göre daha akıcıydı, dinamiği daha iyiydi bana kalırsa. Zaten bildiğimiz bir hikayeyi başka bir bakış açısından, çok daha yan bir karakterin ağzından okumak keyifliydi bence ama daha iyi olabilir miydi? Evet. Özellikle son 50 sayfa fazla hızlı ilerledi diyebilirim. Briseis’in kişiliği o sayfalarda resmen kayboldu. Bir de son sayfada aynı hikayeyi kapsayan
Akhilleus'un Şarkısı
Akhilleus'un Şarkısı
‘na yapılan gönderme hiç hoşuma gitmedi (Ki kendisi benim en sevdiğim kitaplardan biridir.)
Kızların Suskunluğu
Kızların SuskunluğuPat Barker · İthaki Yayınları · 20201,188 okunma
Reklam
200 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
33 saatte okudu
Hekim-hasta çizgisinin içsel olarak nasıl inceldiğini, kendini çizginin bir orasında bir burasında bulmanın nasıl olduğunu görmek, perspektifi sorgulamak, ölümün kaçınılmazlığını kabullenmek ve bunu nefesinin yettiğince anlatmak... Paul Kalanithi bunu başarmış ve bu dünyadan henüz 37 yaşında göçmüş bir beyin cerrahı. Ve bu onun yarım kalmış anı-biyografi kitabı. Kitaplığımdan birkaç kez elime alıp geri bıraktığım, okumayı ertelediğim bir kitaptı. Zamanlama olarak kitapla tanışmam tam da olası bir hastalığın teşhisini beklediğim döneme denk geldi, sonucu öğrenene kadar okumaya bir türlü cesaret edemedim kitabı. Şükür ki korktuğum gibi olmadı. Yine de kendimden bir şeyler bulmaktan korktuğum, bir hekim adayı olarak bir gün okuyacaklarımı yaşama ihtimalimi düşünüp durduğum bir kitaptı benim için.
Son Nefes Havaya Karışmadan
Son Nefes Havaya KarışmadanPaul Kalanithi · Altın Kitaplar · 20162,025 okunma
309 syf.
8/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Okuması rahat, dili yormayan, su gibi akıp giden bir kitap. Zaman olarak daha uygun bir anda okumaya başlamış olsaydım tek oturuşta bile bitirebilirdim. Beğendim, okurken hep merakımı körükledi ancak sonlara doğru ne olduğunu yavaştan sezdirmesindense plot twist’i ani bir şekilde öğrenmeyi tercih ederdim. Belki bundan belki de beklentim yüksek olduğundan, beni tahmin ettiğim kadar şaşırtmadı.
Sessiz Hasta
Sessiz HastaAlex Michaelides · Domingo Yayınevi · 20234,494 okunma
691 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Ana karakter değil de yan karakterleri konu alan bir kitap olduğundan elim okumaya gitmemişti doğrusu. Hatta acaba özetini, incelemelerini okuyup direkt son kitaba mı geçsem diye düşünüyordum ama öyle bir şey yapmadığıma öyle memnunum ki! Kitabı çok beğendim, seride okuduğum 6 kitaptan en sevdiğim 2. kitap oldu hatta sanırım. Hiç beklemiyordum bu kadar şevkle okuyacağımı. Ayrıca Sartaq >>>> Seri okuyucularının favori erkek karakteri Rowan’dan bile daha çok doldurulmuş Sartaq karakterinin altı bence. Ayrıca seriye yeni dahil olan Yrene’i okumaktan da çok zevk aldım.
Şafak Kulesi
Şafak KulesiSarah J. Maas · Dex Kitap · 2019854 okunma
176 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Biraz hap yap para kap mantığıyla yazılmış, daha doğrusu o basitlikte ve tekrarlayan, uzun cümlelerle yazılmış, ara ara yanında hiçbir açıklaması olmayan resimlerle pekiştirilmiş bir kitap. Benim mi beklentim daha çoktu bilemiyorum ama okumasam da olurmuş.
Kadim Cadılık Öğretisi
Kadim Cadılık ÖğretisiErhan Altunay · Destek Yayınları · 2020296 okunma
374 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
16 saatte okudu
Aşkın daha önce görmediğim bir yüzünü, istismar ve şiddetin sonuçlarını, dışarıdan bakılıp verilebilecek hükmün içeriden o kadar da kolay olmadığını anlattı bu kitap bana. Lily’nin hem çocukluğu hem de yetişkinliği için çok üzgünüm. Bunu yaşamış, yaşamak zorunda bırakılmış herkes için çok üzgünüm. Hep “Bu kadınlar kendilerine şiddet uygulayan bu erkekleri nasıl hala sevebiliyorlar? Nasıl onlara geri dönebiliyorlar? Nasıl kendilerine bunu yapabiliyorlar?” diye düşünürdüm. Çizgilerim çok netti, yapılması gereken terk etmekti ve üstünde düşünmeye gerek dahi yoktu. Bu kitabı okumadan önce tam olarak böyle düşünürdüm. Hala aynı sonuca varılması gerektiğini düşünüyorum ancak bu kararın neden o kadar da kolay verilemediğini, o kadınların nasıl hala sevebildiklerini anlıyorum. Lily bunu anlamamı sağladı. Sadece bu durumda da değil, artık dışarıdan verilebilen hükümlerin görünmeyen bir sürü yönü es geçtiğini de anlıyorum. Bu kitap benim başlamadan önce umduğum gibi romantik, iç ısıtan ve yeri geldiğinde ağlatan bir aşk romanı değil. Ben çok farklı bir şey umarak okumuştum ancak karşıma çıkan şey ile çok daha memnun oldum. Bu kitap aile içi şiddete şahit olarak büyüyen bir kızın büyüyüp kendi kızı olduğunda onu aynı durumdan korumasının hikayesi. Onlarla biten bir hikaye.
Bizimle Başladı Bizimle Bitti
Bizimle Başladı Bizimle BittiColleen Hoover · Epsilon Yayınevi · 20216,5bin okunma
Reklam
288 syf.
8/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Serinin ilk üç kitabını çok sevmiş biri olarak beğendim ancak diğerleriyle mukayese bile edilemez. Kendine ait bir konusu yok, aslına bakarsanız doğru dürüst hiçbir olay dahi olmuyor diyebilirim, sadece arayı doldurmak ve okuyucuyu 4. kitaba hazırlamak, dikkatleri Feyre'den Nesta ucubesine çekmek için yazılmış. Sırf benim all-time favori çiftim olan Feyre & Rhys içinde bulunduğu için (ve bundan sonraki kitaplar da onları az buçuk barındıracağı için) okumaya devam edeceğim seriyi. Yoksa huysuz, nankör ve meymenetsiz (nasıl nefret kusuyorum ama kjdlkf) Nesta ve yaşadıkları zerre umurumda değil. Ben Gümüş Alevler Sarayı'ndan önce bunu hiç okumasam mı acaba diye düşünmüştüm çünkü zaten bir ara kitap ve okurların hakkında yorumları pek iç açıcı değildi. Ancak yine de seriyi tam okumak istediğimden dolayı okudum ve pişman değilim. Yorumlarda abartıldığı kadar kötü değil ancak 3. kitaptan hemen sonra okusam ben de büyük hayal kırıklığına uğrardım sanırım. Araya birkaç ay koyduğumdan karakterleri özlemişim ve bu boş beleş kitap bile beni tatmin etmeye yetti o nedenle. Henüz okumamış olanlara 3. kitapla arasına zaman koymalarını önerebilirim.
Buz ve Yıldızışığı Sarayı
Buz ve Yıldızışığı SarayıSarah J. Maas · Dex Yayınları · 20201,258 okunma
420 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Beklentimin yüksek olduğu, daha okumadan seveceğimden emin olduğum bir kitaptı "Sadece Rüzgar Bilir". Ama bu kadar seveceğimi, 1 günde, elimden düşürmeden bitireceğimi ben bile tahmin edemedim. Öncelikle kurguda eksikler vardı bence, akla tam yatmayan ve altı doldurulmamış "fantastik" olayın ne olduğunu galiba kitabı okumayanlar bile arka kapağından çıkarabilir. Ama ona rağmen öyle güzel, öyle "tok" bir hisle kapattım ki kitabın kapağını, eksik hiçbir şey yokmuş gibi hissettirdi. Kitabın özellikle son 60 sayfasında düpedüz ağlamaya başladığımı söylemeliyim. Acısını hissettiğim aşk bana ait olmasa bile beni ağlatır ve ben bu aşkı çok ama çok net bir şekilde hissettim. Outlander dizisini izleyen varsa, tam o tadı veren hatta bence daha da güzel bir kitaptı. Kitap da dizi izliyormuş gibi bir izlenim yaratıyor zaten insanda. Okurken gözünüzün önünde akıp gidiyor sahneler sanki. Ayrıca yazarın dilinin yumuşaklığını çok sevdim, Amy Harmon'ın elimde başka bir kitabı daha var ve şu an onu da okuma listemde daha önlere çekmeyi planlıyorum. Kısacası, çok sevdiğim, belki ara ara tekrar bazı yerlerini açıp okuyacağım ve gönül rahatlığıyla -ve hatta büyük bir şevkle- önerebileceğim bir kitap. Tarih ile harmanlanmış aşk hikayelerini severim derseniz hiç durmayın, hemen alın okuyun.
Sadece Rüzgar Bilir
Sadece Rüzgar BilirAmy Harmon · Yabancı Yayınlar · 2021914 okunma
102 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 saatte okudu
2 saat gibi bir sürede, tek seferde okudum. Okurken yormayan, hatta aksine dinginleştiren bir kitap. En azından ben öyle hissettim. Keşke dedim, keşke daha uzun olsaydı. Kısa olduğu için her şey çok hızlı gelişti özellikle son yarısında. Uzatılarak, okuyucuya daha çok şey verilerek yazılabilirdi. Ama yine de çok beğendim, beklentimin üzerinde çıktı doğrusu. Karakterlerden birinin adı olan Silver kitabın orijinal adı olan "Silver in the Wood" düşünülünce daha mantıklı, daha güzel geliyor. Devam kitabı olan "Drowned Country"i çevrilir çevrilmez alırım diye düşünüyorum.
Korudaki Gümüş
Korudaki GümüşEmily Tesh · İthaki Yayınları · 2021154 okunma
246 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Okuyalı bir ayı geçtiği halde dün filmini de izleyince hakkında bir şeyler yazmak istedim. Filmi izleyince ister istemez karşılaştırıyor insan. Film çok güzeldi, ancak kitap çok daha güzel. Filmi izleyen, seven herkesin okumadıysa okumasını tavsiye ederim çünkü filmde gördüğünüz detaylar (örn. Oliver'ın sarı, kırmızı, yeşil mayoları) sadece görsellikle kalmayıp bir anlam da kazanıyor. Her uyarlama filme sahip olan kitap gibi "Adınla Çağır Beni" de daha derin, daha güzel. Hep kitaplığımda zapt edeceğim, ara ara açıp tekrar okuyacağım bir kitap benim için.
Adınla Çağır Beni
Adınla Çağır BeniAndré Aciman · Sel Yayınları · 20203,433 okunma
534 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
12 saatte okudu
Bir günde bitti, ben de şaşkınım. İçine çekti kitap direkt, harika harika harika. Başka söyleyecek bir şey bulamıyorum, gerçekten harika *fangirl hissediyor*
Dikenler ve Güller Sarayı
Dikenler ve Güller SarayıSarah J. Maas · Dex Kitap · 20163,919 okunma
448 syf.
8/10 puan verdi
·
23 saatte okudu
Kitabın dili çok sade, edebi süslerden çok uzak ancak yine de bu sevmeme engel olamadı. Akıp giden, insanı hiç yormayan, çerezlik diyebileceğim bir tarzda yazılmış. Ancak yazarın yarattığı evren çok güzel ve okumaya değer. Ben dizisini izlemiştim, ilk kitabı konu alıyor ilk sezon. O yüzden beklemediğim hiçbir şey yoktu elbette, hatta dizi kitaptan bazı yönlerde daha iyiydi. Özellikle Karanlıklar Efendisi dizide daha iyi yansıtılmış, altı ve karakteri daha iyi doldurulmuş. Fakat önceden okuduğum yorumlarda da gördüğüm kadarıyla yazar her kitapta kendini geliştiyormuş, yazımı gittikçe güçleniyormuş. Bakalım diğer kitapları nasıl?
Gölge ve Kemik
Gölge ve KemikLeigh Bardugo · Martı Yayınları · 20216,3bin okunma
Reklam
237 syf.
8/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Okuması yormayan, çerezlik diyebileceğim, romanlaştırılmış bir kişisel gelişim kitabı. Okuyan herkesin içinde kendinden bir parça bulabileceği bir ana karaktere sahip. Kitabın içinde de mutlaka herkese faydası dokunabilecek öneriler, methodlardan bahsediliyor ancak bunu klasik bir kişisel gelişim kitabı gibi, dikte eder bir hava ile vermiyor yazar. Roman içinde, karakterden karaktere aktarılırken kendiniz alıyorsunuz tüm bunları.
İkinci Hayatın Tek Bir Hayatın Olduğunu Anladığında Başlar
İkinci Hayatın Tek Bir Hayatın Olduğunu Anladığında BaşlarRaphaelle Giordano · Yan Pasaj · 20171,080 okunma
368 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
24 saatte okudu
Dizisini izlemeden önce kitabını okumalıyım mutlaka dedim. Beklentim çoktu ve beni yanıltmadı. Sonunu asla tahmin edemedim, asla! Kitap bittiğinde “Nasıl yaa?!” diye sesli sesli söylendim bir yandan. Şaşkınlıktan açılan ağzımı bir süre kapatamadım. Harikaydı! Tek kelimeyle harika! İdeal görünen bir çift ve ikisiyle de farklı, ayrı ilişkisi olan bir kadın (Louise) görüyoruz kitapta. Kitabın başları pek gerilim değil de romantik komedi tadındaydı sanki. Ancak bu atmosferin bozulması anca kitabın ortalarını buldu. Okurken tahmin edebiliyorsunuz bir şeyler, ancak tahmininiz tutmuyor. Daha fazla bir şey söylemeyeceğim, okuyun :)
Gözlerinin Ardında
Gözlerinin ArdındaSarah Pinborough · İthaki Yayınları · 20201,041 okunma
179 syf.
7/10 puan verdi
·
4 saatte okudu
Tek oturuşta, 2,5 saatlik bir okumayla bitirdim kitabı. Öncelikle türünün gerilim olduğunu biliyordum, ismini gördüğümden beri konusunun ne olacağını da tahmin edebiliyordum ancak içindeki “asıl olayı” kitabın ortalarına, hatta biraz ilerisine kadar tahmin edemedim. İncelemelerde gördüğüm kadarıyla bazı okurlar sonuna kadar tahmin edememiş ama aslında kitabın birçok yerinde ipucu var, okurken hep içten içe şüphelenmiş ve kitabın sonunu aşağı yukarı tahmin etmiştim. Eğer edememiş olsaydım eminim sonu benim için daha heyecanlı, kitap benim için daha etkili olurdu. Ancak bu benim okuduğum ilk gerilim romanıydı, kendimi nedense daha fazlasına hazırlamıştım, o nedenle etkisi beklediğimden az kaldı. ( spoiler alert ) Kitabın ikinci sayfasındaki “Çok cin içen güzel bir kızla tanıştığımı söyledim.” kısmına kadar ağzından okuduğumuz karakteri erkek sanıyordum. O konuşmayı okuduğumda geri dönüp bir baktım, sahiden erkek değil miymiş diye. Kelimelerin cinsiyeti olmasa da anlatım şekli bana bunu çağrıştırmıştı, belki yazarın cinsiyeti ister istemez etkilemiştir yazımı ya da yazar bize daha en başından bir ipucu vermek istemiştir.
Her Şeyi Bitirmeyi Düşünüyorum
Her Şeyi Bitirmeyi DüşünüyorumIain Reid · Hep Kitap · 20161,181 okunma
331 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Konu çok güzel, işlenişi güzel ancak yazarın dili beni pek cezbetmedi. Uzayıp giden cümleler ve cümle arası verilen uzun uzadıya bilgiler beni sıktı. Ayrıca yazarın stiline sadık kalınsın diye üzerinde pek editörlükle uğraşılmamış olsa gerek. Neredeyse hiç paragraf yok, satır başı yok. Okurken gözüm de zihnim de yoruldu bu nedende. Devam kitabı olan “Görmek”i de almıştım ama ara vermeden hemen okuyabileceğimi zannetmiyorum.
Körlük
KörlükJosé Saramago · Kırmızı Kedi · 2022104,4bin okunma
318 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Geçen sene elime aldığım, yarısındayken bıraktığım bir kitaptı. O dönem okuyabileceğim bir şey değilmiş demek ki, bir şans daha verip tekrar baştan başladığımda fark ettim bunu. Hızla bitirdiğim, zevkle okuduğum bir kitap oldu. Sadece sona bağlanışının çok hızlı olduğunu söylemeliyim, biraz aceleye getirilmiş gibi. Giriş gelişme çok iyi ama sonuç birkaç sayfada olup bitmeseydi, keşke daha uzun sürseydi diye umdum. Bir parmak şaklatması kadar kısa bir sürede döndü her şey. Ya da bana öyle geldi, bilemiyorum.
Zamanı Durdurmanın Yolları
Zamanı Durdurmanın YollarıMatt Haig · Domingo Yayınevi · 20226,9bin okunma
376 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Sipariş ettikten sonra gelişini dört gözle beklediğim bir kitaptı ve beklentilerimi hiç de boşa çıkarmadı. Yazarın okudum ilk kitabıydı ancak son olmayacak, hemen Ben Kirke’yi de almayı düşünüyorum. Okurken Patroklos’un hissettiği her şeyi ben de hissettim, sanki yaşayan benmişim gibi okudum sayfaları. Kitaba daha yeni başlamışken sayfaları karıştırdım ve en arkadaki karakter dizini okuduğum için neler olacağını biliyordum. Siz henüz kitabı bitirmediyseniz orayı hemen okumasanız iyi olur. Son sayfalarda pıtır pıtır gözyaşlarım dökülmeye başladı. Hatta öyle ki son iki sayfadan önce kitabı kapatıp biraz sakinleşmem gerekti. Halbuki yeni bir olay olduğundan değildi. Anlatım o kadar yalın olmasına rağmen sayfalar duygulara karşı o denli geçirgen ki... Aşırı beğendiğim, kitaplığımda daima tutacağım bir kitap oldu Akhilleus’un Şarkısı.
Akhilleus’un Şarkısı
Akhilleus’un ŞarkısıMadeline Miller · İthaki Yayınları · 202013,6bin okunma
Reklam
360 syf.
7/10 puan verdi
·
10 saatte okudu
Okumak için neden bu kadar geç kaldığımı bilmiyorum. Kitap aylardır elimin altındaydı ama yine de okumamak için direndim. Bunda hakkındaki yorumların kötü olmasının etkisi vardır illa ama bir yanım hep Harry Potter'ın içinde olduğu okumadığım bir şey kalsın istiyordu sanırım. Sonuç olarak elime alınca tek seferde bitirdim. Yorumları (buradaki yorumlardan bahsetmiyorum, genel) biraz acımasız buldum. Senaryoda büyük eksiklikler, mantıksızlıklar, boşluklar var evet, ama... Harry Potter ya! Konu hakkında bir damla olsa kana kana içerim yine de.
Harry Potter ve Lanetli Çocuk
Harry Potter ve Lanetli ÇocukJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Yapı Kredi Yayınları · 20169,7bin okunma
712 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Hello old friend :) Ergenliği tam Alacakaranlık dönemine denk gelmiş ve gerek kitapları gerek filmleri hatmetmiş biri olarak tam da o "fan"lığımı komik bulduğum bir dönemde çıktı kitap. İlk çıktığı sırada "Aman artık ne Alacakaranlığıymış ya yıl olmuş 2020" modundaydım ki internet alışverişim sırasında gözüme ilişti. Eksik kalmasın bari diyip aldım ve... Bam! Meğer ben hala fanmışım. Neyse kitaba gelecek olursak, ba-yıl-dım! Kitap gözüme olması gerekenden kalın gelmişti ancak daha fazlası olsa onu da okurdum. Olayları Edward'ın bakış açısından okumak çok daha güzeldi. Ayrıca Alacakaranlık'taki (gerek kitap gerek film) birçok boşluğu dolduruyor bu kitap. Mesela Bella'yı bale stüdyosunda kurtarmaya geldiklerinde ilk başta Edward niye yalnızdı diye düşünüp durmuştum filmlerde. Onun dahi cevabı vardı. Ayrıca Edward'ın Bella'ya ne zaman aşık olduğunu da rahatça fark edebiliyorsunuz. Duygularının ne kadar güçlü olduğunu, hatta Yeni Ay'da onu terk edişinin düşünsel hazırlık aşmasını dahi görebiliyoruz. Tam zamanı olmasa da eninde sonunda onu bırakacağını kabullenmiş oluşunu. Ben çok beğendim kitabı, devam kitaplarının da Edward ağzından yazılmış halini okumayı çok isterdim ama sadece Yeni Ay bile olur. Orada da Bella'dan ayrılınca aylar süren boşlukta neler yaptığını, neler düşündüğünü bilebilirdik. Diğerleri olmasa da olur, hatta olmasın. Ama yazarın devamını gelmeyeceğini söylediğini okumuştum sanırım bir yerde. Ama yine de belli olmaz, belki bir 12 yıl sonra yeni bir Edward kitabıyla karşımıza çıkabilir Stephenie.
Gece Yarısı Güneşi
Gece Yarısı GüneşiStephenie Meyer · Epsilon Yayınları · 20202,114 okunma
259 syf.
5/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
Kitabı almadan önce okuduğum arka kapak bana daha farklı bir hikaye çağrıştırmıştı ve nedense bu kitabı okudukça biraz hayal kırıklığına uğradım. Arka kapak sonrası hayal ettiğim hikaye daha çok bizim 2020 Mart/Nisan aylarında yaşadığımız gibiydi. Ofiste yalnız çalışırken, herkes eve kapanmışken düşündüğüm şey daha çok içsel hesaplaşmalar, günlük rutinlerdi. Kitapta ise daha çok zombivari bir kaos vardı. (Hummalıların beyin yememeleri hariç) Ve salgın sürecinden çok ana karakterin geçmiş yaşamını okuyoruz, kitaba adını veren salgına dair bölümler o kadar az ki! Ayrıca hikayenin sürekli zaman/mekan değiştirmesini sevmedim. Ama en çok sevmediğim şey ise konuşmalar! Ah o konuşmalar! Neden tırnak işareti yok?! Konuşmalar ve düşünceler aynı satırda ve hiçbir noktalama işaretiyle ayrılmamış olunca hangisi karakterin sesli söylediği hangisi düşüncesi anlamak çok zor. Ve yorucu. Kesinlikle bundan nefret ettim. Sırf bu bile kitabı bitirmek için kendimi zorlamama sebep oldu. Ayrıca kitabın ortalarında bir yerde Candace'ın ailesiyle ilgili onların anısına dair bir bölüm vardı. O kadar sıkıcıydı ki, atlayarak kitap okumaktan nefret eden ben bile o bölümü atlamak zorunda kaldım. Eğer atlamasam kitabı bırakırdım muhtemelen. Ve sonu! O kadar ucu açık bitti ki... Sanki okumam boşuna gitmiş gibi hissettim. Ayrıca okurken içimin sıkıldığı, kendimi içinde bulunduğumuz durumun daha da kötüleştiğinde neler olabileceğini düşünürken buldum. O yüzden hızlıca bitsin istedim.
Salgın
SalgınLing Ma · İthaki Yayınları · 2020365 okunma
368 syf.
10/10 puan verdi
·
11 saatte okudu
İlk kitap olan Salgın'ı bitirince hemen başladım ve o gün bitti. İlk kitaptan daha çok beğendiğimi söylemeliyim. Normalde ilkine de 10 puan verirdim ama buna 10 verdikten sonra diğerini 9 yapmak zorunda kaldım! Kitaba dair beğenmediğim tek şey sonunun hızlı gelmiş olması olabilir. Keşke biraz daha detay görebilseydik. Ama gerek konusu, gerek yazım dili harika bir iki kitaplık seriydi. İyi ki okumuşum. (spoiler) Coen'in bağışıklık kazanması sonrasında Thea'nın hissettiği duyguları o kadar güçlü hissettim ki sanki ben yaşamışım gibi... O boşluk hissini ve sonrasında görüşürken sürekli düşüncelerini bilmek istemesini çok iyi anladım, yazar duyguyu çok iyi geçirmiş. Keşke sonrasında yaşamlarına dair de bazı şeyleri bilebilseydik. Mesela Gina iyileşti mi? Thea o çok istediği üniversiteye gidebildi mi vs vs. Bunların olmaması bir eksiklik yaratmamış ama bilmeyi yine de isterdim.
Bağışıklık
BağışıklıkErin Bowman · Epsilon Yayınevi · 2020173 okunma
355 syf.
9/10 puan verdi
·
36 saatte okudu
Beğenip beğenmeyeceğimi bilmememe rağmen devam kitabı olan Bağışıklık ile beraber alıp okumaya başladığım kitap. İlk sayfalarda biraz sıkıldığımı ve "Tüh, keşke ikinci kitabı almasaydım bari." dediğimi hatırlıyorum. Ancak gezegen isimleri, karakterler bir süre sonra aşina hale geliyor ve ufak bir aksiyonla, merak duygusuyla kitap sizi içine çekiyor. Öyle ki, iki günde bitirdim kitabı ve kendimi dizginlemesem bir günde dahi biterdi. Yazarın dili oldukça akıcı. Konu sıkmıyor ve her şeyi gözünüzde canlandırabiliyorsunuz. Karakter tasvirleri karakterle ilk karşılaşmamızda detaylı yapılmadığı için orası sizin hayal gücünüze kalıyor. Sonrasında eklenen birkaç tasvir aklımdaki görüntüyle çelişse de su gibi akıp giden bir kitaptı. Kendimi bir film izliyormuş gibi hissettim, ki bu hissi çok severim. Devam kitabı olduğu için sonu çok keskin bırakılmış, basımları arasında zaman olduğundan ilk basıldığında okusam bu duruma kızabilirdim belki ama biter bitmez ikinci kitaba başlayabildiğim için beni etkilemedi.
Salgın
SalgınErin Bowman · Epsilon Yayınevi · 2020398 okunma