Neden bu kadar geç kaldım bu kitabı okumakta diye sormadan duramıyorum kendime. Gerek sayfa sayısının çok olması gerekse duyduğum birkaç olumsuz yorum, beni çok korkutmuştu. Ama şu an, kitap bittiğinde Anna ile yüreğim sızlaya sızlaya vedalaşıyorum. Bu duygularla da ilk incelememi yazıyorum. Kitapta kahramanlar öyle güzel betimlenmiş ki, gözümü kapattığımda Anna ile Vronskiy bir baloda dans ediyorlar, Levin her zaman olduğu gibi bir köşeye çekilerek ruhsal arayışlarına devam ediyor. Karakterler fazlasıyla gerçekçi. Zaman zaman Anna'ya kızsam da, her defasında onu anlamaya çalışırken buldum kendimi. Kiti'yi düşündüğümde minik bir gülümseme, Vronskiy ise genel bir huzursuzluk hâli yarattı bende. Roman her ne kadar aşk romanı gibi görünse de kişilerin kendilerini bulma arayışları,toplumsal çalkantılar,sınıf farklılıkları gibi bir çok konuyla karşılaşıyorsunuz. Yani demem o ki; eğer siz de bu kitabı okumayı erteliyorsanız, lütfen benim kadar geç kalmayın. Anna ile bir an önce tanışın. Sırf giriş cümlesi için bile bu romana şans verilir.