Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Deniz

Deniz
@Denys
#Neobeat #per aspera ad astra
üniversite
12 okur puanı
Ocak 2021 tarihinde katıldı
Deniz tekrar paylaştı.
Kendi küçük hayatlarını dar kafalı küçük formüllere göre yaşayanları, bir araya toplaşmış sürüler dışında var olmayan varlıkları, yaşamlarını başkalarının düşüncelerine göre kalıplara sokanları, kölesi oldukları çocuksu kurallar nedeniyle gerçekten yaşamayı ve birey olmayı beceremeyenleri düşününce bir iki kez acı kahkahalara boğuldu...
Sayfa 302Kitabı okudu
Reklam
Deniz tekrar paylaştı.
Bence aslolan, hangi şekilde olursa olsun, insanın, olabildiğince, kendisini kendi olarak hissedebileceği bir hayatı sürdürmeyi gerçekleştirebilmesi.
“Sadece kendi dünyasıyla sınırlı dar görüşlünün, evrensele akıl hocalığı yapmaya çalışmasının kadim tragedyasıydı bu”
Sayfa 233 - İş bankası

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
“İnsanın asıl doğum yeri, kendisine ilk kez akıllıca baktığı yerdir.” [Marguerite Yourcenar / Hadrianus'un Anıları]
Reklam
"İnsanlar gösterdiğiniz nedenlere, içtenliğinize ve acılarınızın ağırlığına ancak siz öldüğünüzde inanırlar"
Gerçek bir sevgi olması için cinsel sevginin bir şartı yerine getirmesi gerekir: Varlığımın özünden sevmem ve diğer insanı da varlığının özüyle tanımam gerekir. Özde bütün insanlar eşittir. Hepimiz bir bütünün parçalarıyız; hepimiz biriz. Böyle olunca kimi sevdiğimin önemli olmaması gerekir. Sevgi aslında bir istem, yaşamımı bütünüyle başka bir insana bağlama kararı olmalıdır. Bozulmayan evliliklerin, çiftlerin birbirini seçmediği, birbiri için seçildikleri - buna rağmen birbirlerini sevmelerinin beklendiği- birçok geleneksel evlenme biçiminin arkasında da bu düşünce vardır. Günümüzde batı toplumunda bu düşünce tamamıyla yanlış kabul edilir. Sevginin birdenbire dayanılmaz bir duyguya kapıldığımız, kendiliğinden gelişen duygusal bir tepkinin sonucu olmasını isteriz. Böyle değerlendirilirse, söz konusu iki insanın kendilerine özgü özellikleri dikkate alınır. Birini sevmek yalnızca güçlü bir duygu değildir ;bu bir karar, bir yargı, bir söz vermedir. Eğer sevgi sadece duygu olsaydı birbirini ölünceye dek sevmek için söz vermek gerekmezdi. Duygular gelip geçicidir. Eğer muhakeme ve karar verme gücüm devrede değilse, ben sevginin ölünceye dek süreceğini nasıl iddia edebilirim?
Biz yine birbirimizi bulacağız. dönüp dolaşıp karmaşık yollardan değil yan yana akan iki nehir gibi. Söz hem iyi olacağız hem mutlu hem temiz.
Sorumluluk, sevginin üçüncü bileşeni olan başkalarına saygıyı içermiyorsa;kolaylıkla karşısındakine egemen olmaya ve ona kendin için sahip olmaya dönüşebilir. Saygının korku ve çekinmeyle bir ilgisi yoktur: Saygı bir insanı olduğu gibi görme, onun kendine özgü bireyselliğini algılamaktır. Bu nedenle sömürüyü içermez. Diğer insanın büyüyüp gelişmesinin kendi yararına kendine özgü olmasını isterim, bana faydası olsun diye değil Karşımdakini gerçekten seviyorsam, kendimi onunla bir hissederim, ama bu o öyle olduğu içindir, benim gereksinimlerimi karşılayacak bir nesne olduğundan değil. Başka bir insana saygı duyabilmem için kendi bağımsızlığıma ulaşmam gerektiği çok açık. Eğer koltuk değneği olmadan ayakta durup yürüyebiliyorsam, bunun için başkasını kullanmama gerek yoktur. Saygının ön şartı özgürlüktür. Eski bir Fransız şarkısında şöyle denir: I'amour est I'enfent de la liberte. Sevgi özgürlüğün çocuğudur, hiçbir zaman baskının değil..
"Çünkü sen birbirine geçmiş bir yaşam biçimi içinde etkili olan cisimlerin ve maskelerin kaynaştığı derinliklerde kendini gayet mutlu hissediyorsun ve bu yüzden senin yüzüne bakıp mutlu olduğunu görmek insanı rahatlatıyor."
386 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.