Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Devrim Efsun Özgür

120 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Kibar,nahif, güçlü bir anlatı, yüreğime mührünü bırakan kitaplardan biri,derin ve dokunaklı bir metin. Taşların sesine kulak veriyoruz. Fransa'da bir ailenin üçüncü çocuğu engelli olarak doğar, göremez, konuşamaz, yürüyemez...Bu çocuğun tüm ailenin hayatını nasıl etkilediğini ve çocuğun gidişinden sonra varlığının sessiz izlerinin aile bireylerini etkilemeye nasıl devam ettiğini görüyoruz hatta ölümünden sonra doğan sonuncuyu bile... Olumlu birer anne baba figürü var, çocukları için ellerinden geleni yapan, obsesif bir ağabey,engelli kardeşine kendini adamış ve isyankar abla, engelli kardeşine umursamaz davranan ve sonradan doğan sonuncu, o da hiç görmediği ölen kardeşinin varlığı ve izlerini yüreğinde hissederek büyüyor.Zaman geçtikçe ailede bazı roller değişiyor, bazı şeylerin izleri ise insanın benliğine yapışıp kalıyor. Çok güzel anlatmış yazar, taşların çözülen dilinin fısıldadığı cümlelere bayıldım. Üç ayrı bölümden oluşuyor kitap: Ağabeyi, kızkardeşi ve sonuncuyu taşların ağzından dinliyoruz. Hacmi geniş değil ama içeriği çok şey barındırıyor. Aile olmayı, kardeşliği,engelli bir bireye aile olmayı, geçmiş yaşantılarımızın ömrümüzün geri kalanını nasıl şekillendirebildiğini çok güzel anlatmış. Yazarın dili ve üslubu çok iyiydi. İyi ki okudum.
Taşların Anlattığı
Taşların AnlattığıClara Dupont · İletişim Yayınları · 202424 okunma
Reklam
312 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Sade, yalın bir dil, akıcı bir üslupla bir dostluk, büyüme,hayal etme,yazma hikayesi okumak üzere 2. Dünya Savaşı sonrası bir Fransız köyünde buluyoruz kendimizi.Agnes ile Fabianne 'nin yaşamlarına konuk oluyoruz.İki farklı karakter, iki yakın arkadaş. Fabianne kayıplar yaşamış,okulu bırakmış, hayvanlarıyla ilgilenen bir köylü kızı, oldukça zeki, hayatı daha derin daha olgun bir şekilde algılıyor. Agnes ise uysal, güzel,iyi huylu bir kız.Biz eser boyunca Agnes'in anlattıklarını dinliyoruz.Fabianne bir kitap yazmalarını öneriyor, o söylüyor Agnes yazıyor. Kitapta bebek ölümleri ile ilgili tedirgin edici, yaşlarının üstünde hikayeler var( gerçek ile uyumlu).Kitapta sadece Agnes 'in adı yazıyor ve kitap bir şekilde ses getiriyor.Agnes köyden ayrılmak ve zengin kızlarının gittiği bir okula gitmek zorunda kalıyor.Arkadaşına sadakat ile bağlı olan Agnes ondan ayrılığı için çok üzgündür.Aralarındaki ilişki mektuplar ile devam ediyor. Zamanla ikisi ayrı yerlere ve hayatlara sürüklenen kızların iletişimi bir süre sonra kopuyor.Biz Agnes 'in satırlarını okuyoruz ama kitabın gizli ve sessiz kahramanı Fabianne biraz da. Eserin arka perdesinde savaşın toplumda açtığı yaraları, toplumun kadına layık gördüğü yeri, evlat kaybını,sınıf farkını da görüyoruz. Kitap çok hızlı okunuyor, akıcı, ödüllü ama bazı şeyleri daha detaylı anlatabilirdi, aslında çok acı olaylar var ama hızlı hızlı geçmiş gibi geldi bana.
Kazkafanın Kitabı
Kazkafanın KitabıYiyun Li · Türkiye İş Bankası Yayınları · 202433 okunma
176 syf.
·
Puan vermedi
O Yazın Tanrısı, savaşı başka bir gözle görüp, diğer taraftan anlatan kitaplardan.12 yaşındaki Luisa'nın ailesi ile birlikte Nazi subayı olan eniştesinin çiftliğindeki yaşamına konuk oluyoruz, 1945 yılına ışınlanıyoruz.Luisa çok kitap okuyan,iyi gözlem yapan, akıllı bir çocuk.O yıl onun büyümek zorunda kaldığı yıl olacaktır çünkü bombalar eşliğinde, göçmenler ile birlikte, ilk aşkın gölgesinde,Naziler için çalışan bir baba, iğrenç bir enişte,iki ayrı fiyasko abla ile beraber, bazen dehşet ve çaresizlik bazen şaşkınlık ve hüzün dolu ;birçok travma ile kuşatılmış günler geçirmektedir.Ama asıl Luisa'nın hayatına düşen gölge savaşın yanı sıra başına gelen daha feci bir olaydan kaynaklanmaktadır. 2. Dünya Savaşı ile ilgili çok kitap okudum, daha iyilerini de okudum ama bunu da sevdim. İnsanın beyninde zamanla büyüyen,etkisini sonra gösterenlerden.İnsanı bir anda çarpmıyor ama ruhunda iz bırakıyor. İncelikli, güzel yazılmış bir eser ve iyi çeviri.
O Yazın Tanrısı
O Yazın TanrısıRalf Rothmann · Yapı Kredi Yayınları · 202132 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
104 syf.
·
Puan vermedi
Erkeksiz Kadınlar:İran edebiyatı, coğrafyasından ötürü genelde karanlıktır.Cok severim ama okurken hep yüreğim dağlanır. Bu kısacık eser ise masal tadında yazılmış, kadına dayatılan her şeye direnen,alegorik bir novella. Çok ağır şeyler var içinde ama bunu gerçeküstü bir şekilde anlattığı için insanın kalbine bıçaklar saplamıyor. Toplum baskısı,
Erkeksiz Kadınlar
Erkeksiz KadınlarShahrnush Parsipur · Can Yayınları · 20247 okunma
456 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Llosa okumak her zaman bir keyif, külliyatını bitirmeyi hayal edebildiğim nadir yazarlardan. Julia Teyze de elimden bırakamadan okuduğum bir eser oldu. Bir büyüme, olgunlaşma, yazar olma ve âşık olma meselesini önümüze sunuyor. 18 yaşında radyoda çalışan, hukuk öğrencisi Marito ile Bolivya'dan gelen yeni boşanmış güzel Julia'nın doludizgin aşkına tanık oluyoruz. Yalnız Bolivya'dan gelen biri daha vardır ki onda Marito'nun hayatında önemli bir yer tutar ve onun radyo tiyatrosunda anlattıkları orijinalliği, merak uyandırıcılığı, akıcılığı ile müthiş bir okuma deneyimi ile sarıp sarmalıyor okuru. En merak uyandırıcı yerinde kesilen hikayeler zaman geçtikçe birbirinin içinde eriyor, birbirine karışıyor. Yazarın edebî dehasına da bu bölümlerde iyice şapka çıkardım. Eser bir yandan Marito ile Julia'nın hikayesini anlatırken diğer taraftan Pedro Camacho'nun radyo tiyatrosu için yazıkları ekseninde ilerliyor. Bizi 1950'li yıllarda Peru(Lima)'ya götüren eser ilişkileri irdelerken diktatörlüğün baskıcı atmosferini de hafif hafif solutuyor bize. Otobiyografik izler de taşıyan kitabı çok sevdim, Llosa mutlaka tanışılması gereken yazarlardan.
Julia Teyze
Julia TeyzeMario Vargas Llosa · Can Yayınları · 202341 okunma
Reklam
167 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Medusa çok güzel bir isim yayınevi için, kadın yazarları basacak olmaları ayrı, özel bir deneyim olacak Yalan Dolan ise çok iyi bir başlangıç. Muzip bir anlatı, esprili bir dil, kıvrak bir zekânın ürünü, keyifli, içten,cesur bir eser. Büyüme, kadın olma, yazar olma,kendini bulurken de özgürleşme öyküsü. Otobiyografik satırlar ile harmanlanmış, doğal ve lafını sakınmayan, akıcı,sade bir anlatım, dudağa tebessüm yerleştiren cinsten. Aslında hayatının her dönemi ile ilgili anekdotlar yazarak ilerlemiş yazar ama bunlar kopuk değil, birbirinin devamı gibi, bütünlüklü. Ben bu büyüme hikayesini keyifle okudum, sevdim.
Yalan Dolan
Yalan DolanVeronica Raimo · Medusa Yayınları · 202455 okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Yüzleşme, çok beğendim bir kitap oldu, elimden bırakmayı hiç istemedim, belleğime kazındı.Bir savaş hikayesi yüzleşme ama aynı zamanda bir bekleyiş hikâyesi de.2. Dünya Savaşı sırasında Berlin'de yaşayan Katharina ile Ruslarla çarpışan Peter'in uzaktan kıyılan nikahla evlenmesi ile başlıyor. İzne gelen Peter ve Katharina iyi anlaşır. Peter cepheye döner, onu oradaki zorluklar ile mücadele ederken, karar verirken, tercih yaparken görüyoruz, tüm ağır koşullara tek dayanağı karısına duyduğu sevgi ve özlemdir. Katharina için ise beklemek oldukça zordur. Katharina da çok büyük bedeller öder, acılar çeker. Geçen zaman zarfında ikisi de büyük değişimler yaşarlar. İnsan olmayı, cepheyi, ağır koşulları, sevgiyi, savaşı başka bir gözle görmemizi sağlıyor kitap. Almanya'daki düzeni, güçlüyü, zayıfı, savaşın en yalın ve acımasız gerçeklerini önümüze seriyor, hem bizi onlarla hem de Peter ve Katharina'yı hayatla ve birbiri ile yüzleştiriyor. İkisinin yaşadıkları ile eş zamanlı ilerleyen kitap oldukça akıcı. Fazla diyalog okumayı sevmem ama bu eserdeki diyaloglar fazla olmasına rağmen, etkileyici ve yerli yerinde idi. Bu kitaba ba-yıl-dım. Yazarı Koloni adlı kitabını da çok beğenmiştim . İki kitapta farklı iki anlatım var, ikisi de çok başarılı.
Yüzleşme
YüzleşmeAudrey Magee · Delidolu Yayınları · 202412 okunma
216 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Öyle bir metin ki kalıplara sığmıyor,insana bunu yazan bir "harika" dedirtiyor. Dili espirili,ironik, bol bol güldürüyor ama arı gibi sokmayı da ihmal etmiyor.Aslında gerçekleri yüzümüze çarpıyor ama bunu gelecekten yapıyor, distopik bir Rusya'dan sesleniyor ama insanın en büyük ilkelliklerini de gün yüzüne çıkarıyor, en
Opriçnik’in Bir Günü
Opriçnik’in Bir GünüVladimir Sorokin · Can Yayınları · 202415 okunma
224 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Aslında bu kitabı okumak yakın zaman okuma planlarım arasında yoktu ama Moskova 'daki saldırıdan sonra Rusya ile ilgili bir şey okumak istedim ve kendimi bu kitabın sayfaları arasında buldum. Bu bir siyasi tarih kitabı, bu türü sevenlerin daha çok seveceği bir eser olduğunu düşünüyorum. Kısa bir eser olmasına rağmen içeriği oldukça zengin çünkü dinamik, enerjik bir metin. Gerçeklerin tarihi kurgu ile harmanlanmış hâli. Dolayısıyla Rusya tarihinin birçok dönemine gidip geliyoruz. Olanları Putin'in siyasi danışmanlığını yapmış Baranov'un ağzından dinliyoruz. Rusya'nın ve Sovyetler Birliği'nin tarihine damga vurmuş birçok olay gözümün önünden film şeridi gibi geçtiği gibi Putin dönemini Rusya'yı da analiz etmemi sağladı kitap. Putin'in adım adım iktidara gelişinden tutun da SSCB' nin yıkılışına, Gül Devrimi, Turuncu Devrim gibi olaylarla ABD'nin bölgeye nasıl konduğunda kadar birçok olayı Baranov'un gözünden görüp acayip gerçek, düşündürücü tahlil ve analizler ile durup durup düşünüyoruz kitabı okurken. Zamyetin'den Gasparov'a ,Stalin'e kadar birçok önemli şahsın da okura selam çıktığı metin renkli ve akıcı.
Kremlin’in Büyücüsü
Kremlin’in BüyücüsüGiuliano da Empoli · Ayrıntı Yayınları · 202354 okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir istasyon, üç ayrı yolculuk, üç ayrı zaman, örümcek ağı gibi bağlanan, iç içe geçmiş olaylar, adım adım çözülen düğümler... Travmalar,sevilmeme, tercih edilmeme hissi,ait olamama,gergin bir anlatım,gri tekinsiz bir atmosfer, insanı rahatsız eden, zihnine çakılan detaylar...En sevdiğim...Soluk almadan okudum. Harriet, Oscar ve Yana'nın anlattıkları ve zamanda geriye doğru gidişlerle ilerliyor kitap, her bölüm trene yeni bir vagon ekliyor sanki. Parçalanmış bir ailenin geçmişinin izini sürerken hakikatin de peşine düşüyoruz ve bunları farklı zaman diliminde aynı istasyona aynı ailenin farklı bireylerinin yaptığı tren yolculukları ekseninde öğreniyoruz. Her bölüm bir düğüm daha atıyor zincire ve gerçeğe bir adım daha yaklaşıyoruz. Kitabın yarattığı tekinsiz havayı son satıra kadar soludum. Üç ayrı anlatıcının hiçbir karışıklığa yer vermeden, ipler birbirine girmeden anlatmasına bayıldım ve kitabı kalbim yerinden çıka çıka okudum. Geçmişin çocukluk travmalarının, ebeveyn hatalarının ruhumuzda ne keskin ne derin izler bıraktığını ve yaşantımızı nasıl etkilediğini en soğuk ateşte içimizi yaka yaka anlatmış yazar.O gri,puslu atmosferde gerim gerim gerildim. Zihnime kazınmış sahnelerle dolu esere bayıldığımı söylememe gerek yok sanırım. Yazarın daha önce Hayatta Kalanlar kitabını ayıla bayıla okumuştum. İkisi de çokça,bolca,fazlaca tavsiye...
Malma İstasyonu
Malma İstasyonuAlex Schulman · Timaş Yayınları · 202479 okunma
Reklam
248 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Toplumunun insan üzerindeki gücü ve etkisinin ırkçılık ve sömürü ile harmanlanmış güzel bir anlatısı.Mary zamanı için farklı bir kız, kendine özgü giyiniyor, çalışıyor, evde değil bir kız yurdunda yaşamayı tercih ediyor, herkesi tanıyor ama kimseyle duygusal bir ilişki yaşamıyor. Kendi içinde mutlu bir kızdır ama arkadaşlarının kendisini hakkında söylediği bazı şeylere kulak misafiri olur ve duyduğu bir cümle onu allak bullak eder,toplumun ona nasıl baktığını öğrenince hayatını mercek altına yatırır ve panikle evlenmesi gerektiğine karar verir çünkü toplumun ondan beklentisi budur. Sonuçta Dick Turner adlı yoksulluğa yeminli, başarısız bir çiftçi ile evlenip taşraya gider. Yaptığı sevgisiz, kısır evlilik Mary'nin ruhunu öldürmeye başlar ve psikojisini yerle bir eder, içindeki öfkeyi çiftlikteki zenci çalışanlardan çıkarır. Mary'nin sevgisiz, ruhsuz evliliği ve taşranın monotonluğunda çürüyen ruhu ile hastalıklı bir kadın olmasını okuyoruz. Tüm stresini akıttığı zencilere tavırları oldukça sinir bozucuydu. En son işe aldıkları Moses onun dengesini bozup ayarlarıyla oynuyor. Sömürgecilik, ırkçılık, toplum baskısı,evlilik , ataerkil düzen gibi kavramların irdelendiği eser dönemini yansıtması, özellikle Mary'nin psikolojisini okura güçlü bir şekilde aktarması ve akıcı üslubu ile okunmaya değer, kıymetli bir romanın sayfalarında gezdiriyor bizi.
Türkü Söylüyor Otlar
Türkü Söylüyor OtlarDoris Lessing · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023398 okunma
128 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kısa ama derin, düşündürücü bir kitap, okuması keyifli.Eski, ünlü muhabir Marco'ya eski çalışma arkadaşı Julia'nın geçmişte kendisine tecavüz ettiğini iddia etmesi ile başlıyor. Olayları Marco'nun yaşadıklarını anlattığı arkadaşının ağzından dinliyoruz. Anlatıcı Marco'nun arkadaşı fakat geçmişten gelen Julia ile bir tanışıklığı ve ona aşinalığı da var. O geceyi ikisinin ağzından da dinleme fırsatı bulan anlatıcı zamanla tarafsızlığını kaybediyor. Olayları hem Julia hem Marco'nun cephesinden dinlediğimizde gerçek algısı berraklığını kaybediyor, dengemiz şaşıyor. Algılarımız devreye giriyor, doğruyu tam netleştirmek çok zorlaşıyor, sonra "acaba"lar devreye giriyor. Böyle okurun ayarları ile oynayan kitapları seviyorum. Sonlara doğru sarsıcı bir olayla insanın yüreğinde iz bırakan kitap ayni zamanda toplumun kabullerinin ve linç kültürünün ne kadar güçlü olabileceğini düşünmemizi sağlıyor. Akıcı, güzel bir üslupla yazılmış,sevdim.
Bir Faunun Öğleden Sonrası
Bir Faunun Öğleden SonrasıJames Lasdun · Yapı Kredi Yayınları · 202156 okunma
216 syf.
·
Puan vermedi
Öğrencilerimin hediyelerine boynum kıldan incedir, Kuru Kız da güzel bir yüreğin anlamlı hediyesi idi.Elime alınca da nasıl bittiğini bilmediğim bir kitap oldu. Kitabın ilk sayfalarında dünyanın öbür ucundaki Ateş Toprakları Urshuaia'ya giden Kuru Kız ile tanışıyoruz sonraki bölümlerde de onu oraya götüren nedenleri öğreniyoruz. Küçük bir
Kuru Kız
Kuru KızAyfer Tunç · Can Yayınları · 20233,362 okunma
160 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Ruhumu örseleyen, sarsıcı, çarpıcı,insanın yüzüne gerçekleri tokat gibi çarpan ve bunu soğuk, mesafeli bir dille yapan, kaliteli bir eser. Kitabın anlatımı soğuk ama çok güçlü. Yakıcı gerçekleri ajite etmeden anlatan eserler favorim. İskoç -Afrikalı bir babası ve daha doğarken kaybettiği annesi ile hayata bir sıfır yenik başlayan Xuela'nın hikayesini kendi ağzından dinliyoruz. Xuela'yı babası çamaşırcı kadına veriyor daha küçükken sonra üvey annesi ile yaşamak zorunda kalıyor. Orada da huzur bulamayınca bir ailenin yanında yaşamaya başlıyor, hayatı oradan oraya savrulan Xuela cinselliği keşfetmesi, kadınlığa adım atması ile kendi hayatının kontrolünü de eline alıyor. Hüznün bir motif olarak satırlara işlendiği eserde annesizliğin de hayatında nasıl başat bir faktör olarak Xuela'nın tüm kararlarında başrolü oynadığını gözlemliyoruz. Zıtlıklarla örülü bir metin.Baba faktörü bile birçok zıtlığı bünyesinde barındırıyor. Hem sömrüleni hem sömüreni genlerinde, ruhunda taşıyan baba, birini seçiyor ve bu kararı tüm hayatını şekillendirmesinde etkili oluyor. İnce ve derin sömürü eleştirisi ile işlenmiş eser bunu da gözümüze sokmadan bize sunuyor.Ayrıca erkek egemen sisteme de her satırında iğnelerini sokmayı ihmal etmiyor eser. Xuela birçok şeyin farkında bir kadın ve soğukkanlı, yaşadığı olaylar onu duygusal olmaktan uzaklaştırıyor, o yüzden bize anlattıkları da sert, yalın,sanki dünyaya ve kendine uzaktan bakarmışçasına anlatmış. Yazarın dili de oldukça zengin, betimlemeleri başarılı. Çok etkilendim.
Annemin Otobiyografisi
Annemin OtobiyografisiJamaica Kincaid · Jaguar Kitap · 2023122 okunma
424 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Yazarın farklı beyninin ürünü farklı bir eser. Eğlenceli, muzip bir dili de var Kitap Mr.White'ın İsviçre'ye girerken kayıp heykeltıraş Stiller olduğu gerekçesiyle tutuklanması ile başlıyor. White 'ın hapishanede tuttuğu notlar şeklinde ilerliyor. Oyuncu, üçkağıtçı bir kitap. White'ın notları ile beraber, Stiller'in yaşamını, geçmişini irdelerken, adaleti, kimliği,hayatta üstümüze yapışan misyonları, mutluluk kavramını, yer yer varoluşu da sorguladığımız bir metin okuyoruz.Yazarın sistemle, düzenle,belli ki ülkesi İsviçre ile ilgili de sorunları var. Kitap özgün,keyifli , yoğun bir anlatma sahip ama Yapı Kredi'nin mink minik puntoları ve blok gibi nefes almadan aşağı inen satırları ile başım belaya girdi yine eseri okurken. Bir de bazı şeyleri daha az cümle kurarak da anlatabilirmiş gibi hissettim. Yazarın Kont Öderland ve Homo Faber kitapları da bolca tavsiyedir.
Stiller
StillerMax Frisch · Yapı Kredi Yayınları · 2020187 okunma
478 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.