Bir deyim vardır ya ‘tutunduğumuz dal elimizde kaldı.’
Öyle de değil midir gerçekten?
Bir derdiniz olur bir insanı sırdaş bilir sırtınızı yaslarsınız, hastalanır bir ilaca müptela olursunuz, sizi koruması için bir eşyaya sırtınızı yaslarsınız. O ki insan her şartta tutunacak bir dal bulur. Bir gün bakar ki ne güvendiği dostu kalmış, ne içtiği ilaç ona deva olmuş, ne de o eşya ona siper olabilmiş. Tutunduğu dal elinde kuruyup gitmiş. Yakın zaman da belki de hepimiz defalarca kez yaşadık bunları.
Peki gerçekten her şey bu deyim kadar basit mi? Bunun bir hikmeti yok mu? Dalın sahibi olan ağacı göremeyişimizden değil midir tutunduğumuz dalı kurutmamız?
Bir görebilsek varlığı ne yere ne göğe sığabilen, sonsuz kökleri ve dalları olan, bütün sebeplerin tek müsebbibi olan, azametinden sual olunamayacak Çınar’ı. Bir sarılabilsek gövdesine ve tutunsak köklerine, kurudu sandığımız dallar çiçeklenecek.
Oysa ne acizdir insan...
#üçocakikibinyirmibir
#ey