Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Salih Ömer

Salih Ömer
@DoktorJustice
Özgürlük Ekmekten Daha Değerlidir.
Sporcu, İnsan Hakları Savunucusu, Aktivist
LİSANS
İSTANBUL
37 okur puanı
Eylül 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Bir rahibe gibi değil bir kadın gibi güldü. - Benimki çok masumdu mösyö, sizinki de çok günahkâr. Cevap, rahibeye değil baronese verildi: - İkisine de ihtiyacımız var madam, yaralanmak ve iyileşmek için. - Yaralanmaya neden ihtiyacımız olsun ki?.. - İyileşebilmek için madam...
Reklam
- Benim de masum günlerim oldu... Ayrılık hikâyelerinden önce, ben de herkes gibi, kavuşamayanların hikâyesini okudum, birçok arkadaşım gibi dokunmanın hazzını kendim keşfettim ama dokunamamanın korkunç hazzını da bu kitaptan öğrendim
İlk kez o gece, Sir Clementine'e, onun bir kadın olduğunu fark ederek ve istekle baktı. "Kader beni kendisini eğlendirmek için yarattı," demişti bir seferinde ve galiba haklıydı, kendisini terk eden karısına sadık olan erkeğin ilk hoşlandığı kadın, kadınlığından vazgeçmiş bir rahibeydi.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Günah sözcüğü, bir kadınla bir erkek arasında her telaffuz edildiğinde, o kadınla o erkek kim olursa olsun, kendi yakıcılığım ve çekiciliğini yaratır, kendisinden korunmak için giyilen en kalın üniformalardan, cüppelerden, örtülerden geçip hafızalardan asla silinemeyen o günahkâr tecrübelere ve onların vermiş olduğu hazza ulaşır, sahip olduğu şeytani güçle insanın ruhunu kıpırdatır.
- Ah, keşke tek günahım bu olsaydı... Ama ben günahın çok daha zevklilerini, daha affedilmez olanlarını yaşadım... Emin olun bu yeni günah, diğerlerinin yanında çok masum kalır.
Reklam
- Mösyö Hikmet, biz ölümden sonra bile hayatın bitmediğini, hayatın ölümden sonra yeniden ve daha güzel başladığını bilirken, siz nasıl olur da hayatınızın daha bu dünyada, ömrünüzün en güzel zamanında bittiğine karar verebilirsiniz?..
Bundan sonrası artık Beyhude bir hayat benim için; beklediğin bir şey kalmayınca gençlik de bitiyor; ben ne bekleyebilirim, hiçbir şey... Bundan sonra hayat sadece bir mecburiyet benim için, hatta inanır mısınız, bir mahkûmiyet...
Duyduğu acıya rağmen içinde bir kırgınlık yoktu; ölümün kenarından dönenlerde görülen bir dervişlikle, herkesi tek tek anlamaya çalışıyor, sevdiklerinin kendisini görmeye bir kez bile gelmemesine kendince mazeretler buluyordu.
UNUTAMADIĞIM GÜLÜMSEME
Bizim Japon balıklarımız vardı. Işığı gizleyen kalın perdelerin yanında masanın üzerinde bir kasenin içinde dönüp dururlardı. Annemiz hep gülümserdi bizim. Hepimizin de mutlu olmasını ister, bana hep "mutlu ol Henry!" derdi. Haklıydı da; eğer olabilirsen, mutluluk iyidir. Fakat babam onu ve beni haftada birkaç kez döverdi. 1,80
A Smile To Remember
we had goldfish and they circled around and around in the bowl on the table near the heavy drapes covering the picture window and my mother, always smiling, wanting us all to be happy, told me, 'be happy Henry!' and she was right: it's better to be happy if you can but my father continued to beat her and me several times a week
Reklam
İyi yetişmiş bazı erkeklerde görülen çocukça bir saflık ve masumiyetle, sevebilmenin son sınırına kadar yürümüştü; bu duyguların daha ötesi yoktu, daha ötesi ölümdü; zaten o da sevilmediği anda ölümün sınırını geçmeyi denemiş ama kendi deyimiyle 'maalesef bunu becerememişti.
Hikmet Bey, aslında, sevebilmek için acı çekmek zorunda olan insanlardan değildi; o, sevdiği zaman bütün ruhuyla, varlığıyla seviyordu; bu sevgiyi bir engel, bir özlem, bir çaresizlik, bir oyun ya da bir ihanet daha fazla artıramazdı; Mehpare Hanım'ı sevdiğinde ruhunun hiçbir zerresini sakınmamış, kendisine bir şey ayırmamış, bir tereddüt duymamıştı.
265 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.