Her kesin içinde bir hiss vardır.Elalem ne der.Bu hiss insanlara duymamız için değil,bizi Yaradana duymamız için verilmiştir. Yani benim hakkımda ne düşünyorlar değil,"benim hakkımda ne düşünüyor acaba" demen için verilmiştir.
Herhangi bir şeyi sınırlandırmak çok güçtür. Dünyayı,yaşamı sınırlandıramayız. İyi kabul ettiğimiz, tatlı, güzel dediğimiz birçok davranışta, duyguda yabanlık vardır.
Sakın! dikkat ediniz.. İhtilâf-ı meşrebinizden ve zaif damarlarınızdan ve derd-i maişet zaruretinizden ehl-i dalâlet istifade edip, birbirinizi tenkid ettirmeye meydan vermeyiniz. Meşveret-i şer'iyye ile reylerinizi teşettütten muhafaza ediniz. İhlâs Risalesi'nin düsturlarını her vakit göz önünüzde bulundurunuz.
Kastamonu Lâhikası
Cevşenü'l-Kebîr ve Risale-i Nur ve Hizb-i Nurî dahi kâinatı baştan başa nurlandırıyor. Zulümat karanlıklarını dağıtıyor.. gafletleri, tabiatları parça parça ediyor. Ehl-i gaflet ve ehl-i dalâletin altında saklanmak istedikleri perdeleri yırtıyor gördüm. Kâinatı, envaiyle pamuk gibi hallaç ediyor, taraklar ile tarıyor müşahede ettim. Ehl-i dalâletin boğulduğu en son ve en geniş kâinat perdelerinin arkasında, envar-ı tevhidi gösteriyor.
Evet kardeşlerim, Hazret-i İsa Aleyhisselâm, İncil-i Şerifte demiş ki:
"Ben gidiyorum, tâ size tesellici gelsin. Yani Ahmed Aleyhissalâtü Vesselâm gelsin." demesiyle Kur'ân'ın beşere gayet büyük bir neticesi, bir gayesi, bir hediyesi, tesellisidir.