Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Elif

Breuer ilk kez genç arkadaşında artık çocuksuluktan pek eser kalmadığını fark etti. Onun yerini bir cüret ve inançları için dik durma kararlılığı almıştı; bu özelliklerden kendisinde de olmasını çok isterdi.
Reklam
"Zeki olduğu kesin Josef. Ama merak ettiğim, bu delice bir zeka mı yoksa zeka deliliği mi?"
Keşke bir bademcik forsepsi yardımıyla bu korkuları kökleriyle birlikte söküp atabilseydi!

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Ümit mi? Ümit kötülüklerin en büyüğüdür!" Nietzsche haykırıyordu artık. "İnsanca, Pek İnsanca adlı kitabımda, Pandora'nın kutusu açıldığında ve Zeus'un oraya yerleştirdiği kötülükler insanların dünyasına saçıldığında hiç kimsenin farkında olmadığı son bir kötülük kalacak; o da ümittir, demiştim. O zamandan bu yana insanlar o kutunun ve içindeki ümidin iyi bir şey olduğu yanılgısı içindeler. Ama Zeus'un insanın eziyet çekmeye devam etmesi arzusunu unutup gittik. Ümit kötülüklerin en büyüğüdür çünkü eziyeti uzatır."
Reklam
“Kutsal olan hakikat değil, kişinin kendi hakikatini aramasıdır! İnsanın kendisini sorgulamasından daha kutsal ne olabilir?… ‘Kimsen o ol.’”
“Bazen” dedi Nietzsche, “öğretmenler katı davranmalı. İnsanlara zor şeyler de söylenmeli çünkü hayat zor, ölmek de zor.” “Öğretmenler bazen katı olmalı diyorsunuz. Belki. Ama doktorun görevi stresi azaltmak ve bedenin iyileşme yeteneğini artırmaktır.”
hastalarınla iletişimde ol.
İnsan böyle şeyleri kitaplardan değil, hasta yatağının kenarında geçirdiği zamanlardan bilir.
“Herkesin kendi adına gerçekleştirmesi gereken görev, gerçeği keşfetmektir.”
“Dürüstlük; yani dürüst sorular ve dürüst cevaplar, en iyi tedaviye yol açar.”
Reklam
“Hayır, mesele benim az güvenmiş olmam değil, çok fazla güvenmiş olmamdı.”
“Belki de herkes sürü olmaktan zevk almıyordur.”
Yaşamanın benim için bir nedeni var ve nasılına da katlanabilirim.
bence de
Hayatının mercek altına alınmasından gizliden gizliye hoşlanmayan bir hasta hiç görmemişti zaten. İnceleme ne kadar kapsamlı olursa hasta o kadar hoşlanıyordu. İncelenmenin verdiği haz o kadar derine iniyordu ki Breuer, yaşlılık, hayattaki kayıplar, kişinin arkadaşlarından daha uzun yaşaması gibi şeylerin verdiği acının asıl bu gözlem yokluğundan, yani hiç kimsenin şahit olmadığı bir yaşam sürmekten kaynaklandığına inanıyordu.
2.229 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.