Duygu Temirli

Reklam
#201745824 alıntımdan anlaşılacağı üzere, bir ufak ekleme olarak şunu söylemek isterim. Burada Sapiens hakkında 'sonsuz sayıda yabancıyla iş yapabilmekten' kasıt; her bireyin toplumla işbirliği yapması, topluma karşı sorumlu olması ve hatta sosyal bir varlık olması. Biz insanları dünyaya hakim kılan, daha üstün varlıklar olmamızı sağlayan nihai sonuç sosyal varlıklar olmamız. Yani daha duygusal olmamız... Çünkü sosyopatların duygularının olmadığı söylenir. Daha çok insana karşı vicdani duygular daha büyük kitleler halinde işbirliği yapmamızı sağlar. Bu da diğer canlılara göre daha çok dünyaya hükmedebilmemizi sağlar.
Selim Işık'ın kendini tutunamayanların arasında görmemesi, onun tam bir tutunamayan olduğunu ispatlamıyor mu? Okurken başta çok sıkıldım, yarım bırakmayı düşündüm, devam ettim ve hala da sıkılıyorum. Sanırım bu da benim tutunamayan özelliğim. Ama sıkıldıkça da kitaba hayran kaldım. Böyle bir kitap işte...
Tutunamayanlar
Tutunamayanlar

Reader Follow Recommendations

See All
Tutunamayanlar
Tutunamayanlar
kitabında öyle bir cümle var ki, tam 76 sayfa sürüyor. Evet yanlış okumadınız, 76 sayfa... Hem de araya hiç virgül konulmamış. Düşünceye ara vermeden yazılmış. Okuyan için öyle zor ki, gerçekten bu kitaba tutunmakta çok zorlanıyorum. Okuduğum en ağır kitap. Okuyup, bitirebilenleri tebrik ederim.
Türkçe dil uzmanı veya edebiyatla profesyonel olarak ilgilenen biri değilim ve eminim benim de pek çok hatam vardır. Ama beni cidden rahatsız eden ve insanlarda sıkça gözlemlediğim bir yanlış var. Virgülden ve noktadan sonra boşluk bırakılmadan sözcüklere devam edilmesi hatası. Bu ilkokul bilgisine burada, pek çok okur tarafından alıntıların ve incelemelerin yazımında rastlıyorum. Hiç mi kitap okurken gözlemlemiyorsunuz? Çok ince bir ayrıntı olabilir ama değil. Bundan rahatsızlık duymam size garip de gelebilir. Ama tekrar ediyorum bu bir ilkokul bilgisidir. Hani '-de' nin ayrı yazılması gerektiğini nasıl savunuyorsak... Bu tür hatalar bundan bile kötüdür. Bari burada yapılmasın. Duyar kastığım için kusura bakmayın :) Dayanamadım.
Reklam
#99120932 az önce incelemesini yapmış olduğum 'Kumral Ada, Mavi Tuna' romanının bende yaratmış olduğu hayal kırıklığını hala atlatamıyorum. Kitaba saygısızlık etmek istemiyorum ama bitirdiğim anda fırlatma isteği duydum. Ben bu kitabı rahatça ve düşüne düşüne okuyabilmek için iş yerinden izin almıştım. Böyle berbat bir sonla karşılaşmak beni gerçekten sarstı. Bu kitaba ayıracağım vakitle daha ne güzel kitaplar okurdum kimbilir... Benim gibi kitap sonlarına çok önem veren biriyseniz hiç boş yere sinirlenmenizi istemem. Tavsiye etmiyorum.
Kumral Ada Mavi Tuna
Kumral Ada Mavi Tuna
Mirdad'ın Kitabı
Mirdad'ın Kitabı
Kitabın ortasındayım ve ah ettim artık. Kitap güzel, konu çok derin... Ancak o anlatım tarzı nedir öyle?... Kitaptaki cümlelerin %95'i devrik. Şiirsel bir anlatım tarzı oluşturulmak istenmiş olabilir ama çok rahatsız edici. Umarım ileriki zamanlarda yeni çevirisini görürürüz. Kitabı Merve Durgun çevirmiş. Kendisini bu mükemmel(!) anlatım tarzından dolayı kutlarım.
Victor Hugo gerçekten zamanına göre büyük yazarmış. Sefillerde Paris lağımından bahsettiği 20 sayfalık bir bölüm var. Bir taraftan sıkılarak okurken, diğer taraftan lağım felsefesini anladıkça kendimi kaptırıyorum, aydınlanıyorum. Evet gerçekten adam, lağımla sosyolojiyi birleştirmiş. Bunu şimdi bile yapabilecek yazarlar tanımadım.
Sefiller
Sefiller
Victor Hugo
Victor Hugo