Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Erhan nar
Erhan nar
@ERHANNAR
Öğretmen
Mersin
62 okur puanı
Ağustos 2023 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Kitap hunlarin genel tarihi ile başlıyor. Hunlar göçebe bir millet olduğu için yazılı kaynak cok az olunca yazar o dönemdeki hunlar hakkında yazı yazan yazarları tarafsiz bir sekilde karşılaştırarak yazmış. Cengizhan kitabındaki gibi hikaye gibi ilerlemiyor. Karsilasrltirmali ve sorgulamalı ilerliyor. Avrupalilar; hunlari çocukların etlerini yiyen, kadınların kanını icen barbarlar olarak nitelendirerek Atilla için şeytanın yeryüzündeki sureti, "tanrının kırbacı" olarak ifade ediyorlar. Atilla göçebe, barbar olarak görünsede, tüm yazarlar tarafından dönemin en büyük askeri ve politik dehası olarak görünmektedir. Özellikle "bol yönet strateji sayesinde romayi doğu ve batı olarak ayrı kalmasını sağlamış birbirlerinin birleşmesine firsat vermeden rahatça yönetmistir. Bu politikası günümüz güçlü devletleri tarafından aynen uygulanmaktadır. Düğün gecesi çok için Atilla iç kanamadan ölmüş, yerine geçen oğlu savaşta öldürülünce hun imparatorluğu tarihe karışmıştır.
Evrim nedir? Sorusunun cevabi ile başlayalım darwin galapagos adasıni ziyaret ettiğinde bazı kuşların uzun gagali, bazılarının kisa, bazılarının sivri vs olduğunu görüyor .bu kuşların gagasini uygun beslendiğini görünce Evrim fikri oluşuyor . Bundan 3.7 milyar yıl önce okyanus dibinde ılık suda oluşan ilk hücre gelişerek balıkları, sürüngenleri,
Yazar eğitimin sorunlarını ve çözümlerini dünyadan örnekler ve istatistiklerle çok güzel anlatmış. Basa gelen iktidarlar öğrencileri gelecekteki seçmenleri olarak gördüğü müddetçe eğitim duzelmeyecektir. Acil meb ve yok kurumları özerk olmalı ve bu kurumlar liyakat ve özgürlük altındaki akademisyenler ile ülkenin 100 yıllık planları hazırlanmalı hiçbir iktidarın değiştirmesine fırsat verilmemeli. 5 gün okul yerine 3 gün zorunlu dersler 2 gün seçmeli derslerin olduğu gün olmalı zorunlu dersler azaltilmali. Seçmeli günlerde sertifika usulüne gidilip çocuğun yeteneğine göre bölümlere yönlendirilmeli. Kodlama lisesi ve universitesi acil açılmalı. Üniversite sayısı azaltilmali ve en az 10 u sadece araştırma universitesi olmalı.
Kitaptan aldığım birkaç başlık. Her öğretmenin kesinlikle okuması gereken bir kitap. Eğitimdeki tek altın kural sudur "herseyi okuldan beklemek gerekir " bir Afrika atasözü nün dediği gibi "bir çocuğun eğitimden tüm koy sorumludur "
Okur Takip Önerileri
Sinan Meydan yakın tarih ıçın çok iyi yazar. Özellikle "Atatürk ile Allah arasında " kitabını herkese tavsiye ediyorum. Yalnız bu kitabında biraz tarafsızlığını bozmuş sanırım sözcü gazetesinde yazmaya başlamasından dolayı. Örnek 1929 yılında dünya ağır ekonomik bunalımda tasarrufa geçilmiş ilk önce milletveki maaşları 500 liradan 350 liraya düşürülmüş. Bu güzel bir örnek. Yazar hükümet milletvekillerini eleştiriyor sadece. Muhalif milletvekileri bu önergeyi veremezmiydi. Daha önceki kitaplarda daha tarafız bulmuştum. Çizgisini bozmasın yanlışı kim yaparsa onu elestirsin. Takip ettiğim ve edeceğim bir yazar.
Yazarı ilk kez öğretmenlere verilen uzaktan eğitim seminerinde tanıdım. Ordaki konuşması çok hoşuma gidince kitabını aldım. Yazarın insan psikolojisine hakimiyeti mükemmel.okuyan herkes kendisini bulacaktır. Su ana kadar okudugum pisikoloji kitaplarından en başlara koyarım. Yazar doğan cüceloğlu nu örnek aldığını belirtmiş. Iki yazarı da okumuş biri olarak Doğan cüceloğlu nun varisi olacağı kesindir. Yazarın diğer kitaplarını da , bundan sonra çıkaracağı kitaplarda kesinlikle alacam.
Canakkale savaşında;düşman tarafından en çok dövülen 57 alay komutanı yarbay Huseyin Avni Tanman'in cesaret dolu hayat hikayesini anlatıyor. Donem hem resimlerle, hem yazılı dokümanlar ile çok güzel anlatılmış. Yer yer 57.alayın bağlı olduğu 19. Tümen komutanı Mustafa kemal atatürk'ede yer veriliyor. Vatan uğuruna şehit olurken son sözü "milletim var olsun " olan kahramanınızın ailesi sonraki donemde maddî zorluklar yaşamış, oğlu Tekin Arısoy 1960 darbesine destek vermediği ıçın hava kuvvetleri komutanı iken onbasiliga düşürülmüş yassıada 'da hapis yatmış olması çok üzücü olmuş . Savaş sırasında komutanimizin dediği gibi "şuan nefes alıyorsak, bir zamanlar birilerinin nefeslerini vermelerinden dolayıdır " sözü çanakkale savaşının özeti gibi olmuş.
Ben kitabı çok beğendim. Bir solukta okunacak kitaplardan....
Bilgisaray teknolojisinin evrimsel gelişimi o kadar güzel anlatılmış ki iyiki almışım dediğim kitaplardan oldu. Hikaye bundan 200 yıl önce ada lovelace ' nin daha iyi hesap makinası yapmak için delikli kartlar kullanmasıyla başlıyor. Daha sonra silikonun üst ce altına altın plaka konup yarı iletken olan transistör bulunuyor. Böylece ilk defa bilgi depolanabiliyor. Transistörlerin bağlanması ile işlemci, işlemcilerin entegre olması ile mikroçip bulunup bilgisayarın beyni ortaya cikiyor. Aslında mantık basit 0 ile 1 dili kullanılıyor. Yani devrelerin açılıp kapanması ile çalışıyor bilgisaray beyni. Daha sonra yazılım dili gelistiriliyor. Sonra bilgisayarlar anahtarlama yolu ile internet üzerinden bağlanıyor. Sonra bloglar, wikipedia, müzik vs günümüze geliyor. En şaşırdığım uyuşturucu ve sex bağımlısı özgürlük düşkünü hippilerin devlet elinde tutulan internet ve bilgisayarın halkın kullanımina açmaları olmuş. Devrimleri yapanlarin tamamı lise ve ünüversite öğrencileri. Bizimde yapmamız gereken silikon vadisinde olduğu gibi farklı yeteneklere sahip zeki gençleri bir araya toplayıp keşfetmelerini sağlamak olacaktır.
Lyudmila pavlicenko Dıger adıyla ölüm meleği. Lisede tarih öğretmeni yada kütüphanede araştırma görevlisi olmak isterken, alman işgali karşısında orduya gönüllü yazılmış atış yeteneginin farkına varılması sonucu keskın nişancı olmuş 309 alman ve rumen askerini öldürerek ulusal kahrama dönüşmüştür. Savaşı birebir pavlicenko gözüyle inceliyorsunuz. Aynı zamanda keskin nişancının psikolojik boyutunda yer verilmiş bu işi yapanlarda beyin travması geçirildiğini kendide bu hastalıktan dolayı emekli olmuştur. Kitapda 450 naziyi öldüren başka bir rus askerden de kısaca bahsediliyor. Bu kadar insanı kim öldürse beyin sarsıntısı geçirir bencede. Ordudan sonra keskin nişancı yetiştirerek hayatına devam eder ölüm meleği.
Newyork yakınlarındaki bir kasabada Henry jahnson adlı siyahı genç hem çok yakışıklı hemde giyiminde ki özeni ile kasabanın dikkatle izlediği kişidir. Kendisi doktorun evinde hizmetli olarak çalışıyorken, çıkan yangında doktorun beyaz ırktan cocugunu kurtarır fakat kendi yüzü kül olur. Kasabada herkes onu görünce korkar kaçar. Yüzünü kaybedince toplumu da kaybetmiştir. Artık herkesin korktuğu bir canavara dönüşmüştür. Toplum bu canavarın öldürülmesini yada uzak bir yere gönderilmesini ister.
Yazar sonunu yazmamış. Hikayede ki canavarın; çocuğu kurtarmak için Yüzünü kaybeden Henry mi yoksa bu iyilik sever adamın öldürülmesini yada sürgün gönderilmesini isteyen Toplum mu olduğunu okuyucuya bırakmış.
"Soylu bir genç, paris 'in en güzel hayat kadınına, margueriteye aşık olur. Aşk için çekilen çile itibar mücadelesine yenik düşer. Marguerite; hastalandiginda kendisi icin gözyaşı döken gence aşık olur. Çünkü bugüne kadar herkes bedeni ile ilgilenmiş ama ruhunu kimse merak etmemisti. İlk defa ruhunu gören genç onun kalbini kazanmış ama çevrenin baskisina yenik düşmüştür. Tam geçmiş silinip güzel gelecek planları kurulurken amansız hastalık margueriteyi bu dünyadan alır. "
Çok güzel bir aşk romanı. İnsanları tek tip olarak bakmayı eleştirmiş, her insanın özünde iyilik, mutluluk yesertilebilinicegi ifade edilmiş.
Kitabın konusu sevdiği kızın amansız bir hastalığa yakalanıp ölmesi ve gencin duyguları...
Yazarın ilk kitabı. Kitap cok iyi diyenler kitap okumayıp ilk defa bu kitapla başlayanlar sanırim. Yazar vadideki zambak dan çok etkilenmiş. Aşırı betimleme kullanmış. Betimlemelerin bir olumsuzluğu yazarın kafasındaki dünya ıle okuyucu dünyası uyumunun zor olması. Hikaye gibi başlayıp otobiyigrafiye dönüştü. Yazar; karakterin biri hakkında "kelimeleri doğru seçiyor ancak manalarından uzaklaştırarak cümle kuruyor " diye olumsuzluk belirtmiş. Kitap aynen bu anlayışla yazılmış. Yazara kitap yazma dışındaki işlerinde başarılar dilerim. Benim için ilk ve son kitabıydı.
Kendi halinde olan sokak köpeği Şarık, bir deneye kurban olur. Şarık gözüyle başlayan öykü; kötü ,kaba, saba ölmüş bir adamın er bezleri ile hipofiz bezinin ameliyatla köpek Şarık 'e verilip insan edilmesi ile devam ediyor. Insanlasan köpek ; sürekli küfür eden, uyumdan rahatsız olan, erkeksi yalanlarla kadınları evlenme vaadiyle kandıran, ameliyatı yapan profesör filipovic 'e hayatı zindan eden kişiye dönüşür. Profesör; Şarık 'in Kandırdığı kadina onun iç yüzünü anlatınca , Şarık tarafından iftiralara uğrayarak mahkemeye verilir. Bunu duyan profesör sinirinden Şarık i boğarak öldürür. Hayvandan insan yapma deneyi korkunç basarız olur. Kopege tekrar kendi hipofiz ve er bezleri verilerek eski mutlu sokak köpeği Şarık 'e dönüştürülür.
Yazarin 1925 yazdığı eser organ nakli, klonlama gibi zamanın ötesinde bilgiler içeriyor.Bu kitapda normal insanlardan, insani özellikleri taşımayan kominist sovyet insanı yaratmaya çalışmasını hicvetmesi bakımından muazzam bir eser de diyebiliriz.
Cahil bir denizci olan Martin, burjuva sınıfından üniversitede edebiyat okuyan Ruth'a asik olur. Burjuva sınıfına girmek için aşırı kitap ,dergi,şiir okur, yazarları takibe alir. Öyle ki edebiyat alanında kendisini çok iyi yetiştirir hikaye, şiir yazar. Önce değer görmez fakat daha sonra şansı yaver gider yazıları inanılmaz satar. Farklı dillere tercüme edilir. Issiz cahil genç inanılmaz zengin olur. Burjuva sınıfına girince hayalleri ve motivasyonu biter. Insanlar o kadar sıkıcı gelirki insanlardan kaçar. Yasama sevincini kayberder kendini denize atar. Ölürken bile ölümün acısını değil de hayatın anlamsızlığını hatırlar son hatırladığı da bu olur.
Kitabi beğendim. Sanırım okuyan herkeste yazar, şair olma istediği oluşacaktır
Yazar evliliği; dini ayet ve hadislerden , yasanmış hikayelerden, farkli yazarlarin derlemelerinden, kendi yakın çevresinin hayatlarındaki kesitlerden,istatistiklerden yararlanarak yorumlamış. Bazı yerlerde tekrara düşmüş. Yanlış evliliklere yer vermis ki Okuyanlar ders alsın 2 cihanda mutluluğu kavuşsun diye. Sohbet havasında yazılmış bir kitap olup yazarın diğer kitaplarınida tavsiye ederim.
Iyilik ve kötülük arasında ki psikolojide gidip gelen hain yahuda iskariot Hz.isa ve haverilerinin arasına katılır .Hz isa'yi çok sever ama onun kendini değilde haverilerini daha çok sevdiğini düşünür. Hz isanin kendisi ile ilgilenmesi için para çalar vs işler yapar. Hain, hırsız ve çok kötü adam damgası yer. Oda romalilara giderek Hz Isa'nin kral olup romaya savas açacağını söyler ve 30 gümüş paraya Hz Isa nin yerini romalı askerlere soyler. Askerler yakalar ve mahkeme idama karar verir. Hz Isa nin havarileri kaçarlar ve yardıma gelmezler. Yahuda kurtarmaya çalışır fakat başaramaz Hz Isa idam edilir .bunun üzerine Yahuda iskariot ıntihar ederek onun yolundan gider.
Yazar akıl ile inanç arasında ki çatışmayı konu almış. Dost görünenler birşey yapmadan kaçarken, kötü görünün Yahuda Hz isa nin yolunda ölüme gider.
