John Ruskin, 1864’te verdiği konferanslarını “Susam ve Zambaklar” ismiyle bir kitap haline getirmiş. “Susam” kitapları, “Zambaklar” ise kadınları temsil etmektedir.
Victoria döneminde yaşayan yazarın, eğitim üzerine düşünceleri o zamana göre oldukça ileri ve önemli bir bakış açısı sunmuş diyebilirim.
”Susam” kısmını gerçekten beğendim. “Zambaklar” kısmında kadınların nasıl eğitim alması gerektiğinden hangi kitapları okuması gerektiğine kadar yaptığı yorumlar sabrımı zorladı, ama “Susam” bölümü için bile alıp okunulabilir :)
Merhaba. Bugün İngiliz Edebiyatından bir kitapla buradayım.
Yaşanmış bir olaydan esinlenilerek yazılan ve yüz kırk sekiz sayfadan oluşan “Çocuk Yasası” Ian McEwan tarafından 2014 yılında yayımlanmış, 2017 senesinde de filmi vizyona girmiş.
Londra’da yaşayan hakim Fiona Maye’nin karşısına on yedi yaşında lösemi hastası olan Adam’ın dosyası gelir. Adam, kan naklini günah olduğu gerekçesi ile istemez ve olaylar gelişmeye başlar. Adam’ın kişisel haklarına saygı göstermek ile bu hakları çiğneyerek Adam’ın hayatını kurtarmak arasında kalan Fiona’yı bakalım neler bekliyor :)
“Çocuk Yasası” sadece hukuki bir drama değil, aynı zamanda insanın içsel mücadelelerine, inançlarına ve kırılganlıklarına dokunan bir eserdi. Sonuç olarak Ian McEwan, inançlar ve kanunların kırılgan dansını kelimeleri aracılığıyla resmetmiş diyebilirim.
Kitap akıcıydı ama okurken her şey hızlıca olup bitmiş gibiydi.
Bu kitap sayesinde Mahler’in büyülü dünyası ile tanıştım. Ayhan Sicimoğlu’nun dediği gibi, “hassssstasıyım” Mahler’in melodi dolu dünyasının.
Dipnot: Spotify’da “Mahler 101” çalma listesini öneririm naçizane.
Çocuk YasasıIan McEwan · Yapı Kredi Yayınları · 20232,633 okunma
Merhaba. Bugün İtalyan Edebiyatından bir kitapla buradayım. Gabrielle D’Annunzio’nun “Masum” isimli kitabı.
Kitabın arka kapağında James Joyce’un “On dokuzuncu yüz yılın doğal yeteneği en yüksek üç yazarının D’Annunzio, Kiplingh ve Tolstoy olduğuna inanıyorum” diye belirtmiş olduğu iddialı cümlesini okuduğumda “çok etkili bir kitap olmalı” düşüncesi geçti aklımdan. Keşke öyle olsaydı.
Kitabı nerden gömmeye başlasam bilemiyorum (Gömercin Kuslari’na selam olsun) :)
İki yüz yetmiş üç sayfadan olusan bu kitabı yazar 1892 yılında kaleme almış. Kahramanımız Tullio Hermil, eşi Giuliana’ya uzun süredir sadakatsiz bir eştir. Giuliana da bu süreçte başkasıyla görüşür ve ortaya ‘Masum’ çıkar. Peki ne/kim bu Masum? Tahmin etmesi zor değil ama söylemeyeyim şimdi.Belki okumak istersiniz.
Yüzüncü sayfadan sonra sayfaları beşer onar atlayarak okudum (okudun mu?) aman göz gezdirdim ve inanır mısınız buna rağmen bir şey kaybetmiş hissetmiyorum.
Asıl bombadan bahsetmek isterim. Çevirmenin notu olarak verilen son bir buçuk sayfa her şeyi özetliyor. Peki neden böyle bir şey yaptınız Dergah Yayınları?
Okursanız zamanınızı kaybedersiniz,okumazsanız inanın hiçbir şey kaybetmezsiniz!
Melisa Kesmez ile ilk kez “Küçük Yuvarlak Taşlar” isimli öykü kitabı ile tanışmıştım geçen sene. Bu tanışmayı daha da derinleştirmek için yazarın “Atları Bağlayın, Geceyi Burada Geçireceğiz” adlı ikinci eserini okudum bir ay önce. Ve bu bağlamda bence yazar, kelimelerin sadeliği arasında kendisini ve okurunu yolculuğa çıkarmaktan keyif alıyor diyebilirim
Yazarın ilk kitabı olan “Atları bağlayın geceyi burada geçireceğiz” 154 sayfadan oluşmakta ve kitapta 24 öykü yer almaktadır. Bu öyküler aracılığı ile melankoliyi ince ince okura işliyor gibi Melisa Kesmez.
Ben pek beğenmedim. Çünkü etkileyici ve vurucu hikayeler/kahramanlar yaratamamış.
Merhaba! Amerikan Edebiyatından bir kitapla ses veriyorum bugün. “TAPINAK”.
Yarım bırakılan kitaplar vardır ve bir kitabı yarım bırakmak da bir sanat biçimi olabilir, değil mi? :)
“Tapınak”, 1931’de yayınlanmasının ardından yazarına büyük bir ün getirmiş olsa da, toplumda iki uçlu bir etki yaratmıştır. Bir kesim kitabı çok sevmiş, diğer kesim ise özellikle Güney’in ruhunu aşağıladığı düşünülen kısımları nedeniyle kitabı sevmemiş ve bundan dolayı eser bir süre yasaklanmıştır.
Eserde, kötülüğün simgesi Popeye, iyi niyetli fakat bir işi tamamlamada başarısız olan avukat Benbow ve varlıklı bir ailenin kurban kimliğindeki üniversite öğrencisi Temple Drake gibi karakterler bulunmaktadır.
Kitabı seksen üçüncü sayfada karmaşıklığından dolayı yarım bıraktım ve tamamlayamadım. Sürekli bir şeyi kaçırmış, yeterince odaklanmamış olma düşüncesi ile sayfaları tekrar tekrar okumak bana iyi gelmedi ve nihayet zor da olsa yarım bırakma kararı aldım ve tamamlamadım.
Faulkner’in teknikleri, okurun maksimum katılımını ve dikkatini gerektirir. Bilinç akışı tekniğiyle, farklı perspektiflerle aynı olayları sunarak hikayelerini çok boyutlu hale getirir.
TapınakWilliam Faulkner · Yapı Kredi Yayınları · 2021277 okunma
Uzun bir aradan sonra tekrar merhaba! Sözü çok uzatmadan hemen kitap yorumuna geçiyorum.
Tuğba Doğan’ın “Nefaset Lokantası” kitabi üç bölümden oluşuyor.Benim için kitaptaki en etkileyici kısım kesinlikle birinci bölüm oldu. İlk bölümde, Salih’in 16 yıllık gazetecilik kariyerinin sona ermesi ve Türkiye’den Rio de Janeiro’ya gitme kararıyla başlayan hikaye, Nefaset Lokantası’nda düzenlenen veda yemeğiyle dokunaklı bir atmosfer kazanıyor.
İkinci bölümde yazar, Salih ve sevgilisi Nihan’ın ilişkisini detaylı bir şekilde ele alıyor. İkilinin ilişkisi ve ilişkilerinin sonunun şaşırtıcı bir şekilde noktalanması Salih’in hayatındaki -işten çıkarılmasından sonra-bir diğer dönemeç oluyor. Bu olay, Salih’in Brezilya’ya bilet almasının nedenlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.
Üçüncü ve son bölümde Salih’in geçmişine ve çocukluğuna doğru bir keşfe çıkıyor okur.
Kitabı neden okumalısınız sorusuna gelince; bilmiyorum! “Nefaset Lokantası”nı sadece bir hikaye anlatımı olarak değil, aynı zamanda olay örgüsü, karakter tasarımı ve genişleyen hikayelerle nasıl kurgulandığı açısından da değerlendirdim. Yazarın bu unsurları güzel bir şekilde birleştirmesi, ileride kendi kitaplarını yazmayı düşünenler için öğretici nitelikte olabilir. Kitap, sadece karakterlerin öyküsünü değil, aynı zamanda yaratıcı bir kurguyu keşfetmek isteyen okurlar için de keyifli bir deneyim sunuyor diyebilirim.
Nefaset LokantasıTuğba Doğan · Yapı Kredi Yayınları · 20191,496 okunma