Ayse Nur

64 syf.
7/10 puan verdi
Nobel ödüllü Fransız yazar Annie Ernaux, "Bir Kadın" isimli altmış dört sayfalık eserinde, “Annem hakkında yazıyorum çünkü onu dünyaya getirme sırası sanırım bende,” diyerek okuyucuyu derinden etkileyen bir cümle kuruyor. Bu cümle, annesine duyduğu derin sevgi ve bağlılığı, aynı zamanda kaybının getirdiği hüznü yansıtıyor. Ernaux, annesinin ölümünden sonra 1986-1987 yılları arasında bu eseri kaleme alıyor. Kitapta annesinin hayatına dair anılarını, nasıl bir ortamda büyüdüğünü, duygularını ve gözlemlerini anlatıyor. Yazar, sadece annesinin kişisel hikayesini değil, aynı zamanda dönemin sosyal ve kültürel yapısını da ustalıkla okura sunuyor. Bu, okuyucuya o dönemin toplumunu ve insan ilişkilerini daha iyi anlama fırsatı veriyor. Annie Ernaux kelimeleri ustalıkla kullanarak esere şiirsel bir dokunuş katmış. Yazar, basit bir yaşam öyküsünü veya biyografiyi anlatmıyor; aksine, dilin estetiğini ve inceliklerini kullanarak okuyucuyu derinden etkileyen bir anlatı sunuyor. Bu da kitabı daha etkileyici ve unutulmaz kılıyor. Bu sayede, Ernaux’un annesinin hikayesi hem evrensel bir boyut kazanıyor hem de kişisel bir başyapıt haline geliyor.
Bir Kadın
Bir KadınAnnie Ernaux · Can Yayınları · 20231,682 okunma
Reklam
376 syf.
·
Not rated
·
Read in 7 days
2023 yılında yayımlanan “Harika Bir Hayat” romanı ile okur, 1919-1950 yılları arasında dünyada yaşanan siyasi gelişmelerin yanı sıra İstanbul’da da yaşanan siyasi, kültürel ve toplumsal gelişmelere tanıklık ediyor. Hikayenin ana karakteri Harika, diğer adıyla H.Kara veya H.Ak, pek çok dili kendi kendine öğrenmiş, bulmaca çözmeyi seven ve şiir yazan bir kadın. Roman, Harika’nın doğumundan itibaren başlayarak, onun hayatını ve bu dönemin İstanbul’unu derinlemesine işliyor. Roman boyunca okuyucular neredeyse her sayfada yeni karakterlerle tanışıyor ve bu karakterler aracılığıyla dönemin çeşitli olaylarına yakından bakma şansı yakalıyor. Kadınların Cumhuriyet dönemindeki başarılarından edebiyat dünyasındaki çatışmalara, anne-kız ilişkilerinden varlık vergisine kadar pek çok farklı konuya yer verilmiş eserde. Yazar, bu geniş yelpazedeki konuları ustalıkla işleyerek, okuyucuya zengin bir tarihi ve toplumsal panorama sunuyor adeta. Harika’nın hikayesi, aynı zamanda bir kadının kendi kimliğini ve yeteneklerini keşfetme yolculuğunu da anlatıyor. Harika’nın bu keşif süreci, okuyuculara sadece tarihi ve toplumsal bir arka plan sunmakla kalmıyor, aynı zamanda kişisel gelişim ve özgürleşme temalarını da derinlemesine işliyor. Spoiler vermemek adına daha fazla detay paylaşmaktan kaçınıyorum, ancak Hikmet Hükümenoğlu’nun eserleri ile henüz tanışmadıysanız, “Harika Bir Hayat” mükemmel bir başlangıç olacaktır. Ben de okumalarıma Hükümenoğlu’nun “Körburun” romanı ile devam edeceğim.
Harika Bir Hayat
Harika Bir HayatHikmet Hükümenoğlu · Can Yayınları · 2023910 okunma
240 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 9 days
1970 yılında Ferenc Karinthy tarafından yayımlanan “Epepe” adlı kitap, dilbilimci Budai’nin Helsinki Dilbilim Kongresi’ne gitmek üzere bir uçağa binmesi ancak beklenmedik bir şekilde kendini bammmmbaşka bir ülkede bulmasıyla başlar ve gelişir. Budai’nin yanlışlıkla geldiği ülkede konuşulan dil ve yazı, bildiği dillere ve alfabelere hiç benzememektedir. Dahası, konuşulan dilin yapısını dahi çözememektedir çünkü bu dil benzersizdir. Bu durumda Budai, insanlarla iletişim kuramaz bir hâle gelir ve okur bu Kafkaesk olay örgüsünde Budai gibi kaybolur. Yazar Ferenc Karinthy, yıllar boyunca İngilizce, Yunanca, İtalyanca ve Almanca dillerinden çeviriler yapmış. Karinthy, kendi deneyimleri üzerinden yaratmış olduğuna inandığım Budai karakteri aracılığıyla dil, kimlik ve kültür meselelerini okuyucuya sunmuştur. “Epepe”, göçmenlik meselesiyle de bağlantılıdır. Göç eden bir insan sadece bir ülkeye değil, aynı zamanda bir dile de göç eder. Bu durum, o dilde yeniden doğma, kendini var etme ve bulma sürecini beraberinde getirir. Ancak bu süreçte göçmen kişi, o dili konuşanlar arasında yabancılık hissi de yaşar. İşte bu süreçte insanın kendiyle olan ilişkisi yeniden şekillenir ve Budai’nin yaşadıklarına benzer deneyimler yaşar. Kitabı sonuç odaklı değil, keyif alarak okumanızı tavsiye ederim. Çünkü çoğu zaman yolun kendisi, varılan noktadan daha değerlidir.
Epepe
EpepeFerenc Karinthy · Notos Kitap · 2023100 okunma

Reader Follow Recommendations

See All
280 syf.
7/10 puan verdi
·
Read in 13 hours
Bernardine Evaristo “Girl, Woman, Other” adlı romanı ile 2019 yılında Margaret Atwood ile birlikte Booker Ödülü’nü kazandı/paylaştı ve bu ödül Evaristo’yu Booker’ı kazanan ilk Siyahi kadın yaptı. Bu girişten sonra gelelim yazarın diğer kitabına: Beyaz Köle. 2008 yılında yayımlanan ve iki yüz seksen sayfadan oluşan “Beyaz Köle (Blonde Roots)”
Beyaz Köle
Beyaz KöleBernardine Evaristo · Doğan Kitap · 202332 okunma
552 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 15 days
Da Gama-Zagoiby Ailesinin Anatomisi: Mağripli’nin Son İç Çekişi
Hintli-İngiliz yazar Salman Rushdie, büyülü gerçekçilik ile kaleme aldığı beş yüz kırk yedi sayfalık romanında, anlatıcı ve ana karakter Moor (Moraes) Zagoiby’nin ağzından bir ailenin soy ağacını tüm çıplaklığı ile okurun önüne seriyor. Hikâye, köklü bir ailenin gözden düşüp itibarını yitirmiş melez çocuğu Moor’un anneannesinin ailesinin hayatını anlatması ile başlar. Bu hikâye 1900’lerden 1995 yılına kadar uzanır. Bu süreçte okuyucu, aile üyelerinin bireysel ilişkilerine ve birbirleriyle olan etkileşimlerine tanık olmanın yanı sıra Hint toplumunun ve kültürünün arka planını da keşfeder. Salman Rushdie’nin büyülü gerçekçilikle şekillenen karakterlerden biri olan Moor Zagoiby, herkesten farklıdır. Bir eli doğuştan yumru şeklinde olan Moor, çok çabuk büyüyen ve olduğu yaşa göre daha yaşlı görünen biridir. Örneğin Moor’un otuz beş yaşına geldiğinde yetmiş göstermesi gibi. Kitabı okurken, baharatların (örneğin köri, karabiber, acı biber vb.) kokusunun etrafınızı sardığını hissedersiniz, bu da Rushdie’nin betimlemelerinin ne kadar etkileyici olduğunu göstermektedir. Kitabın sayfası Moor’un yaşı gibiydi :) Yani kitap beş yüz kırk yedi sayfa ama etkisi ve hissi sanki bin sayfa okumuşum gibi. Olabildiğince basit bir şekilde yorumlamaya çalıştım ama göründüğünden daha katmanlı,derinlikli ve zengin bir eser. Sonuç olarak 1995 yılında yayımlanan bu kitap ile bir kez daha (Floransa Büyücüsü kitabını okumuştum yıllar önce) Rushdie’nin aklına, kurmacısına saygı duydum. Onun edebi yeteneği ve düşünsel derinliği, edebiyatın gerçek gücünü bir kez daha hatırlattı bana.
Mağripli’nin Son İç Çekişi
Mağripli’nin Son İç ÇekişiSalman Rushdie · Can Yayınları · 201782 okunma
Reklam
Reklam
46 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.