Ebubekir aras
@Ebubkr_aras
11 kütüphaneci puanı
113 okur puanı
Mayıs 2021 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
...dünyada kusursuz mutluluk yok.
Sayfa 197
Ayrılık, tüm insanların ortak yazgısıdır. Dünya, sonu gelmeyen bir ayrılık sahnesidir. Bugün sizi sevgiyle selamlayan eller, yarın, titrek bir "Elveda!" ile son kez birbirine değebilir. Bu üzücü bir gerçektir, ama böyle olduğu için zihinlerimizden silmemiz mi gerekiyor? Ayrılıklar bize bir ders veremez mi?
Yaşam, tuhaf bir bileşim. Peterkin bir eczacının bile yaşamı ayrıştıramayacağını söylerdi. Yaşam iyi unsurların yanında, birçok inanılmaz kötülüğü de içinde barındırıyordu. Gerçekten de , bu konu üzerinde düşündükçe, iyinin ve kötünün tuhaf bileşimleri karşısında hayrete düşüyorum; bu bileşimler yalnızca dünyanın kendisinde değil, bizim kişiliklerimizde de vardı.
Okur Takip Önerileri
Bilim bize herkesten önce kendimizi sevmemizi öğütlüyor çünkü dünyadaki her şey kişisel çıkarlara dayalıdır. Eğer kendinizi sever ve ilişkilerinizi de buna göre düzenlerseniz, paltonuz tek parça kalır.
Sayfa 207 - Cilt 1
Kendimi öyle kötü, öyle sefil hissettim ki ölmek istedim.
Her şey gelip geçicidir. Doğan ölmelidir, ölünce de dinlendiği için mutludur.
Sayfa 235
21. yüzyılda büyük şehirlerimizi kuşatan benzerleri gibi uzun bacaklı, bakımlı kumral saçlı, giyimine özen gösteren çok hoş bir kadındır ve bütün güzel kadınlar gibi korkutucudur, tedirgin edicidir çünkü çocukluğundan beri ne kadar güzel olduğunu duyarak büyümüş bütün alımlı kızlar gibi, okul yıllarında, güzelliği karşısında afallayan ergen oğlanları parmağının ucunda oynatmayı öğrenmiştir. Güzelliğin ve cinselliğin çok önemli bir silah olduğunu kavrayan bir komutan gibi düzenlemiştir hayatını. Annelerimizin kuşağında bulunmayan bir üstünlük duygusuna sahiptir erkekler karşısında; kimseye sevdalanmaz, kendisine âşık olunmasını bekler.
Özlem, cümleyi aç bir kuşun gagası gibi açık bıraktı.
İnsanlar sosyal yaratıklardır ve duygusal bulaşıcı hastalıklara karşı çok savunmasızdırlar. Eğitim, mantık ve zekâ, genellikle ortak fikrin gücüyle boy ölçüşemez.
Kendimizi dünyanın egemeni sanmak hülyalarından artık vazgeçmek
gerekir. Gerçek durumumuzu, dünyanın koşullarını göremeyen hayalcilerin
peşinden gitmekle ulusumuzu sürüklediğimiz felaketler artık yeter. Bile bile
aynı trajediyi sürdüremeyiz. Bizim dünya karşısında en büyük gücümüz, yeni rejimimizdir. Türkiye halkı kayıtsız şartsız kendi egemenliğini elinde tutacaktır.
Sayfa 516
Geçmişteki bütün çağdaşlaşma çabaları bir yandan devlet adamlarıyla ulemânın cehaleti, ahlâksızlıkları ve yanlış inançları yüzünden, bir yandan da körükörüne Batı siyasetlerinin çıkarlarına alet olan taklitçiler yüzünden başarılı olamamıştır.
Ordunun er kademesinin, kendi isteği ile askere yazılan profesyonel bir kadro değil, genel bir hizmet olarak halk tabakalarından alınıp eğitilen ulusal bir kadro oluşu, subayların âyân ya da zenginler sınıfından meydana gelmiş bir kast olmayışı gelir. Bundan ötürü ordu, daha sonraki aşamalarda bazen kurulu düzenin. bazen de reformculuğun, hattâ devrimciliğin dayanağı olmuştur
Bizim açımızdan en önemli yanı, İbrahim Müteferrika'nın Osmanlı askeri gücünün çökmesinin en önemli nedeninin asker ile sivilin birbirine karışmış oluşu üzerine parmak basmasıdır.
Her ülkenin planları, hedefleri var, Amerika'nın hepsinden fazla var. Ama serbest piyasa, herkes bildiğini okur edebiyatı bol bol yapılır. Kızılderilileri bu “medeni”İngilizlerin torunları soykırımdan geçirip dururken, (hâlâ da geçiriyorlar), Kızılderililer bazan savaşlarda galip çıkmış, sözleşmeler, antlaşmalar imzalanmış. Fakat birkaç yıl sonra o antlaşmaları "beyaz adam” takmamış. Dolayısıyla Kızılderililer arasında bir tâbir var; diyorlar ki: "Beyaz a-
dam çatal dille konuşur.” Hakikaten öyledir: Bir ortaya çıkıp anlattıklarına bak, bir de dikkatle yaptıklarına; tam tersidir. Bu böyledir; Avrupa ülkeleri için de böyledir, Rusya için de tamamıyla böyledir. Onun için Amerika’nın öyle serbest piyasa dediğine bakma; muazzam hedefleri vardır
Sıradan bir insan iyiyi ya da kötüyü dışarıdan, yani bir atlı arabadan ya da bir çalışma odasından bekler. Düşünen bir insan ise kendinde bulur.
