Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ekin Yeter

Ekin Yeter
@EkinYeter
Ne fark eder?
1916 kışında cephede her şey sakindi. Siperlerde öyle zamanlar oluyordu ki, askerler düşman erleri görüyor ama ateş etmiyorlardı. Avusturyalılarda aynı şekilde hareket ediyorlardı. Zaman zaman Avusturyalılar bağırıyorlardı: 'Savaş bitsin!' Rus askerlerini kendi siperlerine davet ediyorlar, Ruslar da Avusturyalıları. Bizim kesimde kardeşleşme 1916 Ekiminde başladı ve tabii subaylar buna fena halde bozuldular ve üzerimize yürüdüler. Buna karşın Ocak ayında artık kardeşleşme yaygın bir hale geldi. Bu iş o kadar ileri gitti ki askerler aralarında öteberi değişmeye başladılar: Ekmek ve şeker veriyorlar, karşılığında, çakı ve jilet alıyorlardı.
Reklam
Narodnik teoriye dayanan bireysel terörizmin politika ve uygulaması, bir yandan her an iş gören faal "kahramanlar" yaratırken, öte yandan, her şeyi bu kahramanlardan bekleyen pasif bir "kalabalık" oluşturmuştur. Böyle bir teori ve ona dayalı uygulamalar, kitleleri harekete geçirme olanağını, bir kitle partisi yaratılmasını ve devrimci bir kitle hareketi oluşturulmasını olanaksız kılmıştır. Üstelik, polis kısa zamanda, Sosyalist Devrimci Parti'nin terörist mücadeleyi yürüten örgütünün başına, kendi adamları olan E. F. Azef adında bir mühendisi ajan provokatör olarak yerleştirmiştir. Böylece terörist faaliyetler polisin denetimi altına girmiştir. Azef, partide kısa bir sürede bir numaralı adam olmuş, Merkez Komite'nin üyelerini seçmeye başlamıştır. Azef'in 1908'de ajan provokatör olarak teşhir edilmesi üzerinde de Sosyalist Devrimci Parti'nin önde gelen kadroları perişan olmuştur.
Ekin Yeter
Bir kitabı okumaya başladı
1917 Sovyet Devrimi 1
1917 Sovyet Devrimi 1Kolektif
7.5/10 · 16 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
134 syf.
·
Puan vermedi
Kanayan
KanayanErdal Öz
8.2/10 · 421 okunma
Öyle hissediyorum ki halka gerçeği söylemekten korkuyorsun. Proleter siyaseti burjuva yöntemlerle yürütmek istiyorsun. Kendi çevrelerinde, kendi aralarında gerçeği bilen ama kitlelere, kendi söylemleriyle, onlar cahil ve kıt anlayışlı oldukları için bunu iletmeyen önderler, proleter önder değildir. Doğruyu söylemek gerekir. Yenilgiden korkuyorsan, bunu zafer kazanılacak diye satmamalısın; eğer uzlaşmaya gidiyorsan kitlelere bunun uzlaşma olduğunu söylemesin; zafere kolayca ulaştıysan, illa zordu diye ısrar etmemelisin ve eğer zor olduysa da 'çok kolaydı' diye böbürlenmemelisin; hata yaparsan, kendi itibarın için, bunun hata olduğunu itiraf etmelisin çünkü sana itibar kaybettirecek olan esasında hataların konusunda sessiz kalmandır; eğer koşullar yön değişmeni gerektiriyorsa, olayları sanki hiçbir değişiklik yokmuş gibi sunmamalısın; eğer sınıfın sezgilerine ve devrimci sağduyusuna güveniyorsan, ona karşı doğru sözlü olmalısın. Bir marksistin bunlara inanmaması ayıptır ve çürümüşlüktür. Ayrıca düşmanı bile aldatmak son derece karmaşıktır, çift yönlüdür ve ancak en somut askerî taktikler alanınca caizdir. Çünkü düşmanlarımız ve dostlarımız arasında demirden bir duvar yok, düşmanlarımız halk üzerinde hala etkili ve kitleleri kandırma becerileri sayesinde bizim dahiyane manevralarımızı, kitleleri aldatma girişimi gibi -üstelik de başarıyla- gösterebiliyorlar. 'Düşmanı aldatmak' adına kitlelere samimiyetsiz davranmak, aptalca ve yanlış hesaplanmış bir siyaset tarzı. Proletaryanın gerçeklere ihtiyacı var ve soylu küçük burjuva yalandan daha fazla hiçbir şey onun davasına zarar veremez.
Lenin
Reklam
2 Bin 153 milyarderin geliri, dünya nüfusunu %60'ını oluşturan 4,6 milyar kişinin toplam gelirinden daha fazla; dünyanın %1'lik en zengin kesimi ise 6,9 milyar kişiden 2 kat daha zengin durumda. Bunun karşısında, sahra altı Afrika başta olmak üzere dünyanın çeşitli yerlerinde açlık bölgeleri oluşmuş bulunmaktadır. Dünyada her gün yaklaşık 25 bin kişi açlığa bağlı olarak hayatını kaybederken, aç insan sayısı 2019'da 10 milyon artarak yaklaşık 690 milyon kişiye ulaştı. Afrika'da çocuklar 10 liralık antibiyotik ilaçları alamadıkları için ölürken dünya kozmetik sektörüne harcanan paranın hacmi yıllık 200 milyar doları buldu.
Girilen dönemin, iktidarın proletarya tarafından ele geçirilmesine doğrudan doğruya hazırlanması dönemi olduğunu belirten Stalin yeni dönemde parlamentarizmin sakin koşullarında yetişmiş eski sosyal-demokrat partilere bel bağlamanın proletaryayı yenilgiye mahkûm edeceğini vurgulayarak yeni bir partiye duyulan ihtiyacı dile getirir.
İllegalite döneminde işyeri hücreleri, sokak hücreleriyle karşılaştırıldığında Hitler Faşizminin daha az darbe indirebildiği örgütler olmuştur. Bunun nedeni, doğal olarak fabrika hücresi üyelerinin işçiler arasında tek tek gizli kalabilmeleriydi.
Ama bazen beklemenin ölümcül olduğu anlar vardır.
Onu, önenli görevler üstlenmenin önünde her zaman bir engel olan zarar görmeme arzusu sınırlıyordu. Ama önemli görevleri, zarar görmeyeceğini garanti altına alarak başarmak mümkün değil.
Reklam
128 syf.
·
Puan vermedi
Mavi Defter
Mavi DefterEmmanuil Kazakeviç
8.5/10 · 108 okunma
112 syf.
·
Puan vermedi
Toplumcu gerçekçi edebiyatımızın yapı taşlarından Erdal Öz'ü Lise yıllarımda her solcu genç gibi Gülünün Solduğu Akşam kitabıyla tanıdım. O senelerde 68 öğrenci hareketi ve 71 devrimci atılımı üzerine çalışıyorduk. Sosyalizmin Alfabesi, Komünist Manifesto, Felsefenin başlangıç İlkeleri'nin ardından Turan Feyzioğlu'nun Mahir-Sinan-Deniz üçlemesiyle beraber Erdal Öz'ün kitapları tartışmalarımızda referans kaynaklarımızdandı. 2 Mayıs günü yüzüm yanık içindeydi. Eğitim Sen'li hocalarıma selam durdum. Çantamda Erdal Öz'ün bir başka romanı, Yaralısın. 12 Mart 71; askı, falaka, işkence. Ve direnen bir kadın militan. Hemen ardından öykü kitapları Kanayan ve Cam Kırıkları. Cam kırıkları diğer eserlerine göre daha yumuşak bir dille yazılmış. Kararlılık ve mücadele yerini sükûnete ve hayattan kesitlere bırakmış. Öykülerin geçtiği mekanlar: Artık rüyalarda görülür cinsten çocukluk hatıraları, üniversite kampüsleri, sahaflar, meyhaneler, hücre evleri ve çatışma bölgeleri.
Cam Kırıkları
Cam KırıklarıErdal Öz · Can Yayınları · 2019245 okunma
TAM DENİZE ATLARKEN
Doğan yeni bir günle derin vadiyi aşıp karşı tepelere tırmanış. Yerdeki ölüler. Nedense ölülerin hepsinin parçalanmış tanınmaz yüzleri. Bunun vurulup öleni geride bırakıp kaçarken -tanınmasınlar diye- arkadaşlarınca yapıldığını anlıyorsun. Yüzü parçalanmış ölülerden birinin, uzun saçlarından, genç bir kız olduğunu anlıyorsun. Üzülüyorsun. Daha doğru dürüst sevişemeden, okuyamadan, düşünemeden, yaşayamadan ölüp, güzel yüzünün -hem de arkadaşlarınca- taşlarla vurula vurula parçalanması; bunu düşünmek bile içinde bir yerleri çürütüyor.
152 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.