Yıllar önce bir dostum bu romanı okumam konusunda çok ısrar etmişti. Uzun bir okuma listem olduğunu henüz okumamın mümkün olmadığını söylemiştim. Bugün bu kitabı neden elime zorla tutuşturduğunu çok iyi anlıyorum.
Kitabı bitirdim ve boşluğu izledim. Kaç dakika bilmiyorum. Ne düşündüm ya da ne düşünemedim bilmiyorum.
Bir dostluğu, saflığı, koşulsuz sevgiyi böylesine anlatmak mümkün mü? Hasan gerçekten var mı? Böylesine saf duygularla sevebilen biri gerçek mi? İhanetin sillesini yemiş biri hala sevebilir mi?
Ağladım bir Hasan’a bir de Sohrab’a.
Coğrafyanın kadere etkisi. Bir dostluk bir ihanet bir bedel hikayesi. Bir babanın evladı üzerinde bıraktığı etki en fazla nelere mal olabilir? İnsanın içinde çığlık atma isteği uyandıran bir yapıt.
Binlerce Hasanın binlerce Emirin var olduğu topraklardan sadece bir örnektir Uçurtma Avcısı.
O dostluğu o sadakati ve yine o ihaneti öyle güzel anlatmış ki yazar öfkenize de merhametinize de engel olamıyorsunuz.
Bu hikayede kardeşlik, sadakat, ihanet, yalanlar üzerine kurulmuş hayatlar, acımasızlık, zulm, savaş, yitip giden topraklar ve canlar hepsi var ve siz her şeyi iliklerinize kadar hissediyorsunuz.
İyi okumalar.