Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Emel Saatçi

Bir hafta önce, bir maden arayıcısına bir taş biçiminde görünmek zorunda kaldığını anlattı. Zümrüt aramak için her şeyini terk etmişti bu adam. Beş yıl boyunca ırmağın kıyısında çalışmış, dokuz yüz doksan dokuz bin dokuz yüz doksan dokuztaş kırmıştı, bir zümrüt parçası ararken. İşte o anda vazgeçmeyi düşünmüş, oysa zümrüdünü bulması için bir taş, tek bir taş kalmıştı.
Reklam
İnsanlar yaşama nedenlerini pek çabuk öğreniyorlar, dedi yaşlı adam, gözlerinde beliren acıyla. Belki de gene aynı nedenle hemen pes ediyorlar. Ama dünyanın hali böyle işte.
Karar vermek, alıştığı şey ile sahip olmayı çok istediği şey arasında bir seçim yapmak zorundaydı.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Rüzgarın özgürlüğünü kıskandı delikanlı ve onun gibi olabileceğini anladı. Kendisinden başka hiçbir şey engel değildi buna.
Dünya gerçeklerine oldukları gibi değil, olmalarını istediğim gibi bakıyorum.
Reklam
Yeryüzünde herkesin anladığı bir dil vardır ve kendisi, dükkanı geliştirirken bu dilden yararlanmıştır. Bu coşkunun dilidir, arzu edilen ya da inanılan bir şeyi gerçekleştirmek için sevgi ve tutkuyla yapılan girişimlerin dilidir.
Hayatta her şey işarettir, dedi İngiliz, okumakta olduğu dergiyi kapatarak. Evren, herkesin anlayacağı bir dilde var olmuştur, ama insanlar unutmuştur bu dili.
Kimse bilinmezden korkmamalı, çünkü herkes istediği ve ihtiyaç duyduğu şeyi ele geçirebilir.
Her zaman şimdiden yaşamayı başarabilirsen, mutlu bir insan olursun.
Tek gerçek şudur ki, var olan bu dünya, bundan daha mükemmel bir dünyanın var olduğunun göstergesidir.
Reklam
İhanet senin beklemediğin bir darbedir. Ama sen yüreğini tanıyacak olursan, sana baskın yapmayı hiçbir zaman başaramayacaktır. Çünkü onun düşlerini ve arzularını tanıyacaksın ve onları hesaba katacaksın. Hiç kimse kendi yüreğinden kaçamaz. Bu nedenle en iyisi onun söylediklerini dinlemek.
Biraz şikayet edecek olursam, diyordu yüreği, bu yalnızca benim bir insan yüreği olmamdandır ve insanların yürekleri böyle olur. Ulaşmaya layık olmadıklarını ya da ulaşamayacaklarını sandıkları için en büyük düşlerini gerçekleştirmekten korkarlar. Dirilmemek üzere sona ermiş aşklar, olağanüstü olabilecek ama olamayan anlar, keşfedilmesi gereken, ama sonsuza dek kumların altında kalan hazineler daha aklımıza gelir gelmez bizler, yürekler hemen ölürüz. Çünkü böyle bir durumlar karşılaşınca ölümcül acılar çekeriz.
Düşlerinin peşinde olduğu sürece hiçbir yürek kesinlikle acı çekmez.
Yeryüzünde her insanın kendisini bekleyen bir hazinesi vardır, dedi yüreği delikanlıya. Biz yürekler, insanlar artık bu hazineleri bulmak istemedikleri için bunlardan pek ender söz ederiz. Onları küçük çocuklara anlatırız. Sonra herkesi, kendi yazgısının yoluna göndermek işini hayata bırakırız. Ne yazık ki, kendisine çizilmiş olan yolu pek az insan izliyor, oysa bu yol kişisel menkıbenin ve mutluluğun yoludur. İnsanların çoğu dünyayı korkutucu bir şey olarak görüyorlar ve yalnızca bu nedenden dolayı dünya gerçekten korkutucu bir şey oluyor. O zaman biz yürekler giderek daha alçak sesle konuşmaya başlıyoruz, ama asla susmuyoruz.
740 öğeden 721 ile 735 arasındakiler gösteriliyor.