Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

emrah kaçmaz

emrah kaçmaz
@Emrahkacmaz
Satır altı çizgileri
İstanbul
44 okur puanı
Ekim 2020 tarihinde katıldı
"anlatmadan bir sey sorayım dedi halit. insan kendi kendine verdiği, başkalarının kulağına da fısıldamadığı bir sözü, n'olursa olsun tutmak zorunda mıdır?" hiçbir şey anlamamıştım. ama gene de yanıtladım: “özellikle.”
Sayfa 44 - alfa
Reklam
büyükler, önemliler, camille savaşmalı, şefkatin gücü her zaman kolayca yenemeyeceğini göstermeli, büyük ayaklar hayal gücüne karşı. camille palyaçolarn büyük pabuçlarını düşünüyor. kafasının içinde büyük çığlıklar, elleri uğulduyor. "bir zamanlar bir palyaço varmış..." tanrım yemek saati. zamanının nasıl geçtiğini fark etmemiş bile. geri çekilyor. david, devin iri gövdesine saldırmış bile, dev kendini korumak için bir hamle yapıyor. başı yok, david az önce kesmiş. başı sonra yapacak camille. tek başına bir kafa, vücutsuz. vücutsuz kafalar.
Sayfa 31 - psikeart sayı 1 tutku ve kıskançlık, mayıs 2003, karin celepyan, bir kadın (camille claudel)

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
çocuklar sizin çocuklarınız değil, onlar kendi yolunu izleyen hayat’ın oğulları ve kızları. sizin aracılığınızla geldiler ama sizden gelmediler ve sizinle birlikte olsalar da, sizin değiller. onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil. halil cibran
Sayfa 19 - serpil yandı vargel
benim şanssız kaderimin çok kısa özeti şu; dünyanın dışına itilmiş çok izole bir yerde doğdum, daha doğarken kimliğimi, tarihimi, geçmişimi kaybettim, daha doğrusu bu kayıplarla doğdum. (ben daha doğmadan çok önceleri militarist-nasyonalist bir rejimini yarattığı hırçın ve boğucu bir ortamda anadilim bile yasaklanmış, bana ait her şey akıl almaz bir baskı altına alınmıştı.) yeni ülkeme de, dokuz aylık bir cezaevi döneminden sonra (kürtçe-türkçe bir derginin yönetmeni olduğum için) bir sürgün, bir sığınmacı olarak geldim.
Sayfa 103 - ithaki
Reklam
mekanları, yerleri, kent ve sokakları türkleştirme ve isim değiştirme politikasının en çarpıcı örneklerinden birisi, istanbul’un göbeği tatavla semtinde yaşanır. başlangıçta küçük bir rum köyüdür tatavla semti. 21 ocak 1929 tarihinde çıkan yangın sonrası, tatavla’nın adı “kurtuluş” olur. mahallenin “kurtuluş” adını alması bile ilginçtir; içindeki yabancı unsurlardan kurtulmuşluğu vurgular. sokak isimlerinde de değişikliğe gidilir. (bu nedenle art niyetli bir yangın olduğu da düşünülür.)
Sayfa 225 - dipnot
geçmişinde travma yaşamış damgalıların, hatta bizzat travmayı yaşamamış sonraki kuşakların bile, belleğine sinmiş belirleyici yaralardan en önemlisi, korkudur.
Sayfa 213 - dipnot
azınlık hareketlerinin en büyük sorunlarından birisi, ilk aşamada negatif olarak kendisini belirlemek zorunda olmasıdır. kültürel otonomi ilk önce hayır diyerek başlar (hayır, ben türk değilim...). ancak bu aşamada ya da sadece kültürel düzeyde kalınır, politik bir güce ulaşamaz ise, eninde sonunda çoğulluk içinde yutulma tehdidi ile karşı karşıyadır. bir etnik grubun yeni bir özne olarak varolmaları, bu insanların "var olmak için meydan okuma" riskini göze aldıkları zaman mümkündür (de certeau, 1993: 133). egemen iktidarların terör eylemleri olarak niteledikleri olayların arkasında, sadece bugünün haksızlıklarına karşı bir başkaldırma değil, geçmişin de intikamını alma duygusu olabilir. bütün geçmişin acılı belleğini yanında taşıyanlar olarak eyleme geçerler.
Sayfa 211 - dipnot
son yıllarda, kürt toplumunda da 1915 ermeni kıyımında oynadıkları role ilişkin daha eleştirel bir bakış yaygınlaşmaya başlar. ermenilere karşı uygulanan şiddet olaylarında kürtlerin sorumluluğuna ilişkin çalışmalar başlar. kürt resmi söyleminde, İttihatçıların, kürtleri kullandığı söylemini çürütecek araş tırmalarda, kürtler'in bir kısmının da ermeni tehciri ve katliamında bizzat rol aldıkları ortaya çıkar. yapılan bir sözlü tarih çalışmasında birçok kişinin bahsettiği "bejik" (kürtçe milis demek) isimli paramiliter güçlerden söz edilir. kırk beş yaş üstü savaşa alınmamış sıradan bireylerin katıldığı bir örgütlenmenin esas görevinin bir şekilde kaçıp saklanan ermenileri bulup öldürmektir. devlete bağlı çalıştıkları da anlaşılan bejikler'in bu 'av'ın karşılığında maddi kazanç elde etmeleri, bugünkü hafızayı da rahatsız eder. kolektif kürt hafızasında, bejiklerin kötülükle eşdeğer olarak anılırlar. (yıldız,2016)
Sayfa 207 - dipnot
türkiye cumhuriyeti ve hatta osmanlı topraklarında yaşayan azınlıkların direnişleri “ihanet, bölücü faaliyet, isyan” olarak nitelendirilirken, başka ülkelerde yaşayan türk azınlıkların baş kaldırma eylemleri, “zalimlere karşı direniş, haksızlıklara karşı mücadele” terimleriyle açıklanır. olumsuzluk çağrıştırabilecek her türlü tarihsel olay resmi tarih ve kolektif bellek içinde, ya tamamen silinir, ya da ulusal tarih-mit anlatısının içine olumlama biçiminde girer.
Sayfa 198 - dipnot
Reklam
latin kökenli dillerde, tarih, “history-histoire” kelimesinin kökeni antik yunancadan gelir. “istorien” gören, bilen, “istorie” ise, bilmeye çalışmak, araştırmak, anket yapmak anlamların yanı sıra anlatı, hikaye anlamını da içerir. bu bağlamda, tarih bir anlatıdır; bu anlatı doğru ya da yanlış, gerçek ya da hayali bir olay etrafında kurgulanır (nitekim ingilizcedeki “story-history” ayrımı diğer latin dillerinde yoktur. ( le goff, 1988: 180)
Sayfa 192 - dipnot
anılar aktarılırken grup için önemli olanlar tutulur. grubun birliğini tehdit edici unsurlar elimine edilir. böylece, başladığı zamandan farklı bir biçimde, her seferinde yeniden üretilir. toplumsal bellek yeniden inşa edilir; geçmiş olduğu gibi değil olması gerektiği gibi kurulur.
Sayfa 190 - dipnot
endişe ve korku ile ötekilere karşı, öfke ve hınç giderek yükselir. ergenin, değişen ve farklı talepleri olan bedeni ile psişesi arasındaki henüz olmamışlığına karşı geliştirdiği öfkeye benzer. bu yırtıklıkla mücadele etmenin yolu, içinde biriken hınç ve öfkeyi, şiddet yoluyla ötekinin varlığına yönlendirmek olarak yansır. (benslama,2002: 92-93)
Sayfa 169 - dipnot
302 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.