Erdem
@Erdem0689
Yazılımcı
124 okur puanı
Kasım 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
Büyüklük ne zaman kötüye kullandırır kendini:
Vicdanı devlet gücünden ayırdığı zaman.
Okur Takip Önerileri
Mutlu son diye bir şey var mı?
Her şey bir yana, yaşam bir Hint filmi değil. Afganların en sık yinelediği deyiştir: Zendagi migzara. Hayat devam edi yor. Başlangıcı, sonu, kemyah, nah-kam, bunalımları, sevinçleri önemsemeksizin, ağır, tozlu bir kervan gibi ilerliyor.
Sayfa 360Kitabı okudu
Çocukların dehşetle baş etme yöntemi budur: uyuyakalmak.
Sayfa 345Kitabı okudu
Afganistan'da çocuk çok ama çocukluk yok.
Sayfa 321Kitabı okudu
Bu sen değilsin, Emir, diyordu içimdeki bir ses. Sen ödleksin. Böyle yaratılmışsın. Buysa o kadar da kötü bir şey değil, çünkü sende hiç olmazsa kendine bu konuda yalan söylememek gibi bir erdem var; kendini kandırmıyorsun. Bu konuda, hayır. Dürüst olunduğu sürece korkaklık dünyanın sonu değildir. Ama ne zaman ki bir ödlek, kim olduğunu unutur... işte o zaman Allah yardımcısı olsun.
Sayfa 279Kitabı okudu
"Şöyle dedi: "Çok korkuyorum.' Neden, diye sordum. 'Öyle mutluyum ki, Doktor Resul. Böylesine büyük, müthiş bir mutluluk, insanı korkutuyor. Yine nedenini sordum, şöyle dedi: 'Senin bu kadar mutlu olmana, ancak senden bir şey almaya hazırlandıkları zaman izin verirler.' Hemen onu susturdum: 'Hişşt, hadi ama. Saçmalama.""
Sayfa 255Kitabı okudu
Çöldeki yabani otlar yaşar, oysa bahar çiçekleri çabucak soşar. Ne zarafet, ne asalet, ne trajedi!
Sayfa 254Kitabı okudu
Belki haksızlık, ama bazen birkaç günde, hatta tek bir günde olanlar bütün bir ömrün akışını değiştirebiliyor
Sayfa 146Kitabı okudu
Bir insanı öldürdüğün zaman, bir yaşamı çalmış olursun," dedi Baba. "Karısının elinden bir kocayı, çocuklarından bir babayı almış olursun. Yalan söylediğinde, birinin gerçeğe ulaşma hakkını çalarsın. Hile yaptığın, birini aldattığın zaman doğruluğu, haklılığı çalmış olursun.
Sayfa 19Kitabı okudu
Esir Şehir üçlemesinin ikinci kitabı, 
Esir Şehrin Mahpusu.
İlk kitabın sonunda 7 yıl ceza alan baş karakter paşa oğlu Kamil Bey, cezasını çekeceği hapishanede, önce hapishane jargonunu bilmediği için yanlış koğuşa alınıyor. Koğuş ağası Faytoncu Osman ile arasında geçen olaydan sonra, ilk başta alınması gereken koğuşa alınıyor.
Kemal Tahir hapishaneyi bölüm bölüm o kadar güzel anlatıyor ki, Kamil Bey'in yanında olduğunuzu hissediyorsunuz. Ayrıca hapistekilerin yaşantıları, hapishane jargonu ve argosunu çok güzel kullanıyor.
Roman içerisinde hapisteki kişilerin, dışarıdaki hayatları, hapse niye düştüklerini anlattıkları bölümlerde adeta farklı bir öykü okuyormuş gibi hissediyorsunuz ve o dönemin sosyal yapısını Kemal Tahir çok güzel sergiliyor.
Yeni koğuşundaki Arif Bey'in askeri raporlar üzerine yorumlarıyla, İkinci İnönü savaşından sonra işgal kuvvetleri ve Ankara arasındaki askeri stratejiye güzel değiniyor.
Don Kişot’u alıp uzandı. Gelişigüzel karıştırırken birinci kitabın 33'üncü bölümünde bir şiire rastladı.
“Ölümde yaşamayı arıyorum, mahpuslukta hürlüğü
Kancıklıktan mertliği bekliyorum,
sağlığı hastalıktan
Olabilmezlerden umuyorum
Olabilirlerin benden esirgediğini.”
Sayfa 236Kitabı okudu