Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dilan

… Bauer'in: "Aşk, bütün Tanrısal olan şeyler gibi, insanın fiziksel ve ruh­ sal olarak kendisine teslim olmasını bekleyen, korkutucu bir Tanrıça'dır. .
Reklam
… Çiçeğe olan ilgisi, onu çiçeği "öldürmeye" sürüklerken, entelektüel bir spekülasyonla, çiçeğin kendisine Tanrı'nın ve insanın do­ğasını anlama imkanı verdiği sonucuna varıyor. .
… Skolastik teologlar için, fiyat ve özel mülkiyet gibi kavramlar ahlaki teolojinin birer parçasıydılar. .

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
… Çünkü açgözlülük ile barış bir arada olamaz. .
… O dönemde tüm bağların­dan, hatta sevgi ve dayanışmadan bile sıyrılan insanlar, her şeyi kendi çıkarları açısından değerlendirmeye başlamışlar ve bunun kendilerinden çok şeyler alıp götürdüğünü fark et­ meden, varlıklarının arthğına inanır olmuşlardı. .
Reklam
… Epiktir'e göre, ihtirasların tatmini yoluyla ulaşılan bir doyum, yaşamın amacı olamaz. .
Şiirsel benzetmeler!!
… Çatlak duvarlar arasındaki güzel çiçek, Seni o çatlakların arasından alacağım, Tüm köklerinle birlikte elimde tutacağım. Küçük çiçek, eğer anladığım gibiyse her şey, Köklerin, yaprakların ve çiçeklerinle bir bütün olan sen, Tanrı’nın ve insanın ne olduğunu açıklıyorsun bana. .
… Eğer işçi sınıfı, onu egemenliği altına alan ve doğasını alçaltan kusuru kalbinden söküp atsaydı, ancak kapita­list sömürüden başka bir şey olmayan İnsan Hakları için, ancak sefalet hakkı olan Çalışma Hakkı için değil, her in­sana günde üç saatten fazla çalışmayı yasaklayan tunçtan yasayı örste dövmek için ayağa kalkardı. .
… "Ey değirmenci kadınlar, değirmen taşını döndü­ren kola dokunmayın ve rahatça uyuyun! Horozun güneşin doğuşunu haber vermesine aldanmayın! Dao, kölelerin işini su perilerine yükledi; işte, on­lar çarkın üzerinde neşeyle sekiyor ve işte sarsılan dingiL, devingen ağır taşı gıeırhlarıyla yuvarlıyor. Babalarımız gibi yaşayalım ve tanrıçanın bize bağışladığı nimetlerin tadını aylak aylak çıkaralım." .
… Buraya kadar işim kolay oldu; ne yazık ki hepimizin iyi bildiği gerçek kötülükleri betimlemek zorunda bulu­nuyordum! Ama emekçi sınıfını, kendisine aşılanan vaadin kötülük barındırdığına ve onu yozlaştırdığına, yüzyı­ lın başlangıcından itibaren kendini verdiği ölçüsüz çalış­ manın insanlığı şimdiye kadar vuran en korkunç felaket olduğuna, çalışmanın akıllıca düzenlenirse ve günde en fazla üç saatle sınırlanırsa ancak insan bedenine yararlı bir egzersiz, toplumsal düzene yararlı bir tutku, tembel­ lik keyfinin tadı tuzu haline geleceğine inandırmak gü­ cümü aşan, çetin bir iştir. .
Reklam
… Ey, burjuvazi devrimci ilkelerinin sefil başarısızlığın! Ey, onun tanrısı olan İlerleme’nin iç karartıcı armağanı! .
… Hamile ve bebeklerini emziren zavallı kadınlar, bellerini bükük sinirlerini boşaltan madenlere ve fabrikalara gitmek zorunda kaldılar; çocuklarının hayatını ve sağlıklarını mahvettiler. .
… Deniyor ki çalışma yüzyılıdır: o, acının, yoksulluğun ve çürümenin yüzyılıdır. .
… Günde on iki saat çalışma; işte on sekizinci yüzyıl insanseverlerinin ve ahlakçıların ülküsü! .
… Yeraltı tünelindeki köstebekler gibi kımıldamıyor ve asla doğayı seyretmek için doğrulmuyorlardı. .
394 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.