Nazan Bekiroğlu’nun okuduğum ilk kitabı ve (kendi açımdan) yanlış kitap..
400 sayfa Adem ve Havva, Kabil ile Habil okumak beni resmen sıkıntıdan boğdu ki ne boğduu… Kitap, yarım bırakma huyum olmadığı için zorla okudum resmen. (Ve bir daha bunu yapmama kararı aldım ) Sayfalarca, süslü süslü cümleler; ve Adem, kaburgasından var olan Havva, yasak ağaç ve meyvesi, tıs tıs şeytan, günah, cennetten dünyaya düşüş, Kabilin Habile sayfalarca sayfalarca düşmanlığı, iyilik kötülük ve en nihayetinde öldürüşü ve işte bu.. sadece süslü bir dille bu anlatılıyor…
Evet yazarın dili akıcı, kelimeleri kullanışı güzel. Sırf bu sebeple başka bir kitabına şans vereceğim.. Umarım doğru seçim yaparım gelecek sefer..
Olumsuz hiçbir şey unutulmuyor. Unutuldu sanılsa bile bir şekilde hayatta, ilişkilerde, karakter üzerinde etkili oluyor. Olumlu olan şeyleri unutmaya daha eğilimli olduğumuzu düşünüyorum.
Bir ülke düşününüz: Toplumda her şey sakıncasızca konuşuluyor; iç politika, dış politika, barış, çevrecilik, üretim ve tüketim ilişkileri, eğitim, kültür-sanat konuları... Her şey, her şey. Bir tek şey dışında: Cinsellik!
Bir oyun oynayalım. Şu an okuduğunuz kitabın 30. Sayfasındaki ilk cümle nedir? Nasıl bir metin çıkar ortaya. Benim kitabımda,
Pestilimi çıkardı, yardım et "herif baya ağır," dedi.
Şimdiye kadar okuduğunuz kitaplar içerisinden en çok etkilendiğiniz ilk üçünü bu gönderi altına yazabilir misiniz? Gerçi ilk üç belirlemek bence çok zor, ama yine de,
1.