﴾72﴿ Bu dünyada kör olan âhirette de kördür, yolunu daha da şaşırmıştır.
﴾81﴿ De ki: “Hak geldi bâtıl yıkılıp gitti! Zaten bâtıl yıkılmaya mahkûmdur.”
﴾84﴿ De ki: “Herkes kendi mizaç ve karakterine göre iş yapar.” Rabbiniz kimin doğru bir yol tuttuğunu çok iyi bilmektedir.
İlim,oradan buradan toplanan,
Bir şey üstüne bir şey koymaktır.
Böyle devam eden bir insan,
Bir gün hikmete ulaşacaktır.
Çünkü sel kocamandır,lakin,
Damlalardan oluşmaktadır.
“İlim,kendisiyle iştigal eden insana hemen faydalar sağlamasa bile; vaktin kendisiyle ölüp gittiği boş şeylerden alakayı kesip atması bile yeterlidir.”
Abdullah b. Mesud radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber aleyhissalatü vesselam Efendimiz şöyle dua ederdi;
اَللّٰهُمَّ إِنّ۪ي أَسْأَلُكَ الْهُدَى وَالتُّقَى وَالْعَفَافَ وَالْغِنَى
•Allahümme innî es'elükel-hüdâ ve’t-tüka ve’l-‘afafe ve’l-ğınâ.
•Allah’ım! Senden hidayet, takva, (sorumluluk bilinci) iffet ve (gönül) zenginliği isterim.
Allah size, hiçbir şeye gücü yetmeyen, başkasının mülkü konumundaki köle ile katımızdan kendisini güzel bir şekilde rızıklandırdığımız ve bundan gizli-açık başkalarını da yararlandıran kişiyi örnek veriyor: Bunlar hiç eşit olur mu? Hamd Allah’a mahsustur ama onların çoğu bilmezler.
Yine Allah şu iki insanı örnek veriyor: Biri dilsizdir, elinden hiçbir şey gelmez, efendisinin sırtında yüktür, onu nereye gönderse yararlı bir sonuçla gelmez. Şimdi bununla adaleti emreden ve kendisi de dosdoğru yolda bulunan kimse bir olur mu?
Bu iki âyette insanların içinde yaşadıkları tecrübelerden yola çıkılarak, onların sağ duyusuna hitap edilmek suretiyle şirk inancının anlamsızlığına ve mantıksızlığına dikkat çekilmektedir. Burada örnekleri verildiği gibi gerek ekonomik ve sosyal yönden gerekse psikolojik ve ahlâkî bakımdan farklı seviyelerde bulunan iki insan arasında bile bir denklik kurulması apaçık bir haksızlık ve mânasızlık olarak görüldüğüne göre Allah ile diğer varlıklar arasında nasıl bir benzerlik kurulabilir?
Nahl 75-76
Ebû Zerr"in rivayet ettiğine göre, Resûlullah (sav) ona şöyle buyurmuştur: “Nerede olursan ol, Allah"a karşı sorumluluğunun bilincinde ol! Kötülüğün peşinden iyi bir şey yap ki onu yok etsin. İnsanlara da güzel ahlâka uygun biçimde davran!”
(T1987 Tirmizî, Birr, 55)
İki peygamberi parçalarına ayıran Yahudilerin kaderlerine bundan böyle parçalara ayrılmak düşecekti.Her peygamberin parçasını bir yere sürükleyen Yahudiler onlar gibi dünyanın her yerine parça parça sürükleneceklerdi.Hiç bir zaman bütün olamayacaklardı.İlahi sıradaki bütünü bozmuşlardı.
Sayfa 171 - Yahudi, bundan böyle bütünü olmayan “parça olan” demekti.Kitabı okudu