_"Senin için bin tane olsa yakalarım." dediğimi duydum.
Sonra döndüm, koşmaya başladım.
Yalnızca bir gülümsemeydi, hepsi bu. Her şeyi düzeltmiş değildi. Hiçbir seyi düzeltmemişti. Belli belirsiz bir tebessüm. Minicik bir şey. Ormandaki bir yaprak; ansızın havalanan bir kuşun kıpırdattığı bir yaprak.
Ama kollarımı ardına kadar açıp onu kucaklayacağım. Bağrıma basacağım. Çünkü bahar gelince, karların tek tek, tane tane erdiğini biliyorum; belki de ilk kar tanesinin eriyişine şahit oldum._
Bir çocuk neler yaşayabilir ki ya da ne kadar acı çekebilir?
Bir savaş neler yaşatır insana ya da neler tattırır?
Bütün bu sorulara verilecek en güzel cevap bu kitap olmalı