Allah 'ın bizim için yazdıkları dışında, bize kesinlikle hiç bir şey isabet etmez. O bizim mevlamızdır. Ve Mü' minler yalnızca Allah'a tevekkül etmelidirler. (Tevbe 51)
Yapraklara dallara, yeşillere, allara,
nice nice yıllara gülüm, nice nice yıllara.
Yaprak dala, al yeşile yaraşır,
gayrı bundan böyle vermem seni ellere...
Olgun ve ıslak geldi sesin.
Bu, üç dakikalık bir zamandı.
Ve sonra, telefon sim siyah kapandı.
Damardan boşanan kan gibi ılık ve uğultulu
Son lodoslar esmeye başladı.
Çiçekli badem ağaçlarını unut.
değmez,
bu bahiste
geri gelmesi mümkün olmayan hatırlanmamalı.
ıslak saçlarını güneşte kurut
olgun meyvelerin baygınlığıyla parıldasın
nemli, ağır kızıltılar…
sevgilim, sevgilim,
mevsim
sonbahar…”
Sevgilim, bir gün kırılır da kalbim
Çarpamazsa artık senin için,
Sarmaşık örülü koyu serviler
Yükselirse göğe mezarımdan.
Öylece uzanıp beklerim ben
Koymalarını seni de toprağa,
Çürümüş kemiklerime o zaman
Ta derinlerde yine can gelir.
Ve getirdikçe esintisi rüzgârın
Bir avuç toprağı bana mezarından,
Kalbimin küllerinden yukarıya
Usulca bir ağıt yükselir.
Onu da benim gibi deli etmişler, deli,her solukta alıp da memleket kokusunu memleketi bir daha görmemek ihtimali.
Sevgilim,
Nerde, ne zaman hürriyet....
Ateş etmeye biz de inanıyoruz, fakat ilk olarak bir hedefimizin olması gerektiğine inanıyoruz. Hedef, menzilimize girdiği vakit kurşunu da, oy pusulasını da ait olduğu yere göndeririz.