Bûtimâr; denize aşık bir kuştur.
Her gün kenarına konduğu suya uzun uzun bakar ve "Bu deniz bir gün kurursa, ben ne içerim?" diye endişe eder. Bu ölçüsüz aşk Bûtimâr'ın sonu olur, kenarından ayrılmadığı ve içmeye kıyamadığı denizin yanı başında susuzluktan ölür.
Ölçüsüzlük müdür? Yoksa kaybetmekten korktuğumuz şey ile mi sınanıyoruz? Henüz bu soruya cevap bulamadım. Ama şunu çok iyi biliyorum. Benim dediğimiz her şeyi kaybediyoruz. Serbest bıraktığımız her şey ise bize geliyor. Yani olay sanırım şu: VAZGEÇTİĞİN AN VAZGEÇİLMEZ OLUYORSUN. ☺️