Bulutlara baktım. Sanki her şey orada yazılıymış gibi yavaş yavaş kavradım. Benimki de onlarınkine benzeyen bir ağırlıktı; kalp değil, dünya ağrısı. Sadece kendi dertlerimin değil, başkalarınınkine derman olamayışın da yüküydü sırtımda taşıdığım.
Komünizm, toplumun ürünlerini mülk edinme gücünden yoksun kılmaz; böylesi bir mülk edilme yoluyla başkalarının emeğini boyunduruk altına almak gücünden yoksun kılar, o kadar.
Burjuvaze bugüne kadar el üstünde tutulan ve önlerinde yerlere kadar eğilinen mesleklerin tüm saygınlığını çekip almış; hekimi de, avukatı da, rahibi de, şairi de, bilim adamını da kendi ücretli emekçisi yapıp çıkmıştır.
Düzensizlik, karışıklık, komuta heyetinin salaklığı, işte sebep bunlar. Haydutlar yüksek yüksek mevkilere kurulmuş, işleri karıştırmaktan başka şey yaptıkları yok. Hepsi de yeteneksiz, hepsi de sağduyu denilen şeyden yoksun.
Bizleri, insanoğlunu birbirimize karşı çıkardılar; kurt sürülerinden beter. Ne yana baksan nefret. Bazen kendi kendime, acaba bir insanı ısırsam kudurur mu, diye sorduğum oluyor.