Birkaç kere elini cebine atarak biraz evvel aldığı mecmuayı okumak istedi.Fakat yazıların başlıklarından ileri geçemedi ve elinde kıvırdığı sayfaları masanın üzerine vurarak :
"Yarabbi...İnsanı bu iç sıkıntısından kurtaracak bir şey yok mu?"diye söylendi.
Çok kere böyle oluyordu.Bütün kafası birdenbire boşalıyor,göğsünün ve gırtlağının üstüne bir ağırlık çöküyor ve ne olduğunu bilmediği birtakım şiddetli arzuların hasretini duyuyordu.
Nihat:
"Ne istediğini bilirsen canın sıkılmaz!"dedi.
Ömer,yalvarır gibi cevap verdi:
"Bana istenecek bir şey söyle,uğruna can verilecek bir şey söyle,hemen dört elle sarılayım..."
Nihat güldü:
"Gördün mü?Derhal sapıtıyorsun.Hayatta hiçbir şey,uğruna ölmek için istenmez.Her şey yaşamamız için olmalıdır.Hatta biraz ileri gideyim,kendi yaşamamız için..Sen kafanın içindeki yokluğa o kadar saplanmışsın ki,derhal uğrunda can feda edecek bir şey arayarak ikinci bir yokluğa dalmak istiyorsun!
Zweig'in kalemi, psikolojik çözümlemeleri olayların akıcılığı derken adeta sizde o ortamda bulunuyorsunuz.Hatta bizzat satrancı oynayan kişi kendiniz oluyorsunuz. İncecik bir kitapta bu kadar şey anlatılması hayranlık uyandırıcı sanki o meşhur kalın kalın romanlardan yutmuş gibi oluyorsunuz bu da Zweig farkı oluyor. Psikolojik tahliller, iç dünyasının sert iniş çıkışları, hayal gücünün sınırı olmadığı bu yönde ilerlerken dahilik ile delilik arasındaki ince çizgideki yürüyüşü,sanat ve faşizmin savaşı..yok yok kitapta. Bu kitapla birlikte Zweig’in edebiyata daha doğrusu hayata vedası gerçekleşiyor. İyi okumalar.
SatrançStefan Zweig · Bilgi Yayınevi · 2016238,1bin okunma
Özlem duyuyoruz derinlerden..
Ama gel gör ki kavuşamıyoruz,neyi özlediğimizi bile tam olarak kestiremiyoruz.Kendi evimizde misafir gibiyiz.
Koşuyor,varamıyoruz..
İnsan belki de en çok geldiği yere toprağa hasret toprağa sevdalı.🍀
İyi geceler güzel insanlar.🌙
Kitap hakkında söylenebilecek bir o kadar çok söz, bir o kadar da söz bulamıyorum. Bu roman içinde gerçek dostluğu,yalnızlığı o kadar içten ve samimi bir örneklerle anlatmış ki, sonuna giden hikayede okuyanlar olarak yaşanılan olayları derinden hissediyorsunuz. Kitap gerçekten sürükleyici bir an önce diğer sayfaya geçmek istiyor ve kurgu olduğu anlık kafanızdan siliniyor kendinizi olayların içinde buluyorsunuz.Başta da dediğim gibi bir dünya klasiğine söylenebilecek tüm sözleri, zamanında pek çok eleştirmen en güzel kelimelerle yorumlamış eleştirmiştir. Basit bir okuyucu olarak söyleyebileceğim tek şey; mutlaka okuyun ve arkadaşlığın insan hayatında ne kadar büyük yer kapladığını bir kez daha okuyarak şahit olun.
"Sana, beni asla tanımamış olan sana."
Bu cümlede tüm kitabın özetini bulacaksınız aslında..
Birçok arkadaşımın tavsiyesiydi bu güzel kitap, oturduğum yerde birbirinden farklı duygusal anlar yaşadım sayesinde..
Bir kadın düşünün; aşık, kör ve her şeye rağmen umutlarını hiç yitirmeyen.. Bir kadın düşünün; bilinmeyen, tanınmayan ve hiçbir