Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İpek

İpek
@Fipekce
Kelimelerle oynamayı seven, bulduğu her fırsatta okuyan, düşleyen, düşünen, dönüşen, nevi şahsına münhasır evli, iki çocuk annesi bir kitap kurdu. Gri dünyasının gökkuşağıyım.
"Bilmiyorum" diyebilmek de muazzam bir özgüven ve eleştirel düşünebilme kabiliyeti göstergesi. Gözlemlediğim kadarıyla Türkiye'de bu cümleyi kullanmak epey riskli ve nadir. Bilimsel süpheciliğe zayıflık, otoriter kesinliğe güçlülük olarak bakan bir toplumuz. Dolayısıyla "bilmiyorum" demek kisiyi zayıf gösterdiğinden bilmese de biliyormuş gibi yapmak daha yaygın. Oysa gerçek özgüven, neyi bilmediğini bilmektir. Had sınır demektir. Özgüven haddini, yani sınırlılıklarını bilmektir. Kişinin güçlü ve zayıf yanlarını bilmesidir. İşini layıkıyla yapan, konusunu iyi bilen insanlar neyi bilmediklerini de rahatça söylerler, çünkü zaten uzman oldukları konularda kendilerine güvenleri tamdır, içleri güçlüdür. Bilmediklerini itiraf edebilecek kadar güçlü insanlara güçsüz gözüyle bakanlar, muhtemelen kendi içi güçsüz olan insanlardır.
Reklam
Fazla fedakarlık, fazla vefasızlık getirir.
Şeker Portakalı
Şeker Portakalı
Muazzam bir ihtimalsin Gökyüzüne dokunmak gibi, Tüm maviliklerin sahibi olmak gibi Hani nasıl desem; "mutlu olmak" gibi. Cahit Zarifoglu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Biryudumkitap
Günaydın. Bazıları kötülükten, dertten, felaketten beslenir. Bunun sanılanın aksine kıskançlıkla pek ilgisi yoktur; kendinden daha zorda birilerini görmek ferahlatır bu insanları. Ne yazık, hayatın tadını alabilecek hasletleri yok. Refik Halid Karay, "İnsanlar yalnız kendi saadetlerini iyice duymak için başkalarının felaketlerini arar," derken tam da bundan bahseder. Uzak durmalı. Bir ömür yaşayıp gideceğiz; yok yılların dostuymuş yok bilmem kimmiş yok aslında iyi biriymiş. Hikâye...
Söyle bana hindiba
Önce yürü bu vefasız ülkeden Sonra uzan bir tenhaya, sessiz ol Gelip geçsin üzerinden turnalar Düşün, sesler neden bulur sesleri Kelâm kimin damarlarında kandır Harflerini senden alan merhaba Hangi demin âteşidir içimde Söyle bana hindiba Nurullah Genç
Reklam
Sana sevgim şımarık bir çocukmuş, Her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan , Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım.
Bertrand Russel'in ifadesiyle " Dünyanın sorunu, akıllılar hep kuşku içindeyken aptalların küstahça kendilerinden emin olmalarıdır. "
Şiir, şairin çiçek açmasıdır bir nevi.
Bildiğini bilmek iyidir, bilmediğini bilmek bilgeliktir.
Bertrand Russel, "Çoğu insan düşünmektense ölmeyi yeğler ve aslında öyle de oluyor, ölmeden ölüyorlar," demiş. Birileri ağzımıza bilgiyi kaşıkla verirken, beynimizi devreye sokup sorgulama zahmetine girmiyoruz. Zihnimiz de bir kas gibi, kullanmadığımızda tembellesiyor, uyuşuyor ve artık düşünemez hale geliyoruz.
Reklam
Hayatımızdan acıyı uzaklaştırmaya çalışıyoruz; kendi hayatlarımızı da, çocuklarımızın hayatını da pürüzsüz, engebesiz, acısız hale getirmeye çabalıyoruz. Hayat kebapçı dükkânı değil, bize acılı ve acısız diye seçenekler sunmuyor; acı, kaçınılmaz. Dahası, acı gerekli. Insan olarak türümüzün devam etmesi acı çekebilme kapasitemizde gizli olabilir.
Okulun sunduğu müfredatın dışına çıkıp bol bol kitap okumak, okuduklarının üzerinde düşünmek ve tartışmak, ezberin ötesinde olayların nedenini nasılını konuşmak, kendi kendine öğrenmek, araştırmak ve sorgulamak çok değerli. Eğitim, eğitim sistemine brakılamayacak kadar önemli.
Aileler tarafından yüksek düzeyde kabul gören çocukların genellikle özsaygısı yüksekken, sürekli reddedilen ve eleştiriye maruz olanların özsaygısı düşük oluyor. Aşırı kontrol de özsaygıyı olumsuz etkiliyor. Bağımsız hareket etmesine izin verilmeyen, aşırı kontrolle büyüyen gençlerin, istisnalar dışında, özsaygısı düşük ve eleştirel düşünme becerileri zayıf. Sevgiyle yaklaşılan, duyguları kabul gören, özsaygısı yüksek çocuklar ise eleştirel düşünmeye daha yatkın. En iyi sonuçlar, sevgiyle sınır koyabilen ailelerden çıkıyor demek yanlış olmaz.
1.434 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.