Yazmaya başlayıncaya kadar düşünmeyi geciktirmiş olan ikinci sınıf yazarlar, rasgele ava çıkan ve bu yüzden evlerine çok fazla bir şey getirmeleri beklenmeyen (yahut getirip getirmemeleri tamamen talihe bağlı olan) aycılara benzer. Öte yandan üçüncü kümedekiler yahut ender rastlanan yazarlar bir battue ye (şikarını kaçırmayan avcıya) benzerler. Burada av daha önceden yakalanmış ve bir zaman sonra salıverileceği kapalı bir alana konulmuştur; aradan uzunca bir zaman geçtikten sonra buradan alınıp bir daha kaçması mümkün olmayacak bir başka kapalı yere konulacaktır. Artık avcının yapacağı tek şey nişan alıp okunu fırlatmaktan bir başka söyleyişle düşüncelerini kâğıda dökmekten ibarettir. Bu, avcının sergileye pek bir şeyler ele geçirdiği bir avdır.