Romandaki olaylar evin hizmetçisi olan Mrs.Nelly Dean'in hatıralarından oldukça sürükleyici ve güzel bir şekilde anlatılıyor. Ancak anlattıkları iki insanın saf ve güzel aşkı kesinlikle değil. Kapakta da yazdığı gibi: Aşkın karanlık yüzü ve nefretin gücüne dair bir başyapıt. (Anladığım kadarıyla çoğu okuyucu yayınevi konusunda problem yaşamış. Artemis Yayınları-Klasikler serisinden okudum ve oldukça memnunum.) Karakter açısından oldukça zengin bir kitap, başta karmaşık gelebilir ama kısa sürede tanıyorsunuz.
Biz olayları, Mr. Lockwood'un bölgeye gelip Thrushcross Çiftliğini kiralamak istemesi üzerine yalnızlıktan sıkılıp -kesinlikle biraz da merak duygusunu engelleyemiyor- evin hizmetçisi Mrs. Dean ile sohbet ederken bu hanımın ağzından öğreniyoruz. Kitap oldukça kasvetli. Bulaşıcı/ölümcül hastalıkların yaygın olduğu bir dönem ve romandaki birkaç kişi üzüntüden öldü, aklını kaybetti veya yataklara düştü... Bu kısma biraz tilt olduğumu söylemek isterim. Hemen anlatmaya devam ediyorum.
Her şey evin eski sahibi olan Mr. Earnshaw'ın Liverpool'dan dönüşte yolda ölmek üzereyken görüp "Tanrı'nın Hediyesi" olarak getirdiği "Heathcliff" ile başlıyor. Fakat ilerleyen zamanlarda göreceğiz ki Tanrı'nın hediyesi değil, Tanrı'nın cezası... Heathcliff ve Mr. Earnshaw'ın kızı Catherine'in garip, korkusuz, sonsuz ve korkunç aşkının sebebiyet verdiği olaylar dizisi karşımıza çıkıyor sonrasındaysa.
-Şimdiden başlayacak olanlara keyifli okumalar diliyorum.-