Yalnız çığlık yaşatır insanı, coşku gerçek yerini tutar. Burada yıkım, aşkın ve ölümün, bilincin ve suçluluğun, kısacası herşeyin birbirine karıştığı bir değer olur. Yörüngesinden çıkmış bir evrende, uçurum yaşamından başka yaşam kalmaz.
Ne kadar çok seversen, o kadar derinleşir yaraların.
Çok sevmelerin zamanı değil artık.
Sevip kavuşmayı beklemenin devri değil bu devir.
Bir selama muhtaç kalmıyor artık kimse ve bir selamla güneş doğmuyor kimsenin yüreğinde.
Elle yazılmış mektupların kıymeti kalmadı, saklanmıyor artık kitap sayfalarının arasında mektuplar.
Kimsenin ardından yas tutulmuyor, ayrılığın acısı yılları bulmuyor.
Şarkılarda aranmıyor, şiirlere yazılmıyor artık kaybedilenler.
Dokunmadan sevilmiyor, görmeden taşınmıyor kimse yüreklerde..
Sevdaya dahil değil artık hiçbir şey.
Sadık kalınmıyor verilen sözlere, yeminler kolayca bozuluyor artık.
Emekle kazanılmıyor artık sevdalar..
Kimse bir Cemal Süreya gibi sevmiyor kadınını.
Ve kimse bir Piraye kadar gururlu ama sevdasına sadık kalamıyor.
Çok sevmelerin devri kapandı.
Az sevip çok sevişmelerin devri, ağız dolusu sevip hissetmeden dokunmaların devri, gidenin hoşça kaldığı gelenin hoşgeldiği devir bu devir.
Güzel sevenlerin kendini çirkin hissettiği, çirkin sevenlerin kendini güzel zannettiği zamanı.
Gidenin acısını gelenle kapatmanın zamanı.
Eski aşklara özenerek yaşayıp, Aşkı kirletmenin zamanı şimdi…
Gözlerimizi içimizi gören birer aynaya dönüştürdük, sonuçta gözlerimiz, ağzımızla inkar etmeye çalıştığımız şeyleri çoğu zaman hiç çekincesiz gözler önüne serer hale geldi.
Öldü, işte o kadar, neden öldüğünün önemi yok, bir insanın neden öldüğünü sormak saçma bir davranış, ölüm nedeni zaman içinde unutulur, yalnızca o tek sözcük kalır, öldü.
Önceleri terliydi avuçlarımdan kayıyordu
Sonra sonra hem alıştım hem sevdim
Dedim ki ne iyi bu kadındır gecenin yarısında
Etleri var beyaz, gergin sıcaklığı var öp öp ısın
Karanlık sokakları kötü lokantaları ısınmış rakıları
Düşündüm göğsümden iki düğme çözdüm
Gittim bir ormanı dört ucundan tutuşturdum geldim
Burada bana göre bir şeyler vardı