Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gülseren

Sunar bir câm-ı memlû bin tehî peymâneden sonra Döner vefk-i murâd üzre felek ammâ neden sonra Mezâkî {Felek bin tane boş kadehten sonra birgün dolu bir kadeh de sunar ve arzuna uygun döner ammâ neden sonra; sabır gerek!} -Sâbit
Reklam
İnsanların yaratılışları bile cezayla ve ağlamakla başlarken ağlamayı saklamanın anlamı nedir?İlk ağlayışımız doğarkendi.Ağladık,hayatta olduğumuzun kanaatine vardılar,annemizin kucağına verdiler,acıktık yine ağladık,çocuk olduk yere düştük,yine ağladık.Sevindik,buna rağmen de gözlerimizden o tuzlu su döküldü. Hayatın her anında ağlamaklıdır insan.Nasıl ki çocuklar düştüğünde anne deyip kendini annesinin kollarına atıyorsa bizde üzüldüğümüzde annemiz dediğimiz ağlayışa sığınıyor,kendimizi yastıklara yahut yorganlara gömüyoruz.Peki ya sorarım size neden her anımızda baş ucumuzda olan bu duyguyu içimize atma gereksinimi yaşarız?İnsan duygular üzerine var olmuş,gözler ağlamak için yaratılmıştır.O halde kendimizi saklamanın amacı ne? -Karikatür Komedya{yayımlanmamış kitabımdan alıntıdır}
Yamalı sırlar gibiyim Kaybolan yıllar gibiyim Yanarım kendi derdime Yanarım kendi kendime -Şanışer

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Sevgili 1000K kullanıcıları bu zamana kadar etkisinde kaldığınız kitaplar nelerdi?yorumlara bekliyorum Benimkiler; 1)Suç ve Ceza 2)Silahlara Veda 3)Oblomov 4)İvan İlyiç'in Ölümü 5)İçimizdeki Şeytan
Anlatıyorum kendime, dinliyorum kendimi, Söylenecek çok şey var, katlanacak yok hâl, İyisi mi sessizlik derim. -Sagopa Kajmer
Reklam
Hayat, olamıyorum sana razı Nur beni geçsin sana yağsın
Dünya kalıcı olmadığı için kalıcı değildir hiçbirşey.Yalanın içinde gerçeklik aranmaz,bu sebepten ötürü ne arkadaş ne sevgili ne de aile,hepsi yalan,hepsi geçici.Zaten geçici ve yalandan ibaret olan bu dünya da bu kavramların kalıcı olacağını düşünmek büyük bir aptallıktır. İnsan hayatının her anında yalnız kalmaya mahkûmdur.Böyle olmasaydı yanınızda gülüp eğlendiğiniz insanlar siz zor durumdaykende yanınızda olurdu.Düşünün;yalnız ve huzursuz geçen günlerinizde kim yanınızda durdu koşulsuzca?kim dinledi dertlerinizi?yahut kim çözüm bulmaya çalıştı? Hiç kuşkusuz cevabınız bir hiçtir.Çünkü konu sizin dertleriniz olunca umursamazlar lâkin kendi dertleri söz konusuysa dertlerini dinletmek için sirkte ip üstünde kırk takla atan maymun gibi kırk takla atarlar. Güvenme dostuna,sarılma arkadaşına,sırtını dönme kendine.Herkes gidip tek kaldığında seninle sadece benliğin kalır.Çoğulken unuttuğun benliğine tekile düştüğünde bakacak yüzün olsun,çünkü sonunda sarılacağın şey yine kendi benliğin olacaktır. -Bana aittir.
Bir Doktorun Günlüğünden(yayınlanmamış kitabımdan bir kesit)
"Her insan ölümü tadacak peki ya ben ne zaman tadacağım o ölümü?hangi sebep gebe olacak benim ölümüme?kötü bir insan olmalıyım,derler ya hani "tanrı iyi ve sevdiği kulunu erkenden yanına alırmış" ben onlardan değilim.Tanrı cehennemine atmadan önce dünya'da da azap çektirip canımı öyle alacak sanırım hm?doktor?ne dersin?" Dediklerini dikkatle dinleyip,beynimin içinde ölçüp tartmaya çalıştım.Söylediklerini teker teker,harfi harfine,ilmek ilmek beynimin bir köşesine titizlikle halı dokuyan bir işçi gibi dokudum. "İyi insan yoktur oğuz.İçinde kötülük barındıran,hergün birisini katleden,ahkam kesen ve kendini bu dünyanın sahibiymiş gibi gören bir varlık asla iyi olamaz.Hiçbirimiz masum değiliz.Ellerimiz günahkar aynı zamanda dillerimiz,ayaklarımız kısacası hücrelerimize kadar günahkarız.Herkese biçilmiş bir ömür ve o ömrü nasıl yaşayacağımız yazan bir kitap var,kitabın sonundaysa ölüm.Anlayacağın,henüz kitabının kapağı kapanmadı,bir sebep olmadığı sürece de kapanmayacak." "Peki ya ben kapatmak istersem?o kapağın kapanmasına sebep olacak kişi bensem doktor?Kendi kendimin eceli ya bensem?"
Beynimden geçen karışık düşünce ordusunun sesleri
Geçmiş ve onun izleri...kimi insanın hayatını çürütür kimisininse güldürür. Ben hep birincisiydim,geçmişimle övünüp gülemedim.Aksine,utanç duydum,ölmek istedim. Elimde geçmişimi yıkar,kefenler,tabuta koyup bir güzel gömüp üzerine toprak atardım.Başkaları geçmişinden utanç duymazken ben neden duyarım?bilmem.Halbuki geçmiş insanın içindeki pisliğin bir parçası değil midir?insanın kendisi pisken neden geçmişi yüzünü kızartır?bunu da bilmem.Fakat şunu bilirim ki;pislik denilen kavram gözle görüldüğünde iğrenç gelir.Bu yüzdendir ki insan kendi içindeki pislik için utanıp sararmaz. Gözlerim uzaklara dalar,eve döndüğüm dolmuşun karşısındaki denizi seyreder,kelimelerimi boncuk misali dizerim.Düşünen anlar beni,düşmüş anlar,berduşt anlar,şuursuz anlar,farkındalık sahibi anlar,zerdüşt anlar beni.Acı çekmeden yazar olunmaz,acı çekmeden sanatçı olunmaz.En mantıklı insan bile yazı yazarken duygusallaşır,bebek olup ağlar.Yazılardır benim sırdaşım,sayfalardır dostlarım,kardeşimdir kalemlerim,silgilerim.Yalnız olduğum vakit onlara anlatırım derdimi.Kar gibi beyaz olan sayfayı boyarım siyaha,silgimle silerim yanlışlarımı,silgi tozlarıysa gözyaşıdır kağıdıma damlar. -Bana aittir