Sonsuza kadar yürüyorum kıyılarda,
Kumla köpüğün arasında.
Yükselen dalgalar izlerimi silecek
Ve rüzgâr köpüğü üfürecek.
Ama denizle kıyı hep var olacak.
Sonsuza kadar.
Güzellik görebileceğiniz bir resim ya da duyabileceğiniz bir şarkı değildir;
Bilakis gözünüz kapalıyken görebileceğiniz bir resim,
Kulaklarınız kapalıyken duyabileceğiniz bir şarkıdır.
Bir dağ zirvesini geçtim,
Ruhum uçsuz bucaksız özgürlük göğünde süzülüyor;
Dostlarımdan fersah fersah uzağım,
Bulutlar tepeleri gözlerimden saklıyor.
Vadileri sessizlik okyanusu basıyor,
Yolları ve evleri unutuluşun elleri örtüyor;
Kırlar ve tarlalar bembeyaz bir tülün ardında kayboluyor.
Mum ışığı kadar sarı,
Alacakaranlık kadar kırmızı,
Bir bahar bulutu adeta.
Dalgaların şarkıları ve derelerin ezgileri toz duman,
Kalabalıklar sessiz;
Ruhun tüm arzularıyla tam bir uyum içindeki
Ebediyet müziğinden başka ses duymuyorum.
Beyazlara büründüm;
Rahatım yerinde; huzurluyum.
Tanrıların göklerden attığı
Gümüş iplerle beneklendim.
Doğa sonra kırlarını ve vadilerini
Süsleyeyim diye beni içine aldı.
Ben güzel incilerim,
Bahçeleri donatmak için Şafak'ın kızı tarafından
İnanna'nın tacından koparıldım.