Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gökçe

Biz birbirimize aittik; bir rüya kadar haklı ve büyülüydü, gerçekliği su götürmezdi, ona dair düşünceler zihnimin her köşesini ışıkla dolduruyor ve orada olduklarının farkında bile olmadığım mucizevi tavan aralarını, o söz konusu olmadığı müddetçe varolmayan dehlizleri aydınlığa boğuyordu.
Reklam
Ama bazen,ansızın, keder beni nefes nefese bırakan dalgalar halinde üzerime çullanıyordu ve o dalgalar geri çekildiğinde, kendimi acı bir enkaza bakarken yakalıyordum.
Her yeni olay - hayatımın geri kalanı boyunca yaptığım her şey - bizi biraz daha ayıracaktı birbirimizden: artık bir parçası olmadığı günler gitgide büyüyen bir mesafe koyacaktı aramıza. Hayatımın geri kalanı boyunca her gün biraz daha uzağımda kalacaktı.
Sayfa 124

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Onu öyle çok özlüyordum ki ölmek istiyordum, suyun altında havaya hasret kalmak gibi sert,somut bir özlem.
"Eh, mikroskobu Hollandalılar icat etti," dedi. Kuyumculardı onlar, mercek öğütücüleriydi. Herşeyin olabildiğince detaylı olmasını isterler çünkü natürmortta - solmuş bir taç yaprakta, bir elmanın kararmış parçasında- ne zaman bir sinek ya da böcek görürsen, ressam sana gizli bir mesaj veriyordur.Yaşayan şeylerin uzun sürmeyeceğini anlatıyordur sana herşeyin geçici olduğunu. Hayatın içinde ölüm. Bu yüzden ona natürmort denir.
Sayfa 39
Reklam
... onu kaybettiğimde beni daha mutlu bir yere, daha kalabalık ya da cana yakın bir hayata götürebilecek herhangi bir işareti görme yetimi de kaybetmiştim.
Sayfa 16
Dünyaya bakış açımızın sağlam temelleri ve derinlik veya sığlığı çocukluk yıllarında oluşur. Bu görüş daha sonra özenle düzeltilir ve mükemmmel hale getirilir, ama özde değişmeden kalır.
En büyük bilgelik şu andan zevk almayı hayatın en büyük amacı kılmaktır, çünkü tek gerçek budur, başka her şey düşünce oyunudur. Ama bunun en büyük budalalığımız olduğunu da söyleyebiliriz, çünkü yalnızca kısa bir süre için var olan ve bir rüya gibi kaybolan içinde bulunduğumuz bu an asla ciddi bir çabaya değmez.
"Kendinden bu kadar tatminkar olmak, başkalarından bu kadar az şey istemek, hiçbir zaman başkalarının varlığını özlememek kulağa çok yalnız geliyor Philip." "Tam tersine," dedi Philip, geçmişte başkalarının arkadaşlığını istediğimde, vermeyecekleri, aslında veremeyecekleri bir şeyi istediğimde asıl yalnızlık oydu. O zaman yalnızlığı çok iyi biliyordum. Kimseye ihtiyaç duymamak hiçbir zaman yalnızlık değildir. Benim aradığım şey bahşedilen yanlızlık."
"Gerçekte insanlıkdışı olan şey, kendi değerimi tahminimin, önemsiz olan diğerlerinin bakışına göre bir mantar gibi inip çıkmasına izin vermemdir.'
Reklam
Geç yaşta evliliği, bir adamın yolun dörtte üçünü yürüdükten sonra bütün yolculuk için pahalı bir bilet almaya benzetiyordu.
Birincisi Copernicus, Dünyanın bütün yıldızların etrafında döndüğü bir merkez olmadığını göstermiştir. Sonra Darwin, hayat zincirinde bizim merkez olmadığımızı, diğer bütün yaratıklar gibi başka yaşam biçimlerinden meydana geldiğimizi göstermiştir. Üçüncü olarak da Freud, bizim kendi evimizin efendisi olmadığımızı -davranışlanmızın büyük çoğunluğunun bilincimizin dışındaki güçler tarafından yönetildiğini- göstermiştir.
"Birisinin kendisine alternatiflerin birbirini dışladıgını, her evet için bir hayır olması gerektiğini söyleyen bir bilgeyi aradığı bir romandan söz etmiştin." "Hey, o kitabı biliyorum, john 'gardner'ın Grendel'i," diye söze karıştı Pam. "Bilge adamı arayan Grendel, yani şeytandı."
Soğuk bir kış sabahı çok sayıda kirpi donmamak için hep birlikte ısınmak üzere bir araya toplanır. Ama kısa süre sonra oklarının birbirleri üzerindeki etkilerini görüp yeniden ayrılırlar. Isınma gereksinimi onları birkez daha bir araya getirdiğinde okları yine kendilerine engel olur ve iki kötü arasında gidip gelirler, ta ki birbirlerine katlanabilecekleri uygun mesafeyi bulana kadar.
Yetenekli insanların başkalarının vuramadığı hedefi vurmaları, dahi insanların ise başkalarının göremediği hedefi vurmaları...
224 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.