Murat Dilek

Murat Dilek
@Granchio
Mottosu: Life is beautiful Uzay mühendisi, teknoloji ve telekom uzmanı, müzisyen, baterist, amatör dinler ve insanlık tarihi araştırmacısı, bisiklet aşığı, bilimsever.
Düşük bütçe ile aşk, masrafsız bir sevgili, tam Arturo'nun kara yüreğine göre, arkasında kurbağaların ve balıkların yüzdüğü bir pencerinin gerisinden hatırlanmak üzere.
Reklam
Murat Dilek
@Granchio·Thinking of reading a book
Murat Dilek
@Granchio·Thinking of reading a book
Toza Sor
Toza SorJohn Fante
8.3/10 · 4,807 reads

Reader Follow Recommendations

See All
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 9 days
Gerçeğin peşinde koşan bir dedektif
Gayet akıcı bir dil ile bilimsel keşiflerin detaylarıyla boğmadan, anlatmak istediği ana fikre adım adım ilerleyen, mitolojilerin akıl almayan, kısmen büyüleyici kısmen de inanılmaz içeriklerinden yola çıkarak mantıksal bir tümevarım algoritması ile gerçeğin bilimsel tarifini anlatma çabasıyla ilerleyen çok faydalı bir eser. Bana göre bilimi ve bilgiyi önemseyen her kütüphanede olmalı.
Gerçeğin Büyüsü
Gerçeğin BüyüsüRichard Dawkins · Kuzey Yayınları · 2012260 okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 9 days
Gerçeğin Büyüsü
Gerçeğin BüyüsüRichard Dawkins
9.2/10 · 260 reads
Reklam
Kafatası Kültü
Güneybatı Asya' da tarım devrimi sırasında insan kafataslarının yaygın olarak sergilenmesi "kafatası kültü" olarak adlandırılır. Bu kafataslarındaki aşınma desenleri incelendiğinde, bunların sadece sergilenmekle kalmayıp aynı zamanda birçok kişi tarafından elle tutulduğu tahmin edilmektedir. Bazı arkeologlara gõre bu, atalara ibadetin kesin bir kanıtıdır.
10.000 yıl önce
Tarım devriminin başlarında ve ortalarında, ölümden haftalar ya da aylar sonra cesetleri çikarıp kafataslarını almak yaygın bir uygulamaydı. Kafatasları daha sonra ailenin evinde veya köyde ortak bir alanda sergile nirdi. Fransız arkeolog Jacques Cauvin, Kafatasları aslında evin zeminine duvar boyunca dizilirdi. Kırmızı kilden topaklar eve getirilip, kafataslan yuvarlanmasın diye destek olarak kullanılırdı. Böylece kafatasları herkesin görebilecegi șekilde sergilenirdi..Kafataslarının sanat eseri gibi düzenlenmesi yeni bir şeydi," diye belirtir.
Nereye Gidiyoruz?
Hayat öyle bir noktaya geldi ki, herşey var ama herşey biraz eksik, yetersiz. Hep dahasını istiyoruz ama asla tatmin olamıyoruz. Aşkı arıyoruz ama derinliğe, anlamlı olmaya, detaylara zamanımız yok. Hayattan beklentilerimiz çok yüksek ama verebildiğimiz hiçbirşey yok. Tüketimi çok iyi biliyoruz ama üretmeye, zora sıkıntıya girmeye en ufak tahammülümüz yok. Yolculuklara çıkmak için can atıyoruz ama ödeyecek bedelimiz yok. Yüzeysel, görsellikle kamufle edilmiş, içi boş, renkli ve seri üretim oyuncaklara dönmüşüz. Şekle, dış görünüme, eğlenceye verdiğimiz önem tüm maneviyatımızı, iç güzelliğimizi yerle bir etmiş. Bir koşuşturmayla yaşıyoruz ama aslında hiçbir yere varamıyoruz. Doğayı, etrafımızı, zamanı, en önemlisi "an" ı doya doya hissedebiliyor muyuz? Gerçekten sevebiliyor aşkın, tutkunun, nefes almanın, sahip olduklarımızın hakkını verebiliyor muyuz? Gelebildiğimiz yer bu mu?
338 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.