Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gülden Gümüş

Gülden Gümüş
@Guldenizada
Kitap okumak; yemek yemek, su içmek gibi benim için. Okumadan yapamayangillerdenim ben de.
352 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Yine bir Sarah Jio klasiklerinden, bence Sarah jio kitapları şöyle dinginleşmek ve rahatlamak için okunabilecek en güzel kitaplardan. Hayatın içinden, samimi ve akıcı... Her kitabı okuyuşumuzda yine mi bu şekilde diye düşünürken bile kendini bir şekilde öykünün içine girmeye zorluyor, kafa yormuyor ve de rahatlatıyor. Azıcık masal tadında sevdim yine çünkü bu ara okuduğum kitaplara kafa yormaktan yorulmuştum. Kısacası bana iyi geldi siz de biraz dinlenmeye niyetlendiyseniz kesinlikle tavsiye ederim :)
Elveda Haziran
Elveda HaziranSarah Jio · Arkadya Yayınları · 20159,5bin okunma
Reklam
168 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Açıkcası okurken az kalsın “ühü ühü ühü” oluyordum. Neden diyecek olursanız bu kadar dehşet şekilde orantısız güç kullanarak bir şey yapmak istemememden kaynaklanabilir, okurken kanım dondu neredeyse... kitabın arka yüzünde de belirtildiği üzere gerçekten karabasan gibi bir gelecek atmosferi sağlıyor yazar. Bir insanın içerisinde bu derece şiddet barındırıyor olması başlıbaşına tüylerinizi ürpertiyor. Ama ne yazık ki çok da yabancı gelmiyor olaylar. Gerçekleşmeye yakın, zamana uzak olmayan bir distopya örneği. Dili ise yakın geleceğin argosu. Kitapla ilgili çokça inceleme olduğunu düşündüğümden konusuyla ilgili yorum yapmak istemiyorum. Sadece beni yoran kısmı kitabın çevirisiyle ilgili oldu. Bence kullanılan kelimeler bizim ülkemizin argosuna benzetilmeye çalışılmış gibi mesela sürekli bir dikizlemedir almış başını gitmiş. İçimi şişirdi. İşin özüne gelirsek ey kardeşlerim kitabın ilk kısmında okumaktan vazgeçmek istediğim bile söylenebilir ama ilerleyen sayfalarda kitap beni kendi dünyasına çekmeyi başardı. Bir günde okunup geçilecek bir kitap değil, üzerinde düşünmenizi sağlıyor. Kitabı beğendim ey kardeşlerim, tavsiye ediyorum...
Otomatik Portakal
Otomatik PortakalAnthony Burgess · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 200992,3bin okunma
352 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Bu kitap bir solukta okunacak türden fakat sanırım hayatın belirli zamanlarında tekrar tekrar okumanın da faydası olacaktır. Aslında zaman içinde kendime sorup durduğum bir soruya da dolaylı olarak cevap vermiş. Biz insanlar iktidarı neden bu kadar çok istediğimize dair bir cevap, “Halk kitleleri özgürlüğü kaldıramayan ya da gerçeklerle yüzleşemeyeceğimiz, dolayısıyla kendilerinden güçlü birileri tarafından yönetilmesi ve sistemli bir biçimde aldatılması gereken zayıf, korkak yaratıklardı.” Bu yüzden de iktidar onlar için vazgeçilemez. George well'in kült kitabı Bin Dokuz Yüz Seksen Dört, yazarın geleceğe ilişkin bir kâbus senaryosu. Bireyselliğin yok edildiği, zihnin kontrol altına alındığı, insanların makineleşmiş kitlelere dönüştürüldüğü totaliter bir dünya düzeni, romanda inanılmaz bir hayal gücüyle, en ince ayrıntısına kadar kurgulanmış. Geçmişte ve günümüzde dünya sahnesinde tezgâhlanan oyunlar düşünüldüğünde, ütopik olduğu kadar gerçekçi bir roman Bin Dokuz Yüz Seksen Dört. Güncelliğini hiçbir zaman yitirmeyen bir başyapıt; yalnızca yarına değil, bugüne de ilişkin bir uyarı çığlığı gibi. Bence kitabın her satırı dikkate alınacak, akıcı ve muazzam bir kitap. Kesinlikle okunmalı...
1984
1984George Orwell · Can Yayınları · 2023166,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
189 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Kitabı o kadar sade ve akıcı bir dille yazmış ki, insan o anın içerisindeymiş gibi hissediyor kendini. Bir de bu yaşanılanların gerçek olması ve yazarın her birini yaşamış olmasının verdiği duygu inanın tarif bile edilemez. Ben her satırında kendimi onun yerinde hissederek okudum ve tüylerim diken diken oldu. Evet ne yaparsam yapayım yazarın yaşadıklarını hissedemem ama ne kadar da zor olabileceğini tahmin edebiliyorum. Sadece zihnimin çalışıp, tüm vücudumun boş bir çuval yığını gibi hareketsiz olması katlanılamaz bir acı olmalı. Tabi ki insan istedikten sonra her şeyin üstesinden gelebilir ama bunda etrafındaki insanların ne kadar da önemli olduğunu bir kez daha vurgulamış bence. Anne faktörünün ne kadar büyük bir önem taşıdığını, ondan sonra ki dönemlerde bu özürlü hiç bir şeyden anlamaz durumu yaşanmadan her türlü fırsatın yaratılması çok büyük bir etken. Kendi ülkemizden dem vurmak gerekirse mesela engellilerimize ne kadar olanak sağlanabiliyor. Evlerinde bir odanın içerisinde yatağa bağlanılanlar mı dersiniz. Şiddet görenler mi, eğitim verilmek üzere rehabilite merkezlerine götürülüp köşeye atılanlar mı? Elbet ki iyi şartlar altında yaşayanları da vardır fakat ülke nüfusunun bir çoğunu kapsayan engelliler ne şartlar altında yaşıyor. Yine ve her zaman dediğim gibi elbet insanın istemesi çok önemli fakat şartlar ve gelişmiş bir ülke de yaşıyor olmak da bir o kadar mühim? Kitaba geri dönecek olursak ben çok beğendim, yazar dertleşir gibi sade, zorlamadan, akıcı bir dille yazmış her şeyi. Tavsiye ediyorum bence herkes okumalı
Sol Ayağım
Sol AyağımChristy Brown · Nemesis Kitap · 201778,9bin okunma
135 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
Evet itiraf ediyorum sonunu okurken hüngür hüngür ağlamama engel olamadım. Ve bence kısa olmasına rağmen içerisinde çok şey barındıran mükemmel bir kitap. Başlangıç aileden geliyor elbet ve arada istemsizce hepimiz yapıyoruz bence. Mesela siz çok okumak isteyip de okuyamadınız ve hayalinizde hep doktor olmak vardı. Ee siz olamadınız ama bir evladınız var ve şartları da uygun neden olmasın ki? İşte bu mantıkla hareket eden, karşısındaki çocuk da olsa bir isteği var mı diye değer vermeden kendi isteklerini dikte ettiren aileler oldukça bol. Kötü düşündükleri için değil elbet, kendi çektiklerini çekmesinler diye ama sonuç öyle değil işte :( Sonuçta karşınızda aklı, fikri ve kalbi olan bir birey ve kendi seçimlerini ailenin de öngörüsünü dikkate alıp devam edebilecek bir beden. Ve tabiki eğitim ayağı var diğer tarafta ve zaten kitabın ana konusu bunun üzerine geleneğe bağlı olan ve katı disipliniyle ünlü bir akedeminin okul ve yatakhane arasında geçen hayatlarının okula dahil olan yeni edebiyat öğretmenleriyle değişmesinden bahsediyor. Bu öğretmenin tek isteği: Anı yaşamaları ve hayatlarını olağanüstü kılmaları. Başarabiliyor mu? Bence evet Aslına bakarsanız toparlayıp yazılacak o kadar şey var ki bu kitap hakkında ama benim kelime dağarcığım buna yetmez. O yüzdendir ki kesinlikle okunması gereken bir kitap. Şiddetle tavsiye ediyorum.
Ölü Ozanlar Derneği
Ölü Ozanlar DerneğiN. H. Kleinbaum · Nokta Yayınları · 200326,3bin okunma
Reklam
496 syf.
6/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 günde okudu
Bu kitaba başlama sebebim Facebook'ta yeni kurduğum Kitap Sevdasına adlı grupta bir arkadaşımızın önerisi oldu. Yazarını da bir kaç dizi de görmüşlüğüm vardı açıkcası ne çıkacak diye merak etmedim desem yalan olur. Öncelikle beğenmediğim aslında öyle de demeyelim beni sıkan tarafları belirtmek istiyorum. 495 sayfalık kitapta neredeyse 100 kere " "Çimen yeşili" , "arduvaz grisi" "zeytin karası" okumaktan gına geldi. Bundan gayrı birinin göz renginden bahsedeceksem bu renkler var hayatımda o kesin. Tabi bir de "Yaz rüzgarı kadar yumuşak ses" var. Başka türlü bir ses hayal bile edemez hale geldim. Yine söylemeden geçemeyeceğim "Yaz yağmurları gibi ılık gözyaşları" da var. :)) Kitabın içerisinde her şey o kadar çok betimleniyor ki betimlemelerden içim bulandı. İnsanın kaldırımın üzerindeki otun üzerindeki çiğin üzerindeki damlanın bile betimlemesini sürekli okuması baş ağrıtıyor. Ama kitabın geneline bakacak olursanız ben katili sayfanın ortalarına doğru tahmin etsem de kurgusunu çok güzel bağlamış yazarımız. Kitap bunca betimlemeyle sizi boğsa bile akıyor. Bi de sürekli kendini tekrarlamasaymış çok daha güzel bir kitap olabilirmiş. Ben beğenmekle beğenmemek arasında biryerlerdeyim. İlk yarısında bırakma noktasına bile gelseniz bırakmayın derim. İlginç bir hikayesi olan polisiye ve psikolojik bir roman
Ölü Kuşların Sessizliği
Ölü Kuşların SessizliğiBaşak Sayan · Destek Yayınları · 2016713 okunma
552 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Kitabı macera kitabı olarak düşünüp almamanızı tavsiye ederim keza o kısım oldukça vasat kalmış. Yazar, kitabın ana konusunun üzerine inşa ettiği fizik teorilerini hiç fikri olmayan kişilerin bile anlayabileceği en temel, en akıcı şekilde açıklamış. Kitabı okurken bilime, fiziğe, felsefeye dair inanılmaz şeyler öğreniyorsunuz ve adeta bilgi yüklemesi yaşıyorsunuz. Size bir şeyler katacak, sizi düşündürecek olan bu kitabı bir solukta okuyacaksınız. Ben çok beğendim, kitapta fizik dersi vermiyor ayrıca. Fiziği sevmeseniz bile, kurgusu ve sürükleyici gerçekleriyle ile kitap kendisine bağlıyor.
Tanrı'nın Formülü
Tanrı'nın FormülüJose Rodrigues dos Santos · Pegasus Yayınları · 20143,213 okunma
448 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
30 saatte okudu
Tess Gerritsen'in serisinin dördüncü kitabıyla başlamışım meğer. Ama aklımı başımdan alan harika bir kurgu, kitabın başlangıcındaki hikaye ile merakla yumuşak bir giriş yapıyor ve ayrıntıları incelikle düşünülmüş bir olayın içinde buluveriyorsunuz kendinizi..öyle ki heyecan sonuna kadar devam ediyor, elinizden bırakmak istemiyorsunuz. Bir çok farklı olayın birden başlayıp sonuna kadar hiç bir şey netleşmeden ilerliyor sürekli bir merak halinde oluyorsunuz. Özellikle kadınların en hassas oldukları dönemde yaşadıkları bu korkunç olay psikolojik olarak da gerçekten etkiliyor. Kesinlikle ana karakter Mauna'nın yerinde olmak istemezdim, düşünsenize ailenizdeki herkes seri katil. Korkunç. Sanırım serinin diğer kitaplarını da en kısa zamanda temin edip okuyacağım. Gerilim, polisiye kitaplarını gerçektende seviyorum :)
İkiz Bedenler
İkiz BedenlerTess Gerritsen · Martı Yayınları · 20146,2bin okunma
704 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Anlamamız için ne gerekiyorsa onu veriyor hayat bize...bu hikaye burada bitti ve ben başlayacağım... diyerek bu serinin de sonu geliyor. Harika, harikulade ve muazzam bir son.
Pi
PiAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201513,9bin okunma
600 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Bu kitabı okumaya başladığımda ne hakkında olduğuna dair hiçbir şey bilmiyordum. Eşimin bana hediyesi olarak aldım. Okumaya başladığımda kitapla ilgili yapılan yorumlara da bakmaya başladım, şaşırdım. Aynı kitabı okuduğumuzdan emin olamadım önce. Kitap ilerledikçe şaşkınlığım daha da arttı. Sonuna geldiğimde anladım ki bir kitabı okumak ve anlamak arasında çok fark var. Bazıları bu kitapta uçkurunun peşinde koşan ve istediği kadını elde etmek için her şeyi yapan bir adamın hikayesini okudular. Bazıları kalleşliği, namussuzluluğu övüyor sandı. Bu kitabı nasıl okudular bilmiyorum ama kitabın vermek istediği mesajları alamadıkları kesin. Yazarın da dediği gibi bu kitap insanın en ilkel içgüdüsü olan güzelliğin peşinden gitmeyi konu almış ve romanı bunun üzerine kurgulamış. Ama bu sadece ön tarafta görünen. Arka planda insanın kendini keşfine, hayat mücadelesine, kendi varoluşunu gerçekleştirmesine, sistemin bozukluğuna, sanatın, adaletin talan edilmişliğine, gücün ve paranın insanlar üzerindeki etkisine, insanların kendilerine bile itiraf edemedikleri çirkin taraflarına, birey olarak nasıl uyutulduğumuza ve kendimizden uzaklaştırıldığımıza dair şeyler var. Bunları okumak, gerçekle yüzleşmek bazılarına zor gelebilir ya da sistemin eleştirilmesini hazmedememiş olabilirler. Olsun, bu onların sorunu. Ben kendi adıma bu kitaptan ne çıkardığıma bakar, yazarına teşekkür ederim. "İyi bir hikaye asıl bittiğinde başlar. "
Fi
FiAkilah Azra Kohen · Destek Yayınları · 201419,3bin okunma
Reklam
480 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Arkadaşlarımla bu kitabı okuyacağımı paylaştığım zaman herkes çok iyi olduğunu, kesin beğeneceğimi söylemişti. Fakat ben romanı sevmedim diyemiyorum ama vasat buldum. Pek ilginç bulunması gereken ve kurbanın aklına gelen ilk sayı olan 658 misal. Kurgunun bu 658 sayısı etrafında şekillendirilmesinin okuyan kişiye nasıl bir heyecan vermesi beklenmiş acaba? Vay azizim zihnimdeki bir sayıyı başka biri nasıl bilebilir? diye merak içinde olan sonuçta romanın kurbanı; kurban ile aynı ruhsal hâle gelmediğimden onun kadar etkilenemedim maalesef. Olayın kurgusu heyecan verici değildi. Okumaya devam edebilmem için cezbedici de değildi fakat yarım bırakmaya da gönlüm razı olmadı. Bir yandan hikâye devam ediyorken Kahraman Dedektif Gurney'in, karısı hakkında düşündüklerinin kurguya eklenmesi can sıkıcıydı.Sonlara doğru Dermott mızıkçılığa başlayıp Yüzbaşı Nardo'ya evin her tarafını aramadığını, evde asma kilitle kapalı bir oda bulunduğunu, dolayısıyla Nardo'nun yalan söylediğini okuduğumda katilin kim olduğu belli olmuştu bana göre.Tam da bu satırları okuduğumda kurguyu basit bir diyalogla katilin kim olduğunu birdirdiği için yazarın acemiliğine üzüldüm doğrusu. İşin özü, lafın kısası ben bu kitabı pek beğenmedim.
Aklından Bir Sayı Tut
Aklından Bir Sayı TutJohn Verdon · Koridor Yayıncılık · 202341,1bin okunma
464 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Benim gibi psikolojik gerilim ve gerilimin her türlüsünü sevenler için bir solukta okunacak türden bir kitap. İnsanların iyi ya da kötülükleri neye göre kime göre olduğunu yeniden sorgulamanızı sağlayacak türden bir kitap. İnsanların genellikle gördüğümüz tarafları dışında, bir de görmediğimiz tarafları var. Bizim baktığımız pencere dışında bir pencere ya da madalyonun öteki yüzü de diyebiliriz buna. Kitabımızda tam bu durumu anlatıyor. Oldukça akıcı bir dille yazılmış, olay örgüsü aile fertleri açısından da Mary'i arayan dedektif tarafından da anlatılmış. Aile bağlarının önemi vurgulanmış çokça. Hele ki sonu gerçekten beklenmedik şekilde oluyor. Kısacası ben kitabı severek okudum ve tavsiye ediyorum. Keyifli okumalar dilerim.
İyi Kız
İyi KızMary Kubica · Martı Yayınları · 20161,614 okunma
160 syf.
2/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Merakıma yenildim... Bir kitap için kötü demek beni üzüyor fakat kendi adıma söylemek zorundayım gerçekten kötü bir kitap. Geçenlerde lise zamanlarımdan kalma denemelerime bakıp gülmüştüm bu kitabı okurken de aynı hissiyata kapıldım. Benim o zamanın toyluğuyla yazdıklarımın anlamı; benim için vardı, insanlara mâl etmek yanlış olurdu, bu kitap da o derece yanlış işte. Günlük hayatta herhangi bir gencin yaşadığı ve onun kelimeleriyle bütünlenmiş, içinde herhangi bir şey barındırmayan sadece yazmak olsun diye yazılmış bir kitap. Benim kalemim değil açıkcası elbet beğenenler olmuştur. Ben tavsiye etmiyorum.
Sen On Yedi Yaşımsın
Sen On Yedi YaşımsınMiraç Çağrı Aktaş · Olimpos Yayınları · 20179,8bin okunma
457 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Tarih ve aşk ancak bu kadar güzel sentezlenebilirdi bence Ayşe Kulin'in yine bütün meziyetlerini sergilediği; akıcı,sürükleyici, efsane bir kitap olmuş okunması gereken kitaplardan birisi, özellikle tarih sevenler için. 1. Dünya Savaşı sonrasında meydana gelen işgalleri ve Kurtuluş Savaşı'nı sadece millicilerin gözünden değil, padişah ve çevresi gözünden de görmemizi sağlayan, bambaşka bir bakış açısıyla yazılmış tarihi roman. Ben hiç bitmesin istediğim kitaplardan özellikle ilk başlarda; Saraylıhanım'a kızsam da sonradan Mehpare ile beraber affettim kendisini, en sevdiğim karakter ise hikayeyinin ana kahramanı Ahmet Reşat efendi oldu. Bence okunmaya kesinlikle değer bir eser.
Veda
VedaAyşe Kulin · Everest Yayınları · 202314,4bin okunma
368 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Okuyalı baya olmasına rağmen kısa bir özet yapmak istiyorum, aslında kitabı elime alınca her sayfasını hatırladığımı farkettim. Bu Stephen King'in tekrar okumayı düşündüğüm unutmuşumdur diye aklımdan geçirdiğim her kitabında oluyor :) Adamın yazdığı her satır kafama kazınmış sanki... Neyse :), genel hatlarıyla kitabı özetlersek; Seth adlı otistik bir çocuk var, ailesiyle tatile giderken maden ocağından geçiyorlar. Seth bu sırada normal bir insan gibi konuşarak orayı görmek istediğini söyler, aile şaşkın ve mutludur. Çünkü normal bir çocuk gibi davranmaktadır. Seth'i oraya gezmeye götürürler tabi işte olaylar zinciri burada başlar, Stephen King'in Yaratık kitabını okuyanlar hatırlar, orada da var olan ve çocuğun içine giren Tak isimli yaratık girer. Zaten bundan sonrası içinde bir şey yazmamalı çünkü kitap fena halde akıp gidiyor. Ve ben gerilim kitaplarında özellikle çok ipucu vermenin okunan kitabı mahvettiğine inananlardanım. Aslında içinde çok güzel not edilecek satırlar var. Tabi ben o sıralar bu gruba üye değildim. Normalde 500 sayfalık bir kitabı en fazla 2 günde bitirirken şimdi nerdeyse 3-4 günü buluyor. Çünkü artık her cümleyi, her satırı irdeleyip, altını çizip burada paylaşıp kendime de anlamlar yüklüyorum. Kısacası bana çok iyi geldin 1000kitap. Teşekkürler:)
Düzenleyiciler
DüzenleyicilerStephen King · İnkılap Kitabevi · 2008316 okunma
74 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.