Ebeveynler olarak çocuğumuzun iyi bir hayatı olması için kendimizi baskı altında hissetmemiz doğaldır. Elbette bu baskı, yalnızca bizim kuşağımıza has değil. Daha önceki dönemlerde yaşamış bir ayakkabı tamircisi olsanız, çocuğunuzun da işinde sizin kadar iyi bir ayakkabı tamircisi olmasını isterdiniz. Ancak bugünün farkı, çocuklarımızın "iyi" bir hayatı olması bize yetmiyor. Üstün başarı gösteren -ailemize, arkadaşlarımıza gösterebileceğimiz, Facebook üzerinden övünebileceğimiz- çocuklar istiyoruz.
Geç kalmadan okuduğum için şanslı buluyorum kendimi.
Yaptıklarını inat, yaramazlık, huysuzluk, kıskançlık olarak nitelendiriyoruz ama onlar biz yetişkinlere ait vasıflar.
Onlar, bu sayılanlardan hiçbirini bilmiyor ve sandığımız gibi gözümüzün içine baka baka yaramazlık yapmıyorlar.
O-5 yaş arası çocuğu bulunan bir annenin baş ucu eseri olmalıdır. Aksi halde çocuklar anlaşılmadığında daha çok ağlama krizleri ve öfke nöbetleri geçirebilirler.