Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Zencefil Turşusu

Rüzgarlar estiği sürece kalbim heyecanlanacak, nefretin kanatları da asla durmayacak.
Reklam
Sanırım normal dünyada bana göre bir yer yok artık.
Bir kadın bir kez düştü mü diğer insanlar gibi hayal kuramaz. Başından beri umutsuzdum değil mi, dostum?

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Rüzgarı kovalıyorum. Yılların acısı ile kaybolmuş o ruhu arıyorum...
-Manji, hedeflerine ulaşmadan ölmek mi yoksa yıllarca yaşayıp, hiçbir hedefini başaramadan ölmek mi daha kötü? + Ne bileyim. Hiç ölmedim ki.
Reklam
Ben doğduktan sonra...-belki doğru kelime doğmak değil ama bu değilse ne bilmiyorum, uyanmak mı? Kabuğumdan çıkmak mı? Hayır, bu daha beter. Yumurta mıyım ben?
Haklıymışsınız, çok yorgunmuşum ama haberim yokmuş.
Ay ışığında yürürken hayatımın geri kalanını bir yerden bir yere yolculuk ederek geçirmeyi istedim.
Gelmiyorlar. Neden? Niye? Büyük bir güçle sonuna kadar savaştım. Sokayım gözlerim kararıyor. Göremiyorum, duyamıyorum, hareket edemiyorum, bir şey hissetmiyorum, acı bile. Ne! Sokayım lan. Bana söylenenden farklı bu. Bifrost nerede? Valkyrieler nerede? Neden bir şey benim için gelmiyor? Sokayım, bu ne lan! Herkes ölünce böyle mi ölüyor. Sonsuza kadar böyle mi kalacak? Hayır, olamaz bu. O zaman neden bütün hayatım boyunca savaştım? Ohh.. soğuk.. Soğuk ve uykum... uykum geliyor. Varlığım... kayıp gittiğini hissedebiliyorum. Korkuyorum. Korkuyorum hem de çok. Patron, çocuklar ölmeyin. Valhalla koca bir yalanmış.
Reklam
Tanrılar... Bu dünyada insanlıktan çok önce var olmuştu... Onlar, Cennet'in ve Dünya'nın gücü ile; rüzgarı, yağmuru hatta yıldırımları bile kontrol edebiliyorlardı. Insanlar ise; başlangıcı belli olmayan bir zamandan beridir onların güçleri karşısında boyun eğdiler. Onların gerçek tanrılar olduklarına inandılar. Gerçekten de Tanrılar öyle miydi?
Bir gün son kalan eşyalarımı almak için eski eve gittim. Kapıyı açtığımda ürperdim. Bir yabancının evine gelmiş gibiydim. Soğuk ve karanlıktı, tek bir ses yoktu. Orada bana tanıdık olması gereken her şey sanki benden uzaklaşıyordu. İzinsiz gelmişim hissine kapılıp, parmaklarımın ucunda, yavaşça içeri girdim. Büyükannem ölünce zaman da öldü bu evde. Olayın gerçekliği ortadaydı. Değiştirmek için yapabileceğim bir şey yoktu. Bir tur atıp, oradan ayrılmadan önce yapılacak tek şey vardı: Şarkı mırıldanarak buzdolabını temizlemeye başladım.
Migi, sonunda tüm parazitlerin üstünde bir güç pozisyonunda olduğumu var sayamacağımı anladı. Hepsini kurtarabilecek bir kapasitede olamazdım. Farklı türler bazen birbirini anlar, bazen de birbirini öldürür. Ama bunun niye olduğunu anlamak imkansızdır. Hayır, ilk olarak birbirlerini tamamen anlayamaycaklarını öğrenmeli türler. İnsanların diğer canlı varlıklar üzerinde güce sahip oldukoarını düşünecek kadar iddialı olabilmeleri inanılmaz. Ve bu yüzden hiçbir türün hiç kontrol edilememesi mümkün. Her türlü yaşam birimine saygı duymalıyız.  İnsanoğlu diğer türleri kaybetme korkusuyla koruyor. Çevreyi, nasıl hayatta kalacağını düşünerek koruyor. Ve sadece bencillik ediyor. Ama bunda yanlış olan bir şey yok. Hatta gerekli bir şey bu. Hiçbir türü asla küçümseyemeyiz.
Migi onların hepsinden çok daha farklıydı. Migi... onu cidden hiç anlamadım. Ama kabul ediyorum. Hiç olmamış gibi yaşamaya devam edeceğim. Bizim savaşımız gezegen için değildi. İnsanlık için de değildi... adı "biz" olan varlık için bir savaştı bu.
Bu beni endişelendiriyor, bilmeyen insanları sevmiyorum... kendilerini bu gezegen adına incitiyorlar ama sonuçta bu gezegenin duyguları yok.
275 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.