Her şey zihnimde birer imge olarak durdu…
Bağdaştıramıyorum, susuyor kelimeler. Düşlerim inat halinde. Zihnimde oradan oraya süzülen cümleler kendini inkar eder gibi; bir donukluk halinde aheste. Şaşırmamak isterken bir tür karmaşanın içerinde buluyorum kendimi. İnancım bile direncini yitiriyor. Yeri gelince bağırıp çağırma halini alan bilincim. Durulmuş bir su birikintisi gibi; ona yansıyan suretim bana bakıyor ve sus diyor. Sus ve dön kendi kendine. Nasıl olsa sesine karşılık bir ses gelmeyecek betondan saik duvarlardan…
-Harun
Bir insanı çıldırtan onun kendisi ile her saniye ve dakika sürekli olarak karşılaşmasından kaynaklanır. Çünkü o diğerlerinde sürekli kendinde bulduğu eksikleri görür, sezer ve anlar. Bu onu öyle bir noktaya sürükler ki o insan artık bu durumun boğuculuğundan kurtulamaz ve ancak çareyi çıldırmakta bulur…
Çıldırmamak için ise;
Anlamak kalır tek yol olarak; bir insan kendinde bulduğu eksikleri anlayarak ancak diğer insanlarda gördüğü, sezdiği ve anladığı eksiklikleri kendi kafasının içinde dönüştürür yani tolere edebilir..
-Harun
Şehrin ışıkları söndü,
Tan ağarırken
Gün kendini göstermekte,
Ayaz sokak lambalarını üşütüyor ..
Matem dolu bir gece
Ve sonrası
Uyanış başlıyor
Uzaklardan gelen seslerle
Gökyüzü kızıllığıyla benziyor içime..
Evler caddeler kadar uzagım kendime
Kendi icimde, yalnızım sessizce...
-Harun KÜSMÜŞ