Anlamıyoruz ve anlaşılmıyoruz. Bu yüzden tahammül sınırlarımızı zorluyor meseleler. Anlaşılmamak; müthiş bir sevgisizlik dolduruyor yüreğimize ve sonra da bütün yeryüzüne. Robert Walser, "Bizim anladığımız ve sevdiğimiz şey de bizi anlar ve sever." der. Anlamaya çalışmak gerek sevgili okur.
Bazen dertsiz başımıza dert ararız. Olur da bulamazsak ötekilerin derdiyle hemhâl oluruz. Mine Söğüt bir başka öyküsünde, "Kendi hayatlarımızla meşgul olmak varken, başkalarının hüzünlerinden kendimize pay çıkarmanın anlamı ne?" diye sorar. Dünyada dertlenecek bunca mesele varken bir de başkaları için yorulmayın sevgili okur.
Çölü güzel kılan şey,” dedi küçük prens, “bir köşesinde bir kuyu saklamasıdır…”
Okur Takip Önerileri
Biz, her şeye hayret eden bir millet olduğumuz için albayım, sevinç ve şaşkınlıkla ellerimizi çırpıyoruz. Zaten her zaman alkışlarız. Beğensek de, beğenmesek de, oyumuzu versek de, vermesek de, her şeyi oyun sandığımız için durmadan ellerimizi çırparız. Ruhbilimciler de öyle söylüyor: Çocuk kalmak iyiymiş. Biz de iyi kaldık albayım; medeniyet bizi bozamadı. Oğuz Atay – Tehlikeli Oyunlar
Öyle zekiyim ki, bazen söylediklerimin tek bir kelimesini anlamıyorum.” Oscar Wilde
