Hepimiz odaklanmayı, bir şeylerin dışında kalmayı, önemsiz şeylerin daha azına tamah etmeyi öğrenebilir ve belki de böylece önemli olan şeylere daha fazla zaman ayırabiliriz. Antropolog Harry Wolcott, doktora öğrencilerine “Daha az şeyi daha iyi yapmayı” salık veriyordu. Belkide bu tavsiyeye kulak asanların sayısı artmalı yalnızca öğrencilikte değil, hayatımızın her alanında. Bunu yapabilmek için de kendimizi bir şeye adayıp olan biteni kaçırma cesaretini bulmak zorundayız…
Kendine hakim olma sanatının politik bir zorunluluk olmakla kalmayıp, bir şeylerin dışında kalmanın varoluşsal bir derinliği, etik bir potansiyeli, psikolojik bir faydası ve estetik bir niteliği de olduğunu gösteriyor.
Dikkatimizi çekmek için girişilen rekabet çok yırtıcı olduğundan, kaldıramayacağımız bir bilgi seline maruz kaldığımızda önemli olanla olmayanı birbirinden ayırt etmek güçleşebiliyor.
Ben Kirke yi çok sevdim :) (spoiler içerir) Kirke yi okurken mitoloji fantastik okumaktan ziyade daha içten samimi gündelik bir roman okuyormuş gibi hissettim. Hikayenin mitoloji kısmını eksik bulduğum için değil çok samimi ve yakın bulduğum için Kirke yi tanrısal değil daha samimi buldum. Yaşadığı boşluklar çektiği acılar verdiği savaşlar ve anne olduğu anda tek bir kişi için herkese karşı çelik bir irade ile mücadele edişi sevgisi ve duyguları bana çok samimi ve içten geldiği için çok beğendiğim bir karakter oldu.
Ben, KirkeMadeline Miller · İthaki Yayınları · 202133,7bin okunma
İsrail Filistin tarihini gerek kronolojik olarak gerek olayların sıralanması olarak çok akıcı bir kitap. Kitapta olayları detaylıca inceleme imkanına sahip oluyorsunuz Arapların İsrail ile girdiği bütün savaşları da detaylıca anlatarak savaşların neden ve nasıl stratejik hatalar yapıldığını savaş güçlerinin denksizliğini ve gelişimdeki maalesef geriliği gözler önüne seriyor.
Roskolnikov ile ilk tanıştığım da 16 yaşındaydım Dostoyevski yi ilk defa okuyor olmama rağmen müthiş bir anlatımı olduğunu ve beni alıp götürdüğünü farketmiştim. Yıllar önce Raskolnikovu okurken adeta yaşamış, günlerce onun içinde bulunduğu ruh haline bürünmüş, cümlelerimi onun tarzında kurmuş, uzun uzun kendim ile konuşmuş ve adeta karakterde kaybolmuştum. Yıllar sonra tekrardan aynı kitabı farklı bir baskı ile okudum ve canım Raskolnikov’u daha iyi anlayarak, duygularını çok daha derinden hissederek, bilgim miktarınca psikolojisini adım adım analiz ederek bazı yerleri tekrar tekrar okuyarak, dönemin şartlarını ve o dönemde toplumun insanlara koyduğu sınırları çok daha net farkettim ve tekrar tekrar Dostoyevski ye övgüler dizdim. Sanırım ne zaman okursam okuyayım ruh çilesini ve isyanını kendime çok yakın bulduğum için asla bıkmayacağım ve her okuyuşumda tekrar tekrar yeni şeyler keşfedeceğim bir eser… Ah canım Rodya çok zeki ve çok haklısın isyanında ama seçtiğin yol….
Suç ve CezaFyodor Dostoyevski · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2022159bin okunma