Hazal

Hazal
@Hazalz
Her zaman benimle birlikte olan, birlikte taşıdığım, yaşadığım sözcüklerime dönmem gerek. Sözcüklerim olmadan o gökyüzüne nasıl dayanabilirdim. O caddeye, o geceye, gecelere, uykuyla uyanıklık arasında öylesine yatıp uyuyamadığım için sinirlendiğim ve her şeyi düşünüp, kalkıp sözcüklere çeviremediğim gecelere. Ya da uykunun ölümsü derinliğinde var oluşumuzun küçüklüğünü algıladığım gecelere. Bu yaşam, beni ancak içimde esen rüzgarları, içimde seven sevgileri, içimde ölen ölümü, İçimden taşmak isteyen yaşamı, sözcüklere dönüştürebildiğim zaman ve sözcükler, o rüzgara, o ölüme, o sevgiye yaklaşabildiği zaman dolduruyor.
Sayfa 21
Reklam
Bir tek güneş ışığı insan ruhunda neler yapabiliyor, hayret!
"Bilmem, gecenin haline hiç dikkat buyurulmuş mudur? Bir kere yeryüzüne o karanlık çöker; bir kere odanın kapısı, penceresi kapanır da ıssızlığın vahşiliği düşünceyi, yüreği kaplamaz mı, dünya ile yokluğun hiç farkı kalmaz. Nereye bakılsa, hiç bir şey göze görünmez, ses işitilmez, dost ve düşman görünmez. İnsan uyuyabilirse Beliğ'in "Canımı vererek bu alemden ucuz kurtuldum." sözünü tekrar ederek mezara girenler kadar mutludur. Olsa olsa rüya görür. Rüya ise ne kadar sıkıntılı olur ise olsun, sonunda bir iki saat sürer. İnsan uyuyamazsa, doğaldır ki -belki zorunludur ki- kendisini, benliğini gönlünün içinde saklanmış bilir. Cisim, ruha bir mezar olur. Sabır sıkıntısının her çeşidi ortaya çıkmaya başlar."

Reader Follow Recommendations

See All
"İlkbahar güneşi, bereketini, bolluğunu yalnız yere vermez; sabah akşam gökleri de ışığa ve renge boğar. Baharın atmosfere verdiği güzellikten midir nedir, o fasılda gökyüzünün rengarenk güzelliği olsa olsa güneş yüzlü, ışık saçlı bir dilberin mavi gözlerinde görülebilir."
UKDE Biriktir; delik kese! Yetiştir; toprak köse! Hep kesiklik, eksiklik, Hâdisede hâdise. Nasıl alsın deryayı; Kafa bir küçük kâse... Akla yoktur çıkar yol; Ne hesap ne hendese!
Reklam