Dostoyevski’nin, İnsancıklar romanından sonra yayımladığı ikinci romanıdır.
Oldukça ilginç, tuhaf ve eğlenceli bir hikayesi var ki bu da yaratılan karakterle eşdeğer. Bay Goladkin öyle bir karakter ki alınganlığı, sıkılganlığı, çekingenliği, kararsızlığı, huzursuzluğu, paranoyaklığı, çelişkileri, endişeleri, bölünmüşlüğü, ezikliği içinde barındırdığını kendisinden özür dileyerek belirtmek istiyorum.
Hal böyleyken gittiği gösterişli bir balodan iş arkadaşları tarafından alaya alınıp tuhaf davranışları sonucunda bu balodan kapı dışarı edilmesiyle hastalığı işin içinden çıkılmaz bir hal alır.
Kafasının içinde kıyametler kopan, içinde fırtınalı bir kargaşaya sürüklenen Bay Golatkin sonunda üst benliğini yaratıp onunla mücadeleye girişmeye başlar.
Yani yazarımız, şizofreniden önceki süreci ve şizofreninin patlak verdiği anı da muazzam zekası ve gözlem gücünün verdiği incelikle bize sunuyor.
Dostoyevski bu karaktere kitabında can vermesiyle psikoloji bilimine de katkıda bulunmuştur. Nitekim o dönemde (1846) şizofreni tanısı hakkında yeterli bilgi yokken, dehasını konuşturup usta kalemiyle paranoid şizofreni üzerine bu kadar harika bir roman yazma başarısı göstermesi freud’u da derinden etkilemiştir.
Okurken hem eğlenebileceğiniz hem de hüzünlenebileceğiniz kısacık küçücük ama içi dolu bilgicik bir roman.
2013’te ‘The Double’ ismiyle sinemaya da uyarlanmıştır.
Sanırım herkesin müstarip olduğu hastalık: istediğinizi elde edememek ve eğer elde ederseniz istediğiniz şeyin o olmadığını anlamak. Arzuladığınız şeyler sürekli sizden kaçar. Eğer bu bilgiyi benimserseniz kendinizi stres ve acıdan kurtarırsınız.
Leonard Cohen
Eğer sadakat diye bir şey varsa, bunun nedeni tutkuların canlı kalması değil, iradenin tutkulara boyun eğdirmesidir. Diğer kadınlara duyulan sususzluk yok olmaz, zamanla artar. Bununla birlikte saygı, sevgi ve değerli bir ilişkide risk alma korkusu, sizi zinadan uzak tutar. Birçok erkek diğer kadınlara karşı şehvetlerini kendi derinliklerinde saklarlar ve ışıltılarını hala görürlerse dehşete kapılırlar. Diğerleri ona kafesteki bir hayvana bakar gibi bakarlar. Ama kafese ne kadar güvenilebilir?
Güzellik nedir? Eski zamanlardan beri bilge insanlar güzelliği tam olarak tanımlayamadılar. Karım bir baloda göründüğünde bütün kafalar ona döner. Güzellik tanınabilir ama tanımlanamaz.
Evlilik her ne kadar başlangıçta tutkunun çekimi olsa da tutkuyu yok etmek için yaratılmıştır. Tutkuyu tutkuyla çiğnemek.
...
Evlilik insanları şehvetten şehvetle uzaklaştırmak için yaratılmıştır.