Tavana bakarak uymuyoruz artık biz. Tavan hayaldir, duvarlar yıkım... Duvara bakarız o yüzden. hem gerçekleşmesinin dilediğimiz bir hayal kalmamıştır artık hem de yıkımlarla başbaşa uyumasına açmışızdır.
Zira her zaman geri açmak istediğimiz bir yükü sürekli taşımaya çalışmaktan, dehşet içindeki varlığımızdan vazgeçmemekten, kısacası bizi kemiren yılanı, yiyip bitirene dek okşamaktan daha ahmakça bir şey var mı?