Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Apocalypto

Apocalypto
@HuvelBaki66
Karşısındakine hiddetle bağırdı; - Ben senin ağanım ulan! Karşısındaki sakince cevap verdi; - Ben de hıyarım ağam.
Reklam
İnsanlar şunu anlamalı artık; Bir insanın yaptığı bir şeye yanlış demek, ondan nefret etmek demek değildir! Veya bir insanın yaptığı bir şeye doğru demek, onu sevmek veya ondan olmak demek değildir! Taraf olacaksa, hakikatten taraf olmalı insan.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ben bir deterministim. Dolayısıyla, özgür iradeye inanmıyorum. Yahudiler özgür iradeye inanır; insanın kendi hayatını şekillendirdiğine inanırlar; ben bu doktrini felsefi açıdan reddediyorum. Bu bakımdan ben bir Yahudi değilim. ''İnsanın en azından sınırlı bir anlamda özgür bir varlık olduğuna inanmıyor musunuz?'' diye sordum.  Einstein hoşnut bir gülümsemeyle cevap verdi: Schopenhauer'a inanıyorum: İstediğimiz şeyi yapabiliriz, ancak sadece yapmak zorunda olduğumuz şeyi isteyebiliriz. Yine de pratikte, irade özgürlüğü varmış gibi davranmaya mecburum. Medeni bir toplulukta yaşamak istiyorsam insan sorumlu bir varlıkmış gibi davranmalıyım. Felsefi olarak, bir katilin suçundan sorumlu olmadığını biliyorum. Bununla birlikte, kendimi hoş olmayan temaslardan korumak zorundayım. Onu suçsuz olarak düşünebilirim ama onunla çay içmemeyi tercih ederim. ''Kendi kariyerinizi seçmediğinizi, eylemlerinizin kendi dışınızdaki bir güç tarafından önceden belirlendiğini mi söylemek istiyorsunuz?'' Hiç kuşkusuz kendi kariyerim kendi irademle değil, üzerinde hiçbir kontrolüm olmayan çeşitli faktörlerle belirlendi; özellikle de doğanın, içinde yaşamın özünü hazırladığı o gizemli bezlerle, yani iç salgılarımızla.
Belli bir yaştan sonra okumak, zihni yaratıcı arayışlarından çok fazla saptırır. Çok fazla okuyan ve kendi beynini çok az kullanan her insan, tembel düşünme alışkanlığına düşer. Tıpkı tiyatroda çok fazla zaman geçiren bir adamın, kendi hayatını yaşamak yerine tiyatrodaki yaşamlara özenmesi gibi. Albert Einstein
Reklam
Kardeslerim! Yılanın kabuk degistirmesi gibi kendi kabuğunuzdan sıyrılın! Ayak seslerinizi kimseciklerin duymaması için karıncanın adım atışları gibi adım atın! Kardeslerim! akrepler gibi olun; o silahlarını sırtlarında tasıyan akrepler gibi. Çünkü bilin ki şeytan arkanızdan yaklaşmaktadır! Tatlı bir yasam için zehir içmeye alışınız! Diri kalmak için ölümü seviniz ve ölümden onu severek kurtulunuz! Kardeşlerim! Belirli bir yurdunuz yuvanız olmasın. Sürekli uçadurunuz ve çünkü hatırlayınız ki, bütün kuşları yuvalarında avlarlar! Haa! Eğer uçmak için kolunuz yoksa yahut kanadınız kırıksa yer değiştirmek için toprakta sürününüz. Kardeslerim! O sıcak tasları yutabilen devekusları gibi ve sert kemikleri sindirebilen akbabalar gibi olunuz! Ve ateşte yaşamayı becerebilen semender gibi olunuz ki, yarın korkusundan kurtulasınız! Ve kardeslerim düşmanın kumpasından emin olmak için o zorbalıkla ortaya çıkarılamayan yarasalar gibi olunuz!" Maktul Şehabettin Sühreverdi
Mesele uçabilmek değil, inebilmektir.
İnsan ister farkında olsun, isterse olmasın, her an dua halindedir. Düşündükleriyle, yaptıklarıyla... Ve hepsinin muhakkak geri dönüşü olacaktır.
Bu dünyayı gerçekmiş gibi yaşa, ancak hayal olduğunu bil! O zaman sevinçlerin ölçülü, acıların daha hafif olur. Amaç her hal üzere, değişmeden, çalkalanmadan kalabilmek. İşte huzur budur! Elde edebilene...
İnsanların iki ayrı dünyası vardır. 1- Hayal ettikleri dünyada, olmak istedikleri kişi. 2- Yaşadıkları dünyada, oldukları kişi.
Reklam
İnsan hakikate yaklaştıkça ondan ne kadar uzakta olduğunu, öğrendikçe de ne kadar cahil olduğunu anlar.
Aramak erdem. Bulmak nasip. Bulduğunu kaybetmekse hüsran. Sen hangisisin? Arayan mı, bulan mı, kaybeden mi? - Hiçbiri. - Kaybolmuşsun? Dücane Cündioğlu
Kötü insan yoktur. Kendini kötülüğe gömen insan vardır. Bir de arındıran...
Kötü insan yoktur. Kendini kötülüğe gömen insan vardır. Bir de arındıran...