Yürüyorum bomboş sokak Kaldırımlar ıslak Ve gözümde bir damla yaş Duruyorum sonra bir an Geçince zaman Yokluğunu anlıyorum Susuyorum tüm sözler tükenmiş gibi
“Seninle ben, Bir kumaşın iki ters yüzüyüz, Bir yüzü sert kuşanması dert Bir yüzü hassas kullanılmaz, Bir ters bir düz Kah bükümsüz kah pürüzsüz Üstelik biraz dökük, Bir tarafımız hepten sökük, Dikiş tutturmak gerek O da mümkün elbet Ne hikmetse seninle ben, İki ayrı yüzüyüz aynı kumaşın, Bu esrarına varamadığımız Sıradan dokunmuş, dünyanın hilafına Bilirim, Aynıdır hammaddemiz... “